Türkiye’de siyasal sistem neden oturmuyor, demokrasi neden bu ülkede işlemiyor; soru bu. “Yıllarrrr yılı herkesin lafın iki belini kırdığı bi konu bu, bayat mevzu, geçiniz..” diyebilirsiniz, ama bi dakka. Siyaset bilimci nam kişilerin bu soruya verdiği yanıt son bir iki yılda anidendeğişti. Ben okuduğum bi kitapvesilesiyle yeni farkına vardım, ortamdaki hararetli tartışmanın.

Bahsettiğim kitabı ağırlıklı olarak İngilizler yazmış; oturmuşlar, Türkiye üzerine “Turkish Transformation” diye bi kitap döşenmişler, bu ülkede demokrasi niye böyle sakat, bu sorunun yanıtını aramışlar. Geliyorum, yumurtanın sarısına.
Bu soruya verilen yanıt yakın bi zamana kadar genel olarak şöyleydi: “Türkiye’de devlet çok güçlü, sivil toplumu eziyor, ona örgütlenme izni vermiyor” falan. Mantıklı bi yanıt aslında.
Ama… Meslekten Türkiye analisti olan bi takım şahsiyetler, Cambridge’den, oradan buradan… dikkatlerini, Türkiye’de 1997 yılında yapılan “Türk Değerleri Araştırması” (Turkish Values Survey) ( Burada kısmen var) araştırmasından çıkan çok tuhaf sonuçları çevirmişler. Bu araştırmadan çıkan sonuç şu: 1997 ve 1998 yıllarında dünyanın diğer ülkelerinde yapılan araştırmalarla karşılaştırıldığında, Türkler’in, içinde yaşadığı toplumdaki insanlara duyduğu güven oranı çok çok düşük.

Toplumu oluşturan diğer bireylere yönelik güven oranı şöyle:

İngiltere: yüzde 42.4
Finlandiya: yüzde 59.5
Amerika: yüzde 49.5
Bulgaristan: yüzde 28.7
Türkiye: yüzde 6.5

Diğer yandan, bu araştırmaya göre, “Kimi komşunuz olarak görmek istemezsiniz?” sorusuna, Türkler’in yüzde 34’i ‘Başka ırktan biri’ yanıtını verirken, bu oranın İngiltere’de yüzde 8.2, Brezilya’da yüzde 4.2, Portekiz’de yüzde 9.9 olduğu görülüyor.

“Solcu birinin komşum olmasını istemem” diyen Türkler’in oranı yüzde 70.3. Bu oran İngiltere’de yüzde 33, İtalya’da yüzde 29 küsur, Şili’de yüzde 46.3.

Sonuç: Adamlar diyor ki, “Türkiye’de asıl mesele, kimsenin kimseye güvenmemesi. Kimsenin kimseye güvenmediği bir toplumda da, demokrasi denen şey zor gelişir.”

En önemlisi, bu sorunun direkt olarak, devletle bir ilişkisinin bulunmaması, daha sosyolojik bir sorun bu; köylü kültürünün baskın olduğu bir ülke olmamızdan kaynaklanıyor falan.

Yani: Biz hep devleti suçluyoruz ama bi dönüp aynaya baksak diyorum. Nitekim, bu güven sorununu Hafif’de bile yaşamıyor muyuz kısmen?

“Ben yurtdışına gideceğim zaten” diyen varsa, buyrun, şuradan alayım.