yarın yine yola çıkıyorum.. canım sıkkın.. iki de bir off çekip duruyorum.. her seferinde aynı şeyleri yaşıyorum..
yeni bir şeye başlayacak olmanın heyecanından çok korkusu bu.. o nasıl olacak bu nasıl olacak !
kendimi yalnız hissediyorum çoğu zaman olduğu gibi.. görünüşte yalnız değilim tabi, özde yalnızım.
anlaşılmak ne güzel şeydir kim bilir. ya anlaşılamamak !
belki ben de birgün bulurum aradığımı.
oofff.
yorumlar
bundan böyle günlük okumayacağım sanırım. Herkes bunalım! N’oluyo yaaaaa? Takmayın bu kadar, geldiği gibi alın olayları..
indigo sonbaharrrrr!
hişşşşşşştttttttt….
sen cagir aradigini …
gelse de gelmese de cagir….
duysada duymasa da….
gelir…
bazen bana uzak oldugu kadar yanım da olur tam da icimde….
sen iste yeter ki…
bu bunalimli donemler zaman zaman (belki cogu zaman)yaşam icerisin de olabiliyor.
ve biz buna “hayat” diyoruz.
yo, hayat değil onun ismi, yukarda da dendiği gibi bunalım. bi sorun yani, hayatın sadece bir parçası tamamı değil. hem herkes için geçerli de değil. sonbahar benim için komik bi mevsimdir, kısa kollu giyer üşürüm, uzun kollu giyer terlerim. kış soğuktur, yaz sıcaktır, ilkbaharda dondurmalar algidalar falan çıkar. hepsi bundan ibaret. hayatı çok ciddiye almak mantıksızca, anlamsız. yani yaşamak buysa ben yokum triplerine girmeyin be, alem buysa kral benim diyin, hatta kendinizi dünyanın merkezinde sanın, takılın öyle.
Bu site iyice kalabalıklaşmaya başladığından beri birşey gözüme batmaya başladı: yazılan duygusal günlüklerin/blogların çoğu, ilkbaharda aşk arama/isteme; yazın işten sıkılma – bunalma, tatil isteme, kaçma; sonbaharda ise tamamen bunalım içerikli. Bakalım kışın ne olacak. Tahmini olan?