Günümüz gençliğinin pek haz duymadığı bir tarz; Türk Halk Müziği. Oysa kimler gelip geçti bu diyardan, ismi anılmadan. Ozanlarımız, ne türkü olur onlarsız, ne biz yaparız türküsüz…Çok Muharrem Ertaş‘lar yetiştirdi bu ülke. türkü söylemek yemek gibidir, ekmek gibidir. sevdiği için yapardı sanatını, para şan söhret basit bir duyguydu belki. üretken sanatçılar yetiştirdi bu ülke. yinede ne Köroğlu‘su kaldı, ne de Karacaoğlan‘ı.bir Aşık Mahzuni Şerif vardı, birde çeşm-i siyahım. bir Aşık Veysel vardı, birde dostlar beni hatırlasın. Muhlis Akarsu‘yu da unutmamalı. e sıkıştırmalı kıyıya köşeye son mudaimlerden Musa Eroğlu‘nu.Türkülerin çıkış noktası Kırşehir ve abdallar‘dır. abdal aşiretinin son yaşayan ferdi; Neşet Ertaş.şu gün “aptal” diye adlandırdığımız insanlarla karıştırılmasın. kimler olduklarını gayet iyi biliyoruz. Kıssadan hisse; Türküler bizim; özümüz, gözümüz, sözümüz. fazla yaklaşanın gönlünü yakar, uzakta kalanınsa canını…Saygılar…
yorumlar
Gönül Yarası adlı filmde türkü denen şeyi hatırladım tekrar. Ne kadar enteresan gelmişti bana bir müzik türü olarak. Adı Türk Halk Müziği olmasına rağmen ne kadar yabancı hissetmiştim kendimi o tınıya. Biz bu gün türkü diye neler dinliyoruz aslında. Gerçek türküler neler. Filminde etkisiyle bir girişeyim şu türkü olayına demiştim. Ne de olsa bir tını, bir müzik yani hayatımın vazgeçilmezi. Ancak dedim ya ne kadaar yabancıymışım unuttum gitti çoktan. Taa ki bu blogu okuyana kadar. Bir el atmak lazımda nasıl.
ağrı’da doğdu. 82’te itü türk müziği devlet konservatuarını bitirdi. bir süre öğretim üyeliği yaptı. trt’de çalıştı, sonrasında “sanatta doktora” sını tamamladı. pek çok yöremiz için özellik “bağlama çalış teknikleri, saz ve ses tavırları” üzerine çalışmalar yaptı. 96’yılında Köln Filarmoni Orkestrası eşliğinde konser vermesi gibi halk müziğinin evrenselliği konusunda pek çok katkıları oldu. halen ytü’de öğretim üyeliği yapmakta olan “sanatçı” mızın solo ve enstrumental 6 albümü bulunmaktadır. “katre” ve “eşik” albümlerini dinleme fırsatım oldu, edinebilirseniz bi şekilde dinlemenizi tavsiye ederim. “eşik” albümü erol parlak’in kurdugu “bağlama beşlisi” ‘nin bir ürünü olan enstrumental bir calismadir. “baglama nedir?” diye merak edeniniz varsa “alla turca” parçasını mutlaka dinlemelidir.türkücüyüm diye geçinen insanların yanında böyle değerli “sanatçı” ların azlığı bizi üzsede, bu ülke de “kaliteli ürün” çıkaran insanların sayısı yavaş yavaş artacak.albümleri hakkında detaylı bilgi ve kısa örnekler için erol parlak’ın resmi sitesi: http://www.erolparlak.com.tr/sevgi, saygi…
türkülerin kurtarılmış olmasının en önemli nedeni yozlaşmamış olmaları belki de. malumunuz neye ellerini atsa insanlar dağıtıp bırakıyorlar. nesimi çimen’den bahsedilmeyen bir türkü yazısı da eksiktir ayrıca, neyse efendim oğlu mazlum çimen’i saygıyla analım buradan. mazlum bey ki oğlunun adını “saki” koymuştur ve damarlarında alkol akar, ekmek, şarap, sen ve ben ile ruhumuza çentik atmıştır.durumları nasıldır? tabii ki atların dövüştüğü dünyada güme gitmektedirler…
blog’un amacını anlayamadıysamda pagan’nın aradığı “türkülerin kurtarılmış olmasının en önemli nedeni” muzaffer sarısözen‘dirbirde hafif arşivlerinden türk müzik tarihini, nasıl bu hale geldiğini öğrenebiliriz.
Konu Türküler olunca bir iki satır da ben yazayım dedim. Gerçekten de Türkülerin unutulmaya başlandığı şu zamanlarda halis malis Türkü tadında, hakkını vererek okuyan ve yorumlayan pek kalmadı. Yeni jenerasyondan adaylar çıkmıyor değil ama bu işi hakkıyla yapan, bu kültürü omuzlarında taşımayı hak eden pekaz insan kaldı. Bunlardan ilk aklıma gelenleri sayacak olursam; Orhan HAKALMAZ, Ayşegül YORDAM (pekte yeni değil ama yazdım bir kere), hah bir de Gülay var. Özellikle Ayşegül YORDAM’ı çok beğeniyor ve tavsiye ediyorum. Ayşegül YORDAM Grup Yorum’un ilk solistlerinden biri olup Güzelleme1, Güzelleme2 ve Güzelleme3 olarak güzelleme (koşmada bir tür) türünde solo albümleri de var. Bu albümlerinde özellikle unutulmaya yüz tutmuş ve yurdumuzun dörtbir yöresine özgü (etnik) eserlere yer verdiğinden bence arşivlemenizde fayda var.
Konu Türküler olunca bir iki satır da ben yazayım dedim. Gerçekten de Türkülerin unutulmaya başlandığı şu zamanlarda halis malis Türkü tadında, hakkını vererek okuyan ve yorumlayan pek kalmadı. Yeni jenerasyondan adaylar çıkmıyor değil ama bu işi hakkıyla yapan, bu kültürü omuzlarında taşımayı hak eden pekaz insan kaldı. Bunlardan ilk aklıma gelenleri sayacak olursam; Orhan HAKALMAZ, Ayşegül YORDAM (pekte yeni değil ama yazdım bir kere), hah bir de Gülay var. Özellikle Ayşegül YORDAM’ı çok beğeniyor ve tavsiye ediyorum. Ayşegül YORDAM Grup Yorum’un ilk solistlerinden biri olup Güzelleme1, Güzelleme2 ve Güzelleme3 olarak güzelleme (koşmada bir tür) türünde solo albümleri de var. Bu albümlerinde özellikle unutulmaya yüz tutmuş ve yurdumuzun dörtbir yöresine özgü (etnik) eserlere yer verdiğinden bence arşivlemenizde fayda var.
Türkü ile tanışmam üniversite yıllarıma denk gelir. Kırşehirli bir arkadaşım – ki nickiminde babasıdır – sabahlamalarımızda hemşehrim diye taktığı Neşet Ertaş kaseti ve mp3 leri ile geceyarımıza anlam katardı.”Gönlüm“ü “göğnüm” , “gömlek“i “köynek” diye yorumlayıp yüzümüzde hafif bir gülümsememize sebep olurdu ama bu kelimeleri “Gizli Sevda Çekmesi Aman Aman, Ateşten Köynek İmiş” derken içimizi dağlardı.Ardından “Tatlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm göğnüm hep seni arıyor, neredesin sen” diye gurbet elde dağlardı yüreğimizi gece vakti.Hele birde Winamp Zahide ye gelince.. Biz susardık, gece susardı, cırcır böcekleride surardı.. Neşet Usta “Gelenden gidenden haber sorarım, Zahidem bu hafta oluyor gelin” derdi.. Biz biterdik, gece de biterdi..
lafı ağzımdan aldın yaşayasın contracım.Muzaffer Sarısözen’e değin türkü halk müziği demek,dinlemek pek de rağbet görmezdi.Muzaffer Hoca bağlama tekniğine el atıp standartlaştırma çalışmalarını yapmasaydı,unutulmak üzere olan türküleri derlemek için dere tepe Anadolu yu gezmeseydi TRT1 de çocukluğumdan kulağımda kalan “Yurttan Sesler Koroları” olmayacaktı.Nurlarda yatsın.Bugün Muzaffer Hoca’nın bayrağını taşıyan bir çok sanatçımız var.Ne mutlu bana ki çoğu İTÜ Devlet Konservatuarından.Elleri,gönülleri dert görmesin.
Internette yoruk turku orneklerine rasgelenler lutfen bana link versinler. Ozellikle Aydin/Mersin yorelerinden.Tesekkurler
iyidir türkülerde. pek severim.
sorun bence iyi yorumcunun çıkmayışında değil, özgün ürünler üretilmemesinde. tamam, şartlar ve zamanlar ve insanlar ve beceriler ve kurgular değişti, aynı tat yakalanamaz belki ama, bilmem ki….
ben unuttum sen ekledin. mazlum çimenin üretkenliği, eğer ki türkü tadını yakalamaya çalışıyorsak, bana biraz avrupai kaçıyor.
okan murat öztürk ve i.hakkı demircioğlu ile yaptığı albümler bu konuda gerçekten muhteşemdi. bu adam buralarda yaşıyor ve eminim uzak memleketlerde biyerde erkan oğur’dan haberdar olanlar bizi acayip kıskanıyordur.
çoğumuzun haberi olmasada bu topraklarda türküler hala çalınmakta,söylenmekte. lakin gitgide azalan üretkenlik, derlemecilk, aşıklık gibi unsurlar azalıyor. kötü olan da bu zaten..piyasanın canlanması adına kullanılıyor çoğunlukla türküler, haberimiz de ancak öyle oluyor. yukarıda sayılanlar elbette üretken insanlar,bir de para kazanmak için tüketenler var ..
Neşet Ertaş
Bilgiyi beğendim teşekkürler.ilginç bilgiler – ilginç yazılar – ilginç sorular
İlgimi çekmedi desem yalan olur, teşekkürler 🙂komik videolar