..Koşa koşa döndü, dönmesi gereken son koşeyi, kalbi yerinden çıkıp ondan önce gidecekti sanki.. Oysa acelesi yeni sayılmazdı, nicedir acele etmekteyi bu güne doğru yaşarken, öylesine birikmisti ki .. işte kalbi belli etmişti kendini, taşıyordu artık zihninden heyecanı.”Tam da zamanı” gibi bir ünlem fışkırdı aklından, tam da zamanıydı heyecanlanmanın. Sakin olası da pek yoktu hani, bunca yıldır başkalarını özledikten sonra, ona aşkı, sevgiyi öğreten, “kader” denilen aldatmaca kurguyla savaşılabilecegini gösteren kadını görecekti. Kendisini hep zorlardı arkadaslarının yarım kalan hayatlarının kursağında bıraktığı acıyı hatırlayarak, hep sonuna kadar hissetmek isterdi, en ufak bir duyguyu dahi atlamadan, her bir hücresiyle yasamalıydı bu anı..”Ne Cabuk Unuttun?” .. gözlerini kapattı; olmamalıydı, bunca yıl kendisini dinleyebilmis, bu seslere katlanabilmisken. Kıymetlisine bu şekilde yakalanmamalıydı.. Ne cabuk unutmustu hayallerini çalıp gittiğini, nasıl da yanıyordu canı, farkındalığından nefret etti. “Farkındalık” derdi ama oysa sadece sizofreniydi bu hissettiği. Bir kez daha yapmıstı yapacağını, kendisini susturamamanın yarattığı huysuzlugu “migren” diyerek geçiştirebilirdi kolaylıkla, herzaman olduğu gibi değildi bu seferki, farkındalının gürültüsünden çok, farkettiklerinin ağırlığı yakmaktaydı canını.. Ve onca yıldan sonra, hala daha savunmasızdı kıymetlisinin karsısında..”kapat artık, uyu, hadi kapat gözlerini” nasıl.. ? bu bir rüya olamazdı, hem eğer rüya olsaydı! gözleri kapalı değilmiydi ozaman, nasıl bir çelişkiydi farkındalığının önerdiği.! Bu kadar gerçek olamazdı hiçbir rüya, . . fakat, dönmüş te olamazdı, kıymetlisi ulaşamazdı ona, “evet” haklıydı. Rüya , nasılda gerçekti aslında, özlemişti kıymetlisini, yıllar sonrada olsa göresi vardı..”yeter bu melankoliklik, yalnızsın iste, kimse sevmedi seni”.. güldü. iste buna hiç inanmamıştı.. ufak bir süphe vardı sadece uykuya dalarken aklında, farkındalığı simdiye kadar hiç yanılmamıştı..!…