Kedi güncesi (sıra no: 247)Erkek kedim yaşına girdi. Bu süre zarfında hayli kilo aldı ve artık bir erkek olduğunun farkına vardı. Bu erkeklik tripleri ile geçen hafta çöpü kapıya koyduğumuz ara sokakların bu yeni erkeki (adayı) hatun avına çıkıyorum diye firar etti.Önce özgürlüğün tadını çıkaracak neyseki diye kendimi avutacakken ufaklığın yokluğunu polyannacılıkla atlatamadım ve 5 gün boyunca sokak sokak -ahalinin beni satanist sanacağı endişesini de yanımda taşıyarak – taze sapığımı bir kedi ile iş pişirirken yakalama umuduyla çiftleşen kedi avına çıktım. bulamadım. önceki gece 3’te karşı kaldırımda bir hatun kediye dil döküp mrrrrlarken sesini duyup yakaladım. fakat parçalarını da sokaktan toplayaraktan..kıssadan hisse: bunu neden anlatıyorum 1) kedinize terbiye öğretmezseniz karı peşinde koşan sokak serseri olur çıkar. 2) ama doğal ihtiyaçları için de kedinize azdığı dönemlerde hayat kedisi ikram etmeniz yada kedi evlerinde randevu ayarlamanız hoş bir güzellik olabilir. 3) “godoş muyum ulan ben” diyorsanız da benim gibi inat etmeyip kediyi evinizin ‘hadım ağası’ olarak vazifelendirmek icap edebilir.4. ve esas anlatım sebebim: Sokakta yavru iken bulup sevimlilikleri nedeniyle baktığınız kedi artık bir aygır haline geldiğinde ve eski sevimlilikleri azaldığında lütfen sokağa bırakmayınız. Direkt öldürmeniz daha merhametli bir hareket olacaktır. Çünkü sokak şartlarına ve kavgalarına alışmadan büyüyen o süt kuzusu sosyete kedisi, sokak ortamı hiyerarşisinde çok feci perişan olacak ve işkence çeke çeke uzun bir süre içinde ölecektir. Mahallenin zibidi çakal kedileri kedimin ağzını burnunu ve her biyerini bu 5 gün içinde feci dağıttıkları için bunu bir kez daha müşahade ettim. Dolayısıyla sokakta gördüğünüz yavru kediyi ya eve almayınız, yada aldıysanız en az 15 yıl onun sizin evinizin sakini olacağını hesaba katarak alınız. Aksi halde bir süre bakıp sokağa salacaksanız merhamet değil, acımasızlık yapmış olursunuz.
@anthrobişeycik olmaz o aslan parçalarına. her koşula uyum sağlarlar. yeter ki onların hayvan güdülerine güven. sadece kaybolma yahut evini bulamama durumunda birisi bulursa sana ulaşabilmeleri için plastik etiketli (içine telefon bilgilerini yazabildiğin türden) bir tasması olsun yeter. 10 gün evden kaçan km’lerce çapta çiftleşecek kedi arayan hayvanlar bunlar. ne yaptıklarını biliyorlar. içgüdüleri muazzam. onların bizim korumamıza ihtiyaçları yok aslında.
Ya, öyle diyosun Pati ama hayvanceğizi boks maçından çıkmışa döndürmüşlerdi. Kafasının bazı yerleri kelleşmiş artık sıyrılmadık yeri kalmamıştı. Kimbilir belki o da rakiplerinin canını yakmıştır fakat bazen ben yanımda indirdiyimde görüyorum ki sokağın kedileri muhitlerine yabancı gördükleri kedileri sokmuyorlar. Bu benim yanımda baya bi babalanıyordu fakat ben yokken artık üçer beşer mi girdiler garibime, ne oldu ise feci hamlatmışlar ensesini, kafasını. Hayvan sayesinde babalık hissini yaşadım, insanın oğlu dayak yiyip eve geldiğinde hissettiklerini hissettim.Ama yine kısırlaştırmadan ve sokağa çıkma arzusunu yok etmeden birşey yapmak geldi aklıma. Nette henüz bulamadım ama mikroçipli tasmalar var diye duymuştum. Bazı geceler sokağa salarım, ertesi gün neredeyse o tip alet yardımı ile bulurum, getiririm. Çünkü bu sokağa çıkınca olmadık yere giriyor, aramakla bulunacak yerlerde durmuyor. Özellikle otomobillerden korktuğu için kuytu yerlerde saklanıyor ve muhtemelen ben yakınlarında onu ararken o da bir köşeden beni izleyip kös kös gülüyordu lavuk. Ama olan ona oldu sonuçta.Sanırım 5 gün boyunca skor elde edemedi bizim beceriksiz ama yine de cinsel yaşamına son vermemeyi düşünüyorum hala.
Anthro, bizim kızı istemeye gel de bitsin şu işkence, yanında süper bir kedi evi, 1 senelik yemek ücreti, (istersen Avrupa maması) bizzat göndereceğim, eşime de bizde adet böyle kız kısmısı istenir anneden babadan vermek zorundasın derim, biliyor zaten..Kızımızın yaşı biraz geçkince ama ne yapalım, annesine çekmiş, geç olsun güç olmasın..Neyse bir müddet sonra sen vermedin, kaçtı der yine kuytu bir köşeye bırakırım..Anthro da camide bu gece sanırım, offf offf..
@anthro, kısırlaştırmaya ben de karşıyım. hayvanın doğal haklarını ellerinden almak gibi bir lüksümüz olamaz. zaten onların hayatlarını ihlal ettiğimizden beri, asfaltlar, beton yığınları, hızlı otomobiller, dikkatsiz yahut bencil/acımasız/psikopat sürücüler, araç kornaları, çöp kamyonları, hepsi birer tehdit hayvanata… bu tehditler olmasa kuyruk havada eve döner de gelir de… fakat senin de bahsettiğin gibi acaip makina sesleri ile dolu bu şehir ortamlarında kafaları algıları ev konusunda yanılabilir yahut tasması yoksa sevecen birinin yanlış sevgi gösterisi sebebiyle yeni bir eve hapsedilme riski de başa gelebilir. bir arkadaşımın evini paylaştığı kedi muhtemelen böyle kayboldu. biri gördü sevdi aldı evine götürdü herhalde. ne kadar aradı ise bulamadı çünkü. aylarca etrafa posterlerini yapıştırdı. dükkan dükkan sordu soruşturdu. bugün beyaz bi kedi gördünüz mü acaba sorusunu sokaktan geçenlere bile sordu kız… ne yazık önlemi baştan almalıydı ama nafile!kedilerin deri altına ameliyat ile yerleştirilen çiplerden bahsediyorsan o gavur icatlarına güvenmiyorum. hayvanata acı verir mi vermez mi her biplemede bilmiyoruz. ama tasma üzerine monte edilmiş, böyle ne bileyim cep telefonu sinyali gibi sinyal yayan cinsten bişiler bulursan nette, benim de haberim olsun, rica ederim. @pbk’nın kocasına haber ederim. remote cat beeper edinir o da bi tane. (şaka bi yana kendi pisi dostum için soruyorum @anthro :)@pbk da neredeyse seneyi devredecek. kedisiyle bir türlü haşır neşir olamadı. bi saç saça baş başa ağaz tadıyla pati savaşı bile yapamadılar kedisiyle beraber. aslında patileşse rahatlayacak, kediyle daha da yakınlaşacak ama tırsıyo!
Bak Pati, bu olaya direk giremiyorum, bir tırnağı var katır tırnağı gibi, bunu yaklaşımı maddeler halinde sırasıyla yazarsan memnun olurum, kedi hiç ilgilenmiyorum diye geçen gün üzerime atladı..Sevmem için elinden geleni yapıyor hayven, psikolog gibi, ama ben de tık yok..SEVMİYORUM..
Pibek, burda olsan inan kedini alırdım. Hatta ben bi dişi kedi arıyorum bile. 1 yaşında, oturmasını kalkmasını bilen. Hanım hanımcık bişi olursa sevinirim.Pati, o dediğin implant zımbırtısını gördüm. Hatta senin kızdığını da öğrendim ona 🙂 O hayvanın sayısal kimlik verilerini falan derlemek için birşey sanırım. Bana da çok da aşırı elzem olmayan bir implant gibi geldi. Ama o dediğim şeyi araştırıcam. Bulursam nette, sana da haber veririm zaten.Bide Pibek, camiye gidemedim malesef ama keşke ikimiz de gitseydik bu gece. Belki içdünyamıza yoğunlaşıp, dua edip arınırdık. Olsun, heryer dua yeridir yine de. Bu sitede iki güzel dostum dua etti kedimi buluyum diye. Onlarla muhabbeti bitirdikten 15 dakka sonra kedimin sesi geldi dışardan. Dua böle bişi, ağızdan ağıza etkisi değişiyor.
aslan parçası dinlenmeye geliyor demek ki! 🙂 açın kapıları moaaaooovvvv!haklarında konuşuyoruz çiftleşme hakları filan diye ama erkek kedilerin bütün diğer türlerde olduğu gibi kendi bölgelerini belirleme savaşımları için de gerekli bu kavga hadisesi. bir tür gurur, üstünlük güdüsü, yenmenin keyfi (mırr), yenilmenin bileylenmiş tecrübesi (bi dahaki sefere tecrübe konuşacak şimdilik kihhh) şeklinde bir yaşam sürüyorlar. işaretlenmemiş bölgelere izlerini bırakıp hakimiyet hükümranlıklarını genişletmenin sonsuz dinginliğini de yaşıyorlar sonra… meditasyon yapar gibi sfenks pozisyonunda oturup, patiler öne uzatılmış, kafa dimdik, gözler kapalı düşünürlerken belki de bunlar geçiyor akıllarından…
🙂 Evet, muhtemelen öyle bi jungle bizim sokak da bunlar için. Ama dediğine katılıyorum, biraz dayak yemeden sokağa alışamıycak. Fakat kotrollü salıverebilsem yada müstakil bir evde oturup gidip gelmesini beklesem fena olmazdı.Artık bir şekil gidip gelmesini sağlayacağım bir sistem bulmam lazım. Karşılığında frengi, aids, kene ve pire taşıyacak olsa bile.
organizma organizmayı taşımadıkça bu dünya dönmezdi ki! na biz de taşıyoruz bi ton mikroorganizma! yahut günlük hayatta bizim kadar organizmaları!@pbk şimdi bu kene ve pire lafını duyunca kediyi karantinaya alır kesin. onu bahçeye filan salıyo ya gitsin diye! her seferinde kedi geri dönüyo.
Şİmdi gölde saldırmadık ördek bırakmadı, ama ördekler de anasının gözü, bir dalıyorlar bizimkine, iyi de oluyor..Geçende birşey yaptı hakkını yiyemem doğrusu, tam eve gireceğim, avucumun ortası büüyüklüğünde örümcek, beni bekliyor, tırmıkla bir patlattım, o bir yana ben bir yana, 2 dakka sonra baktım bizimkinin ağzında, bana getirmiş..Bulmuş sağ olsun, sonra bir afiyetle yedi onu..EE tırmıkla sevilmeyi haketti tarafımdan tabii..Arada sevmek de lazım, canlı sonuçta..
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
P.pat, izin verirsen kedilerle ilgili yazımıza buradan devam etmek istiyorum..Öbür yazıda ahkam çok olduğundan giremedim sanırım..efendim?
Sen bana yolla, ben eklerim. Benim özel yorum girebilme iznim var.
Ah Anthro, süper zeka hayranıyım, sen nassı birisin böyle..
İşte burada..
Bu gerçekten aslan yavrusu..Yeni kedi yazımıza yakıştı.
Şu incecik bilekler onu nasıl taşıyor, anla yani Anthro:))
Kedi güncesi (sıra no: 247)Erkek kedim yaşına girdi. Bu süre zarfında hayli kilo aldı ve artık bir erkek olduğunun farkına vardı. Bu erkeklik tripleri ile geçen hafta çöpü kapıya koyduğumuz ara sokakların bu yeni erkeki (adayı) hatun avına çıkıyorum diye firar etti.Önce özgürlüğün tadını çıkaracak neyseki diye kendimi avutacakken ufaklığın yokluğunu polyannacılıkla atlatamadım ve 5 gün boyunca sokak sokak -ahalinin beni satanist sanacağı endişesini de yanımda taşıyarak – taze sapığımı bir kedi ile iş pişirirken yakalama umuduyla çiftleşen kedi avına çıktım. bulamadım. önceki gece 3’te karşı kaldırımda bir hatun kediye dil döküp mrrrrlarken sesini duyup yakaladım. fakat parçalarını da sokaktan toplayaraktan..kıssadan hisse: bunu neden anlatıyorum 1) kedinize terbiye öğretmezseniz karı peşinde koşan sokak serseri olur çıkar. 2) ama doğal ihtiyaçları için de kedinize azdığı dönemlerde hayat kedisi ikram etmeniz yada kedi evlerinde randevu ayarlamanız hoş bir güzellik olabilir. 3) “godoş muyum ulan ben” diyorsanız da benim gibi inat etmeyip kediyi evinizin ‘hadım ağası’ olarak vazifelendirmek icap edebilir.4. ve esas anlatım sebebim: Sokakta yavru iken bulup sevimlilikleri nedeniyle baktığınız kedi artık bir aygır haline geldiğinde ve eski sevimlilikleri azaldığında lütfen sokağa bırakmayınız. Direkt öldürmeniz daha merhametli bir hareket olacaktır. Çünkü sokak şartlarına ve kavgalarına alışmadan büyüyen o süt kuzusu sosyete kedisi, sokak ortamı hiyerarşisinde çok feci perişan olacak ve işkence çeke çeke uzun bir süre içinde ölecektir. Mahallenin zibidi çakal kedileri kedimin ağzını burnunu ve her biyerini bu 5 gün içinde feci dağıttıkları için bunu bir kez daha müşahade ettim. Dolayısıyla sokakta gördüğünüz yavru kediyi ya eve almayınız, yada aldıysanız en az 15 yıl onun sizin evinizin sakini olacağını hesaba katarak alınız. Aksi halde bir süre bakıp sokağa salacaksanız merhamet değil, acımasızlık yapmış olursunuz.
Al işte bir tane daha..
@anthrobişeycik olmaz o aslan parçalarına. her koşula uyum sağlarlar. yeter ki onların hayvan güdülerine güven. sadece kaybolma yahut evini bulamama durumunda birisi bulursa sana ulaşabilmeleri için plastik etiketli (içine telefon bilgilerini yazabildiğin türden) bir tasması olsun yeter. 10 gün evden kaçan km’lerce çapta çiftleşecek kedi arayan hayvanlar bunlar. ne yaptıklarını biliyorlar. içgüdüleri muazzam. onların bizim korumamıza ihtiyaçları yok aslında.
Ya, öyle diyosun Pati ama hayvanceğizi boks maçından çıkmışa döndürmüşlerdi. Kafasının bazı yerleri kelleşmiş artık sıyrılmadık yeri kalmamıştı. Kimbilir belki o da rakiplerinin canını yakmıştır fakat bazen ben yanımda indirdiyimde görüyorum ki sokağın kedileri muhitlerine yabancı gördükleri kedileri sokmuyorlar. Bu benim yanımda baya bi babalanıyordu fakat ben yokken artık üçer beşer mi girdiler garibime, ne oldu ise feci hamlatmışlar ensesini, kafasını. Hayvan sayesinde babalık hissini yaşadım, insanın oğlu dayak yiyip eve geldiğinde hissettiklerini hissettim.Ama yine kısırlaştırmadan ve sokağa çıkma arzusunu yok etmeden birşey yapmak geldi aklıma. Nette henüz bulamadım ama mikroçipli tasmalar var diye duymuştum. Bazı geceler sokağa salarım, ertesi gün neredeyse o tip alet yardımı ile bulurum, getiririm. Çünkü bu sokağa çıkınca olmadık yere giriyor, aramakla bulunacak yerlerde durmuyor. Özellikle otomobillerden korktuğu için kuytu yerlerde saklanıyor ve muhtemelen ben yakınlarında onu ararken o da bir köşeden beni izleyip kös kös gülüyordu lavuk. Ama olan ona oldu sonuçta.Sanırım 5 gün boyunca skor elde edemedi bizim beceriksiz ama yine de cinsel yaşamına son vermemeyi düşünüyorum hala.
anthro, yorumuna bayıldım :)))
Saol Kelebekcim 🙂 Nedenkine ama?
çok hoş anlatmışsın, güleee güleeee okudum :))
Saolasın 🙂 Allah güldürsün hepimizi zaten.
Allah ım bu mubarek günde, şu aciz kulunun dediklerine kulak ver, kedimin kaybolmasını canı gönülden diliyorum..
Anthro, bizim kızı istemeye gel de bitsin şu işkence, yanında süper bir kedi evi, 1 senelik yemek ücreti, (istersen Avrupa maması) bizzat göndereceğim, eşime de bizde adet böyle kız kısmısı istenir anneden babadan vermek zorundasın derim, biliyor zaten..Kızımızın yaşı biraz geçkince ama ne yapalım, annesine çekmiş, geç olsun güç olmasın..Neyse bir müddet sonra sen vermedin, kaçtı der yine kuytu bir köşeye bırakırım..Anthro da camide bu gece sanırım, offf offf..
@anthro, kısırlaştırmaya ben de karşıyım. hayvanın doğal haklarını ellerinden almak gibi bir lüksümüz olamaz. zaten onların hayatlarını ihlal ettiğimizden beri, asfaltlar, beton yığınları, hızlı otomobiller, dikkatsiz yahut bencil/acımasız/psikopat sürücüler, araç kornaları, çöp kamyonları, hepsi birer tehdit hayvanata… bu tehditler olmasa kuyruk havada eve döner de gelir de… fakat senin de bahsettiğin gibi acaip makina sesleri ile dolu bu şehir ortamlarında kafaları algıları ev konusunda yanılabilir yahut tasması yoksa sevecen birinin yanlış sevgi gösterisi sebebiyle yeni bir eve hapsedilme riski de başa gelebilir. bir arkadaşımın evini paylaştığı kedi muhtemelen böyle kayboldu. biri gördü sevdi aldı evine götürdü herhalde. ne kadar aradı ise bulamadı çünkü. aylarca etrafa posterlerini yapıştırdı. dükkan dükkan sordu soruşturdu. bugün beyaz bi kedi gördünüz mü acaba sorusunu sokaktan geçenlere bile sordu kız… ne yazık önlemi baştan almalıydı ama nafile!kedilerin deri altına ameliyat ile yerleştirilen çiplerden bahsediyorsan o gavur icatlarına güvenmiyorum. hayvanata acı verir mi vermez mi her biplemede bilmiyoruz. ama tasma üzerine monte edilmiş, böyle ne bileyim cep telefonu sinyali gibi sinyal yayan cinsten bişiler bulursan nette, benim de haberim olsun, rica ederim. @pbk’nın kocasına haber ederim. remote cat beeper edinir o da bi tane. (şaka bi yana kendi pisi dostum için soruyorum @anthro :)@pbk da neredeyse seneyi devredecek. kedisiyle bir türlü haşır neşir olamadı. bi saç saça baş başa ağaz tadıyla pati savaşı bile yapamadılar kedisiyle beraber. aslında patileşse rahatlayacak, kediyle daha da yakınlaşacak ama tırsıyo!
Bak Pati, bu olaya direk giremiyorum, bir tırnağı var katır tırnağı gibi, bunu yaklaşımı maddeler halinde sırasıyla yazarsan memnun olurum, kedi hiç ilgilenmiyorum diye geçen gün üzerime atladı..Sevmem için elinden geleni yapıyor hayven, psikolog gibi, ama ben de tık yok..SEVMİYORUM..
‘derin bir iç çekiş smiley’si aradım bulamadım.
Pibek, burda olsan inan kedini alırdım. Hatta ben bi dişi kedi arıyorum bile. 1 yaşında, oturmasını kalkmasını bilen. Hanım hanımcık bişi olursa sevinirim.Pati, o dediğin implant zımbırtısını gördüm. Hatta senin kızdığını da öğrendim ona 🙂 O hayvanın sayısal kimlik verilerini falan derlemek için birşey sanırım. Bana da çok da aşırı elzem olmayan bir implant gibi geldi. Ama o dediğim şeyi araştırıcam. Bulursam nette, sana da haber veririm zaten.Bide Pibek, camiye gidemedim malesef ama keşke ikimiz de gitseydik bu gece. Belki içdünyamıza yoğunlaşıp, dua edip arınırdık. Olsun, heryer dua yeridir yine de. Bu sitede iki güzel dostum dua etti kedimi buluyum diye. Onlarla muhabbeti bitirdikten 15 dakka sonra kedimin sesi geldi dışardan. Dua böle bişi, ağızdan ağıza etkisi değişiyor.
aslan parçası dinlenmeye geliyor demek ki! 🙂 açın kapıları moaaaooovvvv!haklarında konuşuyoruz çiftleşme hakları filan diye ama erkek kedilerin bütün diğer türlerde olduğu gibi kendi bölgelerini belirleme savaşımları için de gerekli bu kavga hadisesi. bir tür gurur, üstünlük güdüsü, yenmenin keyfi (mırr), yenilmenin bileylenmiş tecrübesi (bi dahaki sefere tecrübe konuşacak şimdilik kihhh) şeklinde bir yaşam sürüyorlar. işaretlenmemiş bölgelere izlerini bırakıp hakimiyet hükümranlıklarını genişletmenin sonsuz dinginliğini de yaşıyorlar sonra… meditasyon yapar gibi sfenks pozisyonunda oturup, patiler öne uzatılmış, kafa dimdik, gözler kapalı düşünürlerken belki de bunlar geçiyor akıllarından…
🙂 Evet, muhtemelen öyle bi jungle bizim sokak da bunlar için. Ama dediğine katılıyorum, biraz dayak yemeden sokağa alışamıycak. Fakat kotrollü salıverebilsem yada müstakil bir evde oturup gidip gelmesini beklesem fena olmazdı.Artık bir şekil gidip gelmesini sağlayacağım bir sistem bulmam lazım. Karşılığında frengi, aids, kene ve pire taşıyacak olsa bile.
organizma organizmayı taşımadıkça bu dünya dönmezdi ki! na biz de taşıyoruz bi ton mikroorganizma! yahut günlük hayatta bizim kadar organizmaları!@pbk şimdi bu kene ve pire lafını duyunca kediyi karantinaya alır kesin. onu bahçeye filan salıyo ya gitsin diye! her seferinde kedi geri dönüyo.
Şİmdi gölde saldırmadık ördek bırakmadı, ama ördekler de anasının gözü, bir dalıyorlar bizimkine, iyi de oluyor..Geçende birşey yaptı hakkını yiyemem doğrusu, tam eve gireceğim, avucumun ortası büüyüklüğünde örümcek, beni bekliyor, tırmıkla bir patlattım, o bir yana ben bir yana, 2 dakka sonra baktım bizimkinin ağzında, bana getirmiş..Bulmuş sağ olsun, sonra bir afiyetle yedi onu..EE tırmıkla sevilmeyi haketti tarafımdan tabii..Arada sevmek de lazım, canlı sonuçta..