Başbakanını asan bir ülkeden herşey beklenir. Hukuk mukuk tamamen sanaldır bu ülkede. Belirli bir azınlık bazen askeri darbe, bazen hukuki darbe, bazen de psikolojik harp teknikleri ile herşeyi mübah görüyor. Acaip utandım ve hüzünlendim.Allah sonumuzu hayr eylesin…
hukuktan anlamam.sizin anlayıp anlamadığınızı da sorgulayacak değilim bu halimle.ancak bu açıklamadan çıkarılacak iki sonuç var hukuka uygundur ya da değildir.uygun ise zaten sorun olmaması gerekir bir hukuk devletinde.ha eğer uygun değil ve kararı verenler hatalı ise hukuksal zeminde halledilir bu sorun(tabi yine hukuk devletinden bahsediyoruz.)yani devletin ve hukuk kurumlarının işleyişidir bundan sonrası.benim gibi hukuktan pek anlamayan insanlarsa seçimler yaklaşırken oturup düşünmelidirler kendi başlarına “o odada oturan adamlar/kadınlar, neden bazılarının siyasi olarak nitelendirebileceği böyle bir karar verdi?”benim ulaştığım naçizane sonucu merak ederseniz şöyle:”kendileri demokrat ilan eden insanların hegemonyasında bir cumhurbaşkanı atanmak istenmiştir.3 kişi bir odaya girip karar vermek istemişlerdir reis-i cumhurumuza.(artık telefon baglantısı ile olaya katılan olmuş mudur bilemem, bize tvlerden aktarılan görüntülerde sadece bu 3 silahşör vardı.)bu toplantının öncesinde ve sonrasında biz isyan etmişizdir efendice -anayasal hakkımız olarak.ama bizleri kimseler dinlememiş.bizim orada darbe karşıtı söylemlerimize rağmen 3 silahşörlerden biri asker ortağı ve yardakçısı olduğumuzu ifade ederek hafife almıştır bizi.diğer “kompetan” silahşör ise sayımıza takmıştır.ee tabi sayıya takması önemli bir ayrıntı.bu silahşör kendisini sayısal çoğunlukla seçilmiş bir padişah olarak gördüğünden orada ki insanların “80 bin” olması gerekir. yoksa sabahtan beri sarfettiğim “biz” kelimesi onlar için milyonları ifade ederse büyük bir sorun demektir.ama korkmayınız, biz demokrasiyi sizin gibi anlamıyoruz.demokrasi çoğunluğun padişahlığı olmamalıdır.(bide işin garibi bu adamlar çoğunluk mu o da tartışılır neyse bu bambaşka bir konu).efendim,neticede haykırışlarımıza kulak asılmamıştır.bizi dinlemeyi bırakın, yanlarındaki, her gün yüz yüze geldikleri diğer partilerin milletvekillerine bile danışılmamıştır.sadece işlerine gelen insanlarla görüşülmüş ya da birilerinden icazet alınmıştır.gelin hukuk gibi bilimsel ve derin bir konuyu tartışmadan önce demokrasiyi bir tartışalım.(demokrasi hafif bir konu mu diyeceksiniz.tabi ki hayır.ama bir demokratik cumhuriyette yaşıyorsak; hepimiz en azından temel ilkelerini bilmeliyiz demokrasinin.)bu ülkede demokrasi ne kadar geçerli ben neresindeyim bu demokrasinin.cumhurbaşkanına,başbakana,bakanlara,vekillere,belediye başkanlarına hesap sorabiliyor muyum? -hesabı geçelim o aşamaya daha çok var en azından soru sorabiliyor muyum?.ben mesela başbakanımı saygı çerçevesinde eleştirmek istiyorum,yanına gidip benim tarlamda şu şu eksik demek istiyorum küfür yemeden kovulmadan,karikatürünü çizip ona bir mesaj yollamak istediğimde onun anlamasını ve hoşgörülü olmasını bekliyorum,avrupa birliğine adaylık imzaları atılırken referandum yapılsın istiyorum,başkentin göbeğinde türk bayrağının yanına asılan sarı yıldızlı lacivert bayrak nedir, niye ordadır sormak istiyorum.bunları yapabilir miyim?tabi ki hayır.(evet diyenler biraz daha düşünsün bence.şu andaki hükümete dokunulmazlığınız olmadan sağlam,yüksek sesle bir muhalefet etmeye kalkın.cem uzan olmanız lazım hala elinizde,avcunuzda bişey kalması ve rahatça yaşabilmeniz için…)ee değil mi o zaman benim ne haddime cumhurbaşkanlığı için yürümek!asıl konuya dönersek,kendilerine demokrat, parti üyeleri ve liderleri, milletin isteklerini umursamayarak bir gerilim yaratmışlardır ve hala mağdur olduklarını iddia etmektedirler.anayasa mahkemesi, anayasal ya da “siyasi” doğru bir şekilde gerilimin önüne bir set çekmiştir ve halkın isteklerine meyil ederek bir karar vermiştir efendim.ha bu onun görevi midir tartışılır ve tartışılması gerekir ama ondan önce işi halkını dinlemek olan bir başbakan o sırada ne yapmaktadır önce bunu tartışalım isterseniz.”saygılarımla efendim.
Bir kere anayasa hakkında yorum yapılabilmesi için hukukçu olmak şart değil. Eğer öyle olsaydı anayasalar referanduma götürülmez, 3-5 tane anayasacı hukuk profu onaylar biterdi. Demek ki yorum yapmak için anayasa hukuk profu olmaya gerek yokmuş.Ayrıca Ergün Özbudun gibi Türkiye’nin dünyada saygın tek hukukçusu bunun tamamen safsata olduğunu ilan etmiştir. [uzman yorumu da bu]80 anayasası da zaten Cb seçilemediği için, onu kolaylaştırmak için getirilmiştir. Ve 3 kez de malum şekliyle uygulanmıştır. Bunun da ötesin parlementoda 184 milletvekili olan herhangi bir grup artık ülkeyi kilitleyebilir. Birilerinin mantığına uygun, sürekli bir kriz arayışı. Kriz yoksa bile yapay kriz oluşturma ihtiyacı. Ayrıca o lanetlediğin parti, o veya bu şekilde 350 vekil çıkartmıştır.Bu adamlar bunları uzaydan halk ihraç ederek mi yaptı???Yaptığın eleştirilerin bir kısmı demokratik hak talepleri gibi gözüküyor ama aslında ne kadar demokrat olduğun, hukuk devleti prensibini ne kadar hazmettiğin
anayasa mahkemesi, anayasal ya da “siyasi” doğru bir şekilde gerilimin önüne bir set çekmiştir ve halkın isteklerine meyil ederek bir karar vermiştir efendim.
şeklindeki cümlelerinden belli. Demek ki hukuk, anayasa falan hikaye önemli olan siyasi ortam. İşte bu anlayış ve temsicileri bir de Atatürkümüzü ve fikirlerini savunduklarını söylüyorlar ya, işte ben buna acaip hasta oluyorum. Ayrıca son anketler gösteriyor ki halkın önemli bir kısmı hâlâ o partinin arkasında duruyor. Demek ki anayasa mahkemesi halkın isteklerine falan da meyl etmemiş.Aslında cb’lığı seçimi bir güç mücadelesidir. Ezilen, kendisi sürekli aşağılanmış Anadolu insanı (Nitekim köy enstitülerinin tek amacı da bu “aşağılık” kitleleri köylerinde eğitip şehri görmemesini sağlamak idi. Böylece güç sürekli olarak azınlık olan bir bürokrasinin elinde olacaktı.) ile “batılı”, “çağdaş” militer-bürokrasinin bir mücadelesi. Ve görülüyor ki bürokrasi 1-0 önde. Diğer rauntların ne olacağı belli değil?Benim asıl hüzünlendiğim ise bu karar artık anayasa mahkemesinin saygınlığını bitirmiştir. Bundan böyle anayasa mahkkemesi CHP ve onun zihniyetinin “ağlama duvarı” kertesine indirgenmiştir. Ve halk bunu böyle görüyor…Hukukun ve hukuka saygınlığın olmadığı ülkeler yok olmaya mahkumdur….
@wakabayashiCanım japon kardeşim. Kendini yorup sinirlerini yıpratan Beyaz Türkler kervanına siz de katılmışsınız. Bu yolda nice yiğitler telef oldu. Ne yaptınız. Süper muhalif ve ekürisi karşısında hiç mi ama hiç şansınız yok. Çünkü bu zat efendim, önce Bilgisayar mühendisiliği okuyarak tıp, biyoloji, kimya dallarında uzman olmuş, daha sonra sosyoloji, psikoloji, hukuk, mukuk, zart, zurt dallarında yüksek lisans yaparak siyaset uzmanı olmuş, bu da yetmemiş makro ekonomi konusunda doktora yaparak en sonda yanılmıyorsam engin bir dini eğitim almıştır. Yoksa o en başta mıydı? Neyse efendim, sabredin cevap 30 saniye içinde gelecek zaten. İşte sizinde tanıdığınız bu süper muhterem, böyle tedrisat rahlesinde yaladığı mürekkeple yetinmeyip bir de Tunceli’de vatani vazifesini Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman bir ferdi olarak yerine getirmiştir.O yüzden yol yakınken hemen geri dönün. Çünkü karşınızdaki mütekamil insan her konuda sizden çok daha fazla bilgi sahibi olduğu gibi, belagat sanatında da siyah kuşak sahibidir. Siz benden iyi bilirsiniz kendi memleketinizinsanatlarını, en teknik hamle rakibin saldırısının yönünü değiştirmektir. Ha bir de unutmadan, boşuna muhalefet edeyim demeyin, çünkü bir oto-muhalefet sistemi olan mahalleden çocukluk arakadaşı Yobaz Savar, sizin adınıza sizin düşüncelerinizi çarpıtarak hemen imdadına yetişir. Bunlarda yetmezmiş gibi, Üstad sanatların en büyüğü olan tevhidi kullanarak, Atatürk’ün temsil ettiği herşeye düşmanlık besleyip bir Atatürküm der. Benim kavrayabildiğim hikmetleri bu kadar kardeşim. Sonrasını benden yaşı daha büyük üstatlara sormalısınız. Hemen geri dönün.
Ne var bunda diyen arkadaşa şöyle söyleyeyim. Türkiye’nin bir hukuk devleti olmadığı ne anlama geliyor biliyor musun? Senin görüşlerine karşı olan herkesin önünün kapatılması ve belki öldürülmesi, hiç bir insanın hak ve özgürlüklerini yaşayamaması anlamına geliyor. Eğer bir ülkede hukuki açıdan sorunlar varsa, o ülkenin adaletine nasıl güvenirsin? Yarın bir gün başına bir iş gelse mahkemeye gitsen ve mahkeme taraflı olsa senin bu durum hoşuna gider mi?Sen derin devleti de hoşgörüyorsundur o zaman? Bak emekli paşalar evlerinde bir sürü patlayıcıyla yakalanıyor. Son dönemlerde ülkemizde meydana gelen saldırılar ve cinayetlerin sorumlularının onlar olmadığı ne malüm? Ne gerek vardı Savcının,hrant dink’in ve hristiyan misyonerlerin öldürülmesine?Anayasa mahkemesi bile hukukun üstünlüğünü düşünmüyorsa bu ülkede, ve bunu açık seçik yapıyorsa, turgut özal gibi “anayasayı bir kere delmekle bişey olmaz” anlayışını herkes kabul ediyorsa o zaman gücü eline alan anayasayı 50 kere deler ve türkiye bir cumhuriyet olmaktan çıkar. akp den korkuyorsunuz ama cumhuriyet rejimini ve demokrasiyi bu yaptıklarınız ve düşüncelerinizle kendi ellerinizle yok ediyorsunuz… yazık..Gerçek cumhuriyetçiler ve demokratlar bu olaylar karşısında bence hukukun üstünlüğünü düşünmeliydi. ama anayasa mahkemesi bile bunu yapmıyorsa ne diyelim artık.. akp 367 olmadan cumhurbaşkanı seçme hakkına sahipse bu ona verilmeliydi. kaybeden türkiye oldu.
Usta bende seni bekledim durdum. Burdaki arkadaşlar hukuku Anayasa Mahkemesi üyelerinden iyi biliyormuş meğer. İki satır hukuk okuyan herkes, kanunun ruhunun da lafzı kadar önemli olduğunu bilir. Kardeşin bu yöntemle az dava kazanmadı vergi mahkemelerinde. Hırzızın hiç mi suçu yok komşular. Adam diyor ki, hanım sordu ona bile söylemedim kimin cumhurbaşkanı olacağını.
Anayasa’nın 102. maddesinin ilk fıkrasında Cumhurbaşkanı’nın seçimi için öngörülen üçte iki çoğunluk, dava konusu Meclis kararına ilişkin birinci oylama yönünden hem toplantı hem de karar yetersayısını kapsamaktadır.”
bu maddede anlaşılmayan bir şey mi var agalar ?başbakanın asılmasıyla bunun ne alakası var?Varsa eğer Kubilay’ın kafasını neden kestiniz?
Neden bahsediyorsunuz. 2 hukuk okuyan adamlar dediğiniz konunun uzmanları. Ayrıca ben de bölümümde hukuk dersi görüyorum, hocalarıma da danıştım, onlar da aynı şeyi söylüyor. Esas anayasadan hukuktan anlamayan sizlersiniz, ve sizler böyle olduğunuz için de anayasa mahkemesi duruma göre karar verebiliyor. Hahaha! kanun şeklen değil ruhen okunacak öyle mi? Tabi o zaman herkes farklı okusun, herkes kafasına göre yorumlasın her şeyi değil mi?2 satır hukuk okuyan adam şunu da bilirki bir konuda daha önce verilmiş bir karar varsa bir dahaki benzer durumda aynı karar gerekçe gösterilerek verilebilir. Ama bizde böyle mi oldu? Eskiden benzer durum ortaya çıkmış ve bu şart aranmamış. AKP zamanında arandı.. Buna ne diyeceksin bakalım?Bu arada AKP li olmadığımı da hatırlatayım.
eskiden oluşan yanlışa neden dava açmadılar diye mi soruyorsun? açmamışlar nedenini bilemeyiz, o şekilde seçmişlerşimdi oluşan yanlışa dava açmışlar, anayasa mahkemesi de doğru karar vermiş, şimdi karara bu paşa paşa uyacaksınız,bundan sonra da böyle devam edecek, bu karar emsal olacak,akp li olmak da ayıp değil neden inkar ediyorsun ki?
Zaten önemli değil. 22 Temmuzdan sonra seçerler kardeşim. Aptullah Gül Cumhurbaşkanı olur, Tayyip Erdoğan Başbakan. Demokrasi treni de son durağa gelmiş olur bakarsınız. Başbakan indirir bizi. Sonra hiç böyle hukuk, guguk tartışmalarına gerek kalmaz sanıyorum. Bunları yapacağımıza tavla oynarız daha zevkli.
Anayasa’nın 102. maddesinin ilk fıkrasında Cumhurbaşkanı’nın seçimi için öngörülen üçte iki çoğunluk, dava konusu Meclis kararına ilişkin birinci oylama yönünden hem toplantı hem de karar yetersayısını kapsamaktadır.”
peki devamı nerde @kopan, yani sağlanamadımı, anayasaya mı gider diyor, hayır. tekrar toplanılır, yine olmazsa tekrar. 3. den sonra bu sayı sanırım 184 e düşer…367 kararı ile tarihe çok büyük bir ayıp not olarak düşülmüştür. hukuk dan laf etmenin saçma, demokrasiden laf etmenin toyluk olduğu ispatlanmıştır. bu karar, azınlığın tehakkümünden ibarettir.diğer bir çelişki, üyelerden bazılarının tersi görüş belirtmesine rağmen, daha sonra oylamada söylediklerinin aksine oy kullanmasıdır. yani bir kaç hafta içerisinde görüşleri nasıl da şakkkk diye değişiverdi.bu değişme deyince senin(@kopanisti), şu resmin geldi aklıma…
şimdi sen niye böyle diyorsun ki güzel kardeşim ?anlayın artık da kopartmayın beni,açın okuyun da buralarda sallamayın palavralarınızı, kitabın bile ilk kelimesi ”OKU” demi güzel kardeşim.ne var devamında diye sormuşun şu var : ilkinde toplanma ve seçme sayısı 367 diyor, 367 yi buldunmu ki 2. 3. 4. tura geçicen ?bulsaydın toplanıp oylamaya geçicektin, yine en az 367 oy lazım dı seçmek için. yook 367 çıkmadı o zaman sana şans veriyor 2. 3. 4. turlarda bu sayıları tuturursan toplan şu sayıları tutturursan seç diyor.İlkinde 367 yi bulup ta oturum açamazsan 2.tur diye birşey olamaz, sen bu işi beceremicen, erkenn seçim kararı al, istifa et, yeni kurulan meclis denesin diyor.ne oldu ? böyle olmadı mı?e ne debelenip duruyonuz hala.G.te giren şemsiye açılır mı?
o şemsiyeyi g.tümüze CHaşP soktu, yargı da açmaya çalışıyor.istediğin gibi düşünmek sana kalmış, ben senin gibi düşünmüyorum. senin bana duyduğun saygı kadar da en az saygı duyuyorum.
bu kelime içerisinde, baskı, şiddet, yozlaşma herşeyi barındırıyor.sadece biraz dikkatli bakın, üç boyutlu resimler gibi.gerçek her zaman gördüğümüzden daha fazlası…
Haberturk TV Ekonomi Müdürü Melda Yücel’in yazısıDemokrasi vardı da Biz mi içtik?Demokrasi işleseydi ekonomi çok farklı bir noktada olurdu’Bu sözü söyleyen kim?Bakan Ali Babacan.Demokrasiyi işletmeyen kim?Sayın Bakana göre, cumhurbaşkanlığı seçim sürecini “tıkayanlar”.Peki o “an”a kadar demokrasi işliyor muydu?Cumhurbaşkanı adayı, hangi demokratik sürecin ardındanbelirlendi?Kim ya da kimler tarafından toplum nezdinde, aday isimüzerinde “uzlaşma” fırsatı verildi?Hiç kimse.Peki cumhurbaşkanı adaylığı için çizilen “kırmızı” çizgilerbelli değil miydi?Son derece netti.Ama ne oldu?Süreç tırmandırıldı.. Tırmandırıldı…Ve aday; iki dudak arasından çıktı: “Adayı-m- yola birlikteçıktığımız kardeşim Abdullah Gül.”***İşte bu durum; Londra’daki hiç bir yatırım uzmanı tarafındanfiyatlara yansıtılmamıştı.Çünkü yabancılar, Başbakan Erdoğan’ın gerilimitırmandırmayacağını, piyasalara duyarlı olduğunu ve uzlaşmacıbir tavra döneceğini savunuyordu…Ama olmadı.Sonuç; piyasalar bozuldu.Bakan Babacan’ın deyimiyle; “Acaba mı soruları yüzünden dünya%10 yükseldi. Biz %2 düştük. Makas 12 puana çıktı.”***Ve şimdi seçime 2 hafta kala Bakan Babacan yakın süreci,seçmenin beynine yeniden kodlamak istiyor, çok tanıdık gelen”mağdur” rolünü üstleniyor: “Son 2 ayda demokrasi işleseydiekonomi ekonomi çok farklı bir noktada olurdu”.İyi ama daha önce neredeydi ve neden hissedilmedi sözkonusudemokrasi ihtiyacı?Sayın Demirel’in tarihi sözü gibi.. “Petrol vardı da biz miİçtik!”…Şimdi de cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde demokrasi işledi de, biz mi hissetmedik?Gerilimin faturası kimde?Bakan Babacan dün de “İstikrar bozulursa 200 km hızla duvara toslarız” diye uyarıyordu..Seçime 2 hafta kala..
ya git işine internet misin nesin?kızdırmaya çalışma beni.o şemsiye hepimizin g.tünde, sen-ben yapmatek başına mı? kaç başına seçecek anasını satayım. CHaşP gelse sanki sorcak mıydı. AK partiye, veya sorsa sen burda ne yazardın, vay efendim nasıl sorar onlara.
Şu pilli network’de birisiyle tartışıp da bu noktaya geleceğimi tahmin etmezdim, böyle tartışanlara hep kin güderdim ama oluyormuş demek. Neyse bu konudaki son sözümü söyleyeyim. Tartışmayı beceremeyen ve kaybedince tartışma adabını ortadan kaldırıp sorun çıkartmaya çalışan insanlara diyecek söz bulamıyorum. Gerek yok sizinle konuşmaya. Hiç mi okumuyorsunuz yazarların bu konudaki görüşlerini..Gözlerinizi kapatınca bazı şeyler yok oluyorsa kapatmaya devam edin..
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
AKP cumhurbaşkanlığını ele geçirerek sivil darbe yapmak istedi. Bunun engellenmesi için hukuk da delinir demokrasi de. Ne var bunda? Gayet doğal.
Yobaz savarın yobaz mantığının tezahürünü tekrar gördük…
cumhurbaşkanlığını ele geçirmek…
Başbakanını asan bir ülkeden herşey beklenir. Hukuk mukuk tamamen sanaldır bu ülkede. Belirli bir azınlık bazen askeri darbe, bazen hukuki darbe, bazen de psikolojik harp teknikleri ile herşeyi mübah görüyor. Acaip utandım ve hüzünlendim.Allah sonumuzu hayr eylesin…
hukuktan anlamam.sizin anlayıp anlamadığınızı da sorgulayacak değilim bu halimle.ancak bu açıklamadan çıkarılacak iki sonuç var hukuka uygundur ya da değildir.uygun ise zaten sorun olmaması gerekir bir hukuk devletinde.ha eğer uygun değil ve kararı verenler hatalı ise hukuksal zeminde halledilir bu sorun(tabi yine hukuk devletinden bahsediyoruz.)yani devletin ve hukuk kurumlarının işleyişidir bundan sonrası.benim gibi hukuktan pek anlamayan insanlarsa seçimler yaklaşırken oturup düşünmelidirler kendi başlarına “o odada oturan adamlar/kadınlar, neden bazılarının siyasi olarak nitelendirebileceği böyle bir karar verdi?”benim ulaştığım naçizane sonucu merak ederseniz şöyle:”kendileri demokrat ilan eden insanların hegemonyasında bir cumhurbaşkanı atanmak istenmiştir.3 kişi bir odaya girip karar vermek istemişlerdir reis-i cumhurumuza.(artık telefon baglantısı ile olaya katılan olmuş mudur bilemem, bize tvlerden aktarılan görüntülerde sadece bu 3 silahşör vardı.)bu toplantının öncesinde ve sonrasında biz isyan etmişizdir efendice -anayasal hakkımız olarak.ama bizleri kimseler dinlememiş.bizim orada darbe karşıtı söylemlerimize rağmen 3 silahşörlerden biri asker ortağı ve yardakçısı olduğumuzu ifade ederek hafife almıştır bizi.diğer “kompetan” silahşör ise sayımıza takmıştır.ee tabi sayıya takması önemli bir ayrıntı.bu silahşör kendisini sayısal çoğunlukla seçilmiş bir padişah olarak gördüğünden orada ki insanların “80 bin” olması gerekir. yoksa sabahtan beri sarfettiğim “biz” kelimesi onlar için milyonları ifade ederse büyük bir sorun demektir.ama korkmayınız, biz demokrasiyi sizin gibi anlamıyoruz.demokrasi çoğunluğun padişahlığı olmamalıdır.(bide işin garibi bu adamlar çoğunluk mu o da tartışılır neyse bu bambaşka bir konu).efendim,neticede haykırışlarımıza kulak asılmamıştır.bizi dinlemeyi bırakın, yanlarındaki, her gün yüz yüze geldikleri diğer partilerin milletvekillerine bile danışılmamıştır.sadece işlerine gelen insanlarla görüşülmüş ya da birilerinden icazet alınmıştır.gelin hukuk gibi bilimsel ve derin bir konuyu tartışmadan önce demokrasiyi bir tartışalım.(demokrasi hafif bir konu mu diyeceksiniz.tabi ki hayır.ama bir demokratik cumhuriyette yaşıyorsak; hepimiz en azından temel ilkelerini bilmeliyiz demokrasinin.)bu ülkede demokrasi ne kadar geçerli ben neresindeyim bu demokrasinin.cumhurbaşkanına,başbakana,bakanlara,vekillere,belediye başkanlarına hesap sorabiliyor muyum? -hesabı geçelim o aşamaya daha çok var en azından soru sorabiliyor muyum?.ben mesela başbakanımı saygı çerçevesinde eleştirmek istiyorum,yanına gidip benim tarlamda şu şu eksik demek istiyorum küfür yemeden kovulmadan,karikatürünü çizip ona bir mesaj yollamak istediğimde onun anlamasını ve hoşgörülü olmasını bekliyorum,avrupa birliğine adaylık imzaları atılırken referandum yapılsın istiyorum,başkentin göbeğinde türk bayrağının yanına asılan sarı yıldızlı lacivert bayrak nedir, niye ordadır sormak istiyorum.bunları yapabilir miyim?tabi ki hayır.(evet diyenler biraz daha düşünsün bence.şu andaki hükümete dokunulmazlığınız olmadan sağlam,yüksek sesle bir muhalefet etmeye kalkın.cem uzan olmanız lazım hala elinizde,avcunuzda bişey kalması ve rahatça yaşabilmeniz için…)ee değil mi o zaman benim ne haddime cumhurbaşkanlığı için yürümek!asıl konuya dönersek,kendilerine demokrat, parti üyeleri ve liderleri, milletin isteklerini umursamayarak bir gerilim yaratmışlardır ve hala mağdur olduklarını iddia etmektedirler.anayasa mahkemesi, anayasal ya da “siyasi” doğru bir şekilde gerilimin önüne bir set çekmiştir ve halkın isteklerine meyil ederek bir karar vermiştir efendim.ha bu onun görevi midir tartışılır ve tartışılması gerekir ama ondan önce işi halkını dinlemek olan bir başbakan o sırada ne yapmaktadır önce bunu tartışalım isterseniz.”saygılarımla efendim.
Bir kere anayasa hakkında yorum yapılabilmesi için hukukçu olmak şart değil. Eğer öyle olsaydı anayasalar referanduma götürülmez, 3-5 tane anayasacı hukuk profu onaylar biterdi. Demek ki yorum yapmak için anayasa hukuk profu olmaya gerek yokmuş.Ayrıca Ergün Özbudun gibi Türkiye’nin dünyada saygın tek hukukçusu bunun tamamen safsata olduğunu ilan etmiştir. [uzman yorumu da bu]80 anayasası da zaten Cb seçilemediği için, onu kolaylaştırmak için getirilmiştir. Ve 3 kez de malum şekliyle uygulanmıştır. Bunun da ötesin parlementoda 184 milletvekili olan herhangi bir grup artık ülkeyi kilitleyebilir. Birilerinin mantığına uygun, sürekli bir kriz arayışı. Kriz yoksa bile yapay kriz oluşturma ihtiyacı. Ayrıca o lanetlediğin parti, o veya bu şekilde 350 vekil çıkartmıştır.Bu adamlar bunları uzaydan halk ihraç ederek mi yaptı???Yaptığın eleştirilerin bir kısmı demokratik hak talepleri gibi gözüküyor ama aslında ne kadar demokrat olduğun, hukuk devleti prensibini ne kadar hazmettiğin
şeklindeki cümlelerinden belli. Demek ki hukuk, anayasa falan hikaye önemli olan siyasi ortam. İşte bu anlayış ve temsicileri bir de Atatürkümüzü ve fikirlerini savunduklarını söylüyorlar ya, işte ben buna acaip hasta oluyorum. Ayrıca son anketler gösteriyor ki halkın önemli bir kısmı hâlâ o partinin arkasında duruyor. Demek ki anayasa mahkemesi halkın isteklerine falan da meyl etmemiş.Aslında cb’lığı seçimi bir güç mücadelesidir. Ezilen, kendisi sürekli aşağılanmış Anadolu insanı (Nitekim köy enstitülerinin tek amacı da bu “aşağılık” kitleleri köylerinde eğitip şehri görmemesini sağlamak idi. Böylece güç sürekli olarak azınlık olan bir bürokrasinin elinde olacaktı.) ile “batılı”, “çağdaş” militer-bürokrasinin bir mücadelesi. Ve görülüyor ki bürokrasi 1-0 önde. Diğer rauntların ne olacağı belli değil?Benim asıl hüzünlendiğim ise bu karar artık anayasa mahkemesinin saygınlığını bitirmiştir. Bundan böyle anayasa mahkkemesi CHP ve onun zihniyetinin “ağlama duvarı” kertesine indirgenmiştir. Ve halk bunu böyle görüyor…Hukukun ve hukuka saygınlığın olmadığı ülkeler yok olmaya mahkumdur….
@wakabayashiCanım japon kardeşim. Kendini yorup sinirlerini yıpratan Beyaz Türkler kervanına siz de katılmışsınız. Bu yolda nice yiğitler telef oldu. Ne yaptınız. Süper muhalif ve ekürisi karşısında hiç mi ama hiç şansınız yok. Çünkü bu zat efendim, önce Bilgisayar mühendisiliği okuyarak tıp, biyoloji, kimya dallarında uzman olmuş, daha sonra sosyoloji, psikoloji, hukuk, mukuk, zart, zurt dallarında yüksek lisans yaparak siyaset uzmanı olmuş, bu da yetmemiş makro ekonomi konusunda doktora yaparak en sonda yanılmıyorsam engin bir dini eğitim almıştır. Yoksa o en başta mıydı? Neyse efendim, sabredin cevap 30 saniye içinde gelecek zaten. İşte sizinde tanıdığınız bu süper muhterem, böyle tedrisat rahlesinde yaladığı mürekkeple yetinmeyip bir de Tunceli’de vatani vazifesini Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman bir ferdi olarak yerine getirmiştir.O yüzden yol yakınken hemen geri dönün. Çünkü karşınızdaki mütekamil insan her konuda sizden çok daha fazla bilgi sahibi olduğu gibi, belagat sanatında da siyah kuşak sahibidir. Siz benden iyi bilirsiniz kendi memleketinizinsanatlarını, en teknik hamle rakibin saldırısının yönünü değiştirmektir. Ha bir de unutmadan, boşuna muhalefet edeyim demeyin, çünkü bir oto-muhalefet sistemi olan mahalleden çocukluk arakadaşı Yobaz Savar, sizin adınıza sizin düşüncelerinizi çarpıtarak hemen imdadına yetişir. Bunlarda yetmezmiş gibi, Üstad sanatların en büyüğü olan tevhidi kullanarak, Atatürk’ün temsil ettiği herşeye düşmanlık besleyip bir Atatürküm der. Benim kavrayabildiğim hikmetleri bu kadar kardeşim. Sonrasını benden yaşı daha büyük üstatlara sormalısınız. Hemen geri dönün.
Ne var bunda diyen arkadaşa şöyle söyleyeyim. Türkiye’nin bir hukuk devleti olmadığı ne anlama geliyor biliyor musun? Senin görüşlerine karşı olan herkesin önünün kapatılması ve belki öldürülmesi, hiç bir insanın hak ve özgürlüklerini yaşayamaması anlamına geliyor. Eğer bir ülkede hukuki açıdan sorunlar varsa, o ülkenin adaletine nasıl güvenirsin? Yarın bir gün başına bir iş gelse mahkemeye gitsen ve mahkeme taraflı olsa senin bu durum hoşuna gider mi?Sen derin devleti de hoşgörüyorsundur o zaman? Bak emekli paşalar evlerinde bir sürü patlayıcıyla yakalanıyor. Son dönemlerde ülkemizde meydana gelen saldırılar ve cinayetlerin sorumlularının onlar olmadığı ne malüm? Ne gerek vardı Savcının,hrant dink’in ve hristiyan misyonerlerin öldürülmesine?Anayasa mahkemesi bile hukukun üstünlüğünü düşünmüyorsa bu ülkede, ve bunu açık seçik yapıyorsa, turgut özal gibi “anayasayı bir kere delmekle bişey olmaz” anlayışını herkes kabul ediyorsa o zaman gücü eline alan anayasayı 50 kere deler ve türkiye bir cumhuriyet olmaktan çıkar. akp den korkuyorsunuz ama cumhuriyet rejimini ve demokrasiyi bu yaptıklarınız ve düşüncelerinizle kendi ellerinizle yok ediyorsunuz… yazık..Gerçek cumhuriyetçiler ve demokratlar bu olaylar karşısında bence hukukun üstünlüğünü düşünmeliydi. ama anayasa mahkemesi bile bunu yapmıyorsa ne diyelim artık.. akp 367 olmadan cumhurbaşkanı seçme hakkına sahipse bu ona verilmeliydi. kaybeden türkiye oldu.
bu kararla hukuk delindi diyenlere sopa lazım,
Usta bende seni bekledim durdum. Burdaki arkadaşlar hukuku Anayasa Mahkemesi üyelerinden iyi biliyormuş meğer. İki satır hukuk okuyan herkes, kanunun ruhunun da lafzı kadar önemli olduğunu bilir. Kardeşin bu yöntemle az dava kazanmadı vergi mahkemelerinde. Hırzızın hiç mi suçu yok komşular. Adam diyor ki, hanım sordu ona bile söylemedim kimin cumhurbaşkanı olacağını.
bu maddede anlaşılmayan bir şey mi var agalar ?başbakanın asılmasıyla bunun ne alakası var?Varsa eğer Kubilay’ın kafasını neden kestiniz?
Neden bahsediyorsunuz. 2 hukuk okuyan adamlar dediğiniz konunun uzmanları. Ayrıca ben de bölümümde hukuk dersi görüyorum, hocalarıma da danıştım, onlar da aynı şeyi söylüyor. Esas anayasadan hukuktan anlamayan sizlersiniz, ve sizler böyle olduğunuz için de anayasa mahkemesi duruma göre karar verebiliyor. Hahaha! kanun şeklen değil ruhen okunacak öyle mi? Tabi o zaman herkes farklı okusun, herkes kafasına göre yorumlasın her şeyi değil mi?2 satır hukuk okuyan adam şunu da bilirki bir konuda daha önce verilmiş bir karar varsa bir dahaki benzer durumda aynı karar gerekçe gösterilerek verilebilir. Ama bizde böyle mi oldu? Eskiden benzer durum ortaya çıkmış ve bu şart aranmamış. AKP zamanında arandı.. Buna ne diyeceksin bakalım?Bu arada AKP li olmadığımı da hatırlatayım.
eskiden oluşan yanlışa neden dava açmadılar diye mi soruyorsun? açmamışlar nedenini bilemeyiz, o şekilde seçmişlerşimdi oluşan yanlışa dava açmışlar, anayasa mahkemesi de doğru karar vermiş, şimdi karara bu paşa paşa uyacaksınız,bundan sonra da böyle devam edecek, bu karar emsal olacak,akp li olmak da ayıp değil neden inkar ediyorsun ki?
Zaten önemli değil. 22 Temmuzdan sonra seçerler kardeşim. Aptullah Gül Cumhurbaşkanı olur, Tayyip Erdoğan Başbakan. Demokrasi treni de son durağa gelmiş olur bakarsınız. Başbakan indirir bizi. Sonra hiç böyle hukuk, guguk tartışmalarına gerek kalmaz sanıyorum. Bunları yapacağımıza tavla oynarız daha zevkli.
peki devamı nerde @kopan, yani sağlanamadımı, anayasaya mı gider diyor, hayır. tekrar toplanılır, yine olmazsa tekrar. 3. den sonra bu sayı sanırım 184 e düşer…367 kararı ile tarihe çok büyük bir ayıp not olarak düşülmüştür. hukuk dan laf etmenin saçma, demokrasiden laf etmenin toyluk olduğu ispatlanmıştır. bu karar, azınlığın tehakkümünden ibarettir.diğer bir çelişki, üyelerden bazılarının tersi görüş belirtmesine rağmen, daha sonra oylamada söylediklerinin aksine oy kullanmasıdır. yani bir kaç hafta içerisinde görüşleri nasıl da şakkkk diye değişiverdi.bu değişme deyince senin(@kopanisti), şu resmin geldi aklıma…
ok’a dikkat…
şimdi sen niye böyle diyorsun ki güzel kardeşim ?anlayın artık da kopartmayın beni,açın okuyun da buralarda sallamayın palavralarınızı, kitabın bile ilk kelimesi ”OKU” demi güzel kardeşim.ne var devamında diye sormuşun şu var : ilkinde toplanma ve seçme sayısı 367 diyor, 367 yi buldunmu ki 2. 3. 4. tura geçicen ?bulsaydın toplanıp oylamaya geçicektin, yine en az 367 oy lazım dı seçmek için. yook 367 çıkmadı o zaman sana şans veriyor 2. 3. 4. turlarda bu sayıları tuturursan toplan şu sayıları tutturursan seç diyor.İlkinde 367 yi bulup ta oturum açamazsan 2.tur diye birşey olamaz, sen bu işi beceremicen, erkenn seçim kararı al, istifa et, yeni kurulan meclis denesin diyor.ne oldu ? böyle olmadı mı?e ne debelenip duruyonuz hala.G.te giren şemsiye açılır mı?
o şemsiyeyi g.tümüze CHaşP soktu, yargı da açmaya çalışıyor.istediğin gibi düşünmek sana kalmış, ben senin gibi düşünmüyorum. senin bana duyduğun saygı kadar da en az saygı duyuyorum.
kalbimi kırıyorsun zulce ?
hıhh…seni beğenmirüm… 😀
bu kelime içerisinde, baskı, şiddet, yozlaşma herşeyi barındırıyor.sadece biraz dikkatli bakın, üç boyutlu resimler gibi.gerçek her zaman gördüğümüzden daha fazlası…
Haberturk TV Ekonomi Müdürü Melda Yücel’in yazısıDemokrasi vardı da Biz mi içtik?Demokrasi işleseydi ekonomi çok farklı bir noktada olurdu’Bu sözü söyleyen kim?Bakan Ali Babacan.Demokrasiyi işletmeyen kim?Sayın Bakana göre, cumhurbaşkanlığı seçim sürecini “tıkayanlar”.Peki o “an”a kadar demokrasi işliyor muydu?Cumhurbaşkanı adayı, hangi demokratik sürecin ardındanbelirlendi?Kim ya da kimler tarafından toplum nezdinde, aday isimüzerinde “uzlaşma” fırsatı verildi?Hiç kimse.Peki cumhurbaşkanı adaylığı için çizilen “kırmızı” çizgilerbelli değil miydi?Son derece netti.Ama ne oldu?Süreç tırmandırıldı.. Tırmandırıldı…Ve aday; iki dudak arasından çıktı: “Adayı-m- yola birlikteçıktığımız kardeşim Abdullah Gül.”***İşte bu durum; Londra’daki hiç bir yatırım uzmanı tarafındanfiyatlara yansıtılmamıştı.Çünkü yabancılar, Başbakan Erdoğan’ın gerilimitırmandırmayacağını, piyasalara duyarlı olduğunu ve uzlaşmacıbir tavra döneceğini savunuyordu…Ama olmadı.Sonuç; piyasalar bozuldu.Bakan Babacan’ın deyimiyle; “Acaba mı soruları yüzünden dünya%10 yükseldi. Biz %2 düştük. Makas 12 puana çıktı.”***Ve şimdi seçime 2 hafta kala Bakan Babacan yakın süreci,seçmenin beynine yeniden kodlamak istiyor, çok tanıdık gelen”mağdur” rolünü üstleniyor: “Son 2 ayda demokrasi işleseydiekonomi ekonomi çok farklı bir noktada olurdu”.İyi ama daha önce neredeydi ve neden hissedilmedi sözkonusudemokrasi ihtiyacı?Sayın Demirel’in tarihi sözü gibi.. “Petrol vardı da biz miİçtik!”…Şimdi de cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde demokrasi işledi de, biz mi hissetmedik?Gerilimin faturası kimde?Bakan Babacan dün de “İstikrar bozulursa 200 km hızla duvara toslarız” diye uyarıyordu..Seçime 2 hafta kala..
zulce, çok kıreyatif gördüm seni !deryalar gibisin neler de görmüşün o kelimede öyle !
ya git işine internet misin nesin?kızdırmaya çalışma beni.o şemsiye hepimizin g.tünde, sen-ben yapmatek başına mı? kaç başına seçecek anasını satayım. CHaşP gelse sanki sorcak mıydı. AK partiye, veya sorsa sen burda ne yazardın, vay efendim nasıl sorar onlara.
Herkes istediğini söyler birader. Canın sıkılıyosa girmiceksin. Kızsan ne olacak onu merak ettim.
Şu pilli network’de birisiyle tartışıp da bu noktaya geleceğimi tahmin etmezdim, böyle tartışanlara hep kin güderdim ama oluyormuş demek. Neyse bu konudaki son sözümü söyleyeyim. Tartışmayı beceremeyen ve kaybedince tartışma adabını ortadan kaldırıp sorun çıkartmaya çalışan insanlara diyecek söz bulamıyorum. Gerek yok sizinle konuşmaya. Hiç mi okumuyorsunuz yazarların bu konudaki görüşlerini..Gözlerinizi kapatınca bazı şeyler yok oluyorsa kapatmaya devam edin..