Dedi: Al benim ceketimi giy, üşüme.Giydim bana büyük olan ceketini. Kokusu sinmiş üstüne, şimdi ben de öyle kokuyordum. Elimi cebime attım sonra.Dedim: Cebinde bir şey var.Dedi: Papatya koparmıştım, gidince veririz Peter’e, sevinir.Dedim: Geçerken Beter’e de uğrar mıyız, özlemiştir bizi.Dedi: Al bu portakallı bisküviyi, bunu da ona veririz.Dedim: Bir tane yesem olur mu, sadece bir tane?Güldü, bir tane benim elime tutuşturdu, bir tanesini de hemencecik ağzına atıverdi.Dedim: Hep yanımda kal böyle, papatyalar cebimizde, ceketin üstümde..Dedi: Sende… Hep süper kahramanlarımıza gidelim seninle, dönüş yolunu bulamasak bile..Dedim: Bisküvi kırıntılarını bırakırız yola öyle buluruz yolumuzu, olmaz mı?Gülümsedi yine.Dedi: Olur tamam, hadi o zaman tut elimden ,yolumuz daha çok uzun…Dedim: Tuttum yol arkadaşım. Gidelim…