Zamansız ve mekansız bir hayat. Zamana ve mekana sığmayan değil, zamanı ve mekanı yadsıyan tüm yanlarımla, kendimi tüketmeliyim önce. Deniz kabarıp yüzüme vurduğunda, dudaklarıma isabet ettirdiği tum öpücükleri saklayıp sana getirmeliyim..(zaman gecer her ne kadar yadsısanda sen)Geçen zaman değil içimdeki histerinin yansılarıydı. Zaman hep aynı yerde duruyor ben onun içinden geçiyordum. Her ölüşümde yeniden doguyor her dogusumda bir aşk a bedellenmek istiyordum. Olmuyordu, her gece ölüp her sabah yeniden dogmayı denedim. Bu kez her sabah aşık olmaya başlamıştım ama, kime?-Burada adam buharlaşıp bir siirin gizinde kendini sorgularyaşamının sinopsisini yazmaya calışan bir ahmakla içtigini zanneder .O ahmak parlayan bir yunusun varlıgını iddia eden eski bir aşıktı oysa…BU SEHİRDE ARTIK YOL KENARINDAKİ ÇİÇEKLER KOPARILMIYOR KİMSE KİMSEYE ÇİÇEK VERMİYORMU YOKSAAtalarımız bize cicekleri koparmamamız gerektigini ögretti. Böylece birileri cicek satmaya basladı. Her çiçek satın alışımızda bir kiralık katil tutmuş oluyorduk biz parayı veriyorduk onlarda gidip bizim adımıza bir çiçek ölduruyorlardı.-Baba çiçek satan ların ataları yokmuyduki?(Çocuk sorusunda yerden goge kadar haklı. Babası ona gidip arkadaslarıyla oynamasını onermeli)Serkeş bir martının tiz çıglıgıydı gecede duyulanVe deniz rengini gizliyorKendini kıyılara vuruyorduKİMLİK BUNALIMINeden kimligini kaybeden bir adam bunalıma girerki.. Gazeteye ilan versene be adam…Sorular beraberinde getirdigi cevaplarla, güzelmidir, tehlikelimidir. Sarı ışıkların neden yanıp söndüğünü sorduğumda aldıgım cevap, beni denize, görebilmeyi umdugum herseye göturmustu. Zaman hic dönmedi ve ben maviyi hic göremedim. Sonra mavi nin anlamı yitti. Gökyüzü su düşürdü yüzüme, yüzüm topraga karıştı ve sesim hala bir adım geriden geliyordu……