herkese merhaba..3yıldan beridir “alısma” eylemi üzerine düsünüyorum.!
yani düsünün bir kere hayatımızda hep birseylere alısarak zamanımızı geciriyoruz hep karsımıza cıkan birtakım yenı olgular bizi kendisene alısmaya zorluyor enerjimizin büyük bir kısmı raslantısal olarak veya zorunlu nedenlerle karsımıza cıkan sorunlara alısıp onları hazmetmekle geciriyoruz.ilkokula kayıt yaptırdıgınız zamanı düsünün ben bu günkü aklımla tahayyül ediyorum da tam bir facia ile karsılasmısım ama haberim yokmus bir sürü yeni seye zorla alısmak zorunda kalıyorsun-zaten alısmanın dogası biraz da zorunluluktur- ve o güne kadar ki hayatını alt üst ediyor bu konuda cok fazla kafa yordum umarım bana yeni seyler düsünmem icin kendi düsüncelerinizi paylasma onurunu verirsiniz?kendinize iyi bakın…..bu arada konunun cidiyetini vurgulamak icin soruyorum:hayatınızda su ana kadar alısmak zorunda oldugunuz seyleri bes dakika düsünün.
yorumlar
üstünde düşünmeye alışabildin mi?
1.Kadınlar
2.TÖ
…son 3 yıldır, sürekli “zaman”ı düşündüm. zamana alışmam mümkün değil çünkü çok hızlı geçiyor…
1- Müdürle olan samimiyetimden dolayı yediğim küfürlere
2- Yakınımda ölen insanların artık aramızda olamayacağı düşüncesine
3- 25 yıldır uzak olduğum evlilik kavramına
4- Kitap okumaya başlamaya veya kitap okumayı bırakmaya
5- Ev kuşu olmaya
Aah ah
düzenli bir hayatım olmasına.
iş hayatıma.
sabahları kalkmaya.
akşamları yatmaya.
fazla çalışmaya.
okulun bitmesine.
alışamıyorum.
hayata ait bi terim olmadığına alışıyorum..
çok haklısın!
olgusuna alışamadım ben, yada alıştım ama şimdi alışmışlığımın ötesinde öğrenmek istiyorum galiba.
tam birşeye alıştım derken karşına alışmak zorunda olduğun başka birşeyin çıkmasına alışamıyorum…
‘alışmak’..varoluş felsefesi bakış açısından bakarsan,alışmak’tan bir dizi düşünce çıkarabilirsin. şöyle ki varoluşçuya göre, insan nesneler dünyasına bırakılmıştır. varoluş felsefesi aynı zamanda, varlık türü olan nesneler ile varoluşu farklıolan insanların karşıtlığını vurgular. bir de varoluşçuluk, varlığın özden önce geldiğini söyler. yani insan varolduktan sonra özünü kendi yaratır. öz bu yüzden değişmez değildir. bu düşünceler ışığında, nesneler dünyasına bıraklımış insan kendi özünü oluştururken, nesnelerden(genel anlamda herşey diyelim yazınla alakalı olarak) dolayı bir zorunluluk içindedir. bu noktada insan alışır. zorunluluk alemine..! alışkanlık böylece refleks gibi bir oluşum olur insan için:) umarım bunlar yeni yollar açar sana:)))