Uzun süredir sanırım en az on defa buraya birşeyler yazamadan geri dönmüşlüğüm oldu. Oysa gün içinde o kadar şey dönüyor ki aklımda, yazarım buraya dediğim. Bu defa bitirmeye niyetliyim çünkü hem çoook sevinçliyim hem de korkuyorum çocuklar gibi, paylaşayım istiyorum bunları.

Sevinçliyim çünkü geçen yaza girerken web designers experiments sitesinin web designerlar için çıkardığı kitapta benim için ayırdıkları 2 sayfaya gerekli dökümanları yetiştirememiştim. Dün gece Lanfree kitabın 2. baskısının yapılacağını ve eğer gönderirsem bu defa kitapta yer alacağımı bildiren bir mesaj gönderdi ki iki gündür ayaklarım yere basmıyor bu yüzden.

Korkuyorum çünkü işlerden dolayı işyerini mesken edindim ve geceleri yanlız kalıyorum. Çocukluğumda olduğu gibi bütün odaların ışığı açık. Çünkü tam bu vakitlerde (03:30) telefon çalıyor ve açtığım anda kapanıyor. Hani karşı taraftan bir ses “seven days” dese kalbim durur sanırım. O filmi izlediğimden beri bu vakitlerde wrzl‘nin verdiği mimlere hiç bakmıyorum, ne olacağı belli olmaz sabah bakarım.

İzmir’e bahar geldi gibi. Bir an önce işleri rahatlatıp baharın keyfini çıkarayım, yazın geçen yaz doyamadığım Datça’ya daha fazla vakit ayırayım istiyorum.

Bak bu defa oldu günlük. Yoksa sana günlük yerine gecelik mi desem. Öff tamam sustum. Bu adamı arıyorum, görenlerin insaniyet namına bana bildirmelerini rica ediyorum. Yansıma’ya da nefis pişmaniyeler için geç de olsa teşekkür ediyorum veeee…. 😉