Sinemalarda gösterime yeni giren “The Day After Tomorrow” adlı filme gittim dün istemeyerek (hatun kişinin baskısı ile).İlk yarıda zaten yeterince sıkılmış bünyem filmden çıktığında pelte gibiydi.Gene amerikalıların salak filmlerinden birine gitmiştim ne yazık ki.
Filmin konusuna kısaca değinirsem; dünya kirlilik ve kaynakların kötü kullanılması gibi bir takım nedenlerden küresel ısınma tehdidi altındadır.Küresel ısınma, iklim değişmeleri,okyanus akıntılarındaki değişimler dünyayı buzlanma etkisi altında bırakır.
Filmin konusu bir yana,amerikalıların felaketlerden neden bu kadar etkilendiğine ve kuyruğundan korkan köpeğe dönüştüğüne kafa yordum.Hayatlarını öylesi bir düzen içine oturtmuşlar ki, hiç bir sorunun olmadığı bu düzende insanlar felaketleri, kötü olayları böyle filmlerde gerçekliğe döküp yaşıyorlar düşüncesi oluştu bende.Manevi değerlerin çok rahat ayaklar altına alınabildiği bir “özgürlükler ülkesi”nin felaketi de böyle olur dedim.Diğer ülkeleri bir iki kare ele alan filmde felaket sadece amerika’da geçiyor ne kadar ilginç ki.Filmin en itici yanlarından bir tanesi de felaketin boyutlarının seyirciye “insanlara televizyonlardan saniye saniye yapılan yayınlar” ile anlatılmak istenmesi.Sürekli aynı sahneler.Tamam photoshop,3d,görsel efekt olayına girmişsiniz iyi güzel ama o kadar yani.Koskoca amerika buz kesecek ,bir grup zibidi new york halk kütüphanesinde yaktıkları kitaplarla hayatta kalmaya çalışacaklar.Sonra içlerinden birisinin iklimbilimci babası eksi anasının bilmemnesi kadar soğukta yürüyerek gelecek ve onu kurtaracak.Sonra her şey amerika’ya bağlanacak,birlik beraberlik olacak,milletçe kenetlenme olacak falan filan.Tabi canııımmmm.
Yahu düşündüm de ben bunları filme gitmeden de anlayabilirmişim.
Filmden çıktıktan sonra gelip baktım ki yönetmeni de şu ünlü “independence day” ismindeki şaheser (!) filmin yönetmeniymiş.O filme de hayran kalmıştım desem yeridir 😛
yorumlar
Yahu düşündüm de ben bunları filme gitmeden de anlayabilirmişimanlayamadığın için bu filmi yapmışlar zaten. yani illaki biri dürtecek..
Retribution – 2004
hollywood filmlerini eleştirerek bir yere varılamayacağını anlayamamış bir insan evladının yersiz bir patlaması diye geçiştirmek gerekli aslında şu yazdığınızı; ama “nasıl olsa herkes eleştiriyor, ben de arada kaynarım” mantığıyla öyle bir saçmalamışsınız ki kendimi tutamıyorum.
mesela amerikalı’ların neden felaketleri bu kadar kafayı taktıkları konusuna adamların hayatının aşırı düzenli olmasını bir neden olarak göstermişsin. bu son derece naif bir yorum. bugün artık farkındayız ki kitleler ancak baskı altında tutularak yönetilebiliyor, bu dünyanın her noktasında genel geçer bir kural. amerika da bir istisna değil, ve onlarda bunu bir devlet politikası olarak uyguluyorlar; vatandaşlarının sürekli uyarılmış konumda tutuyorlar ki ne yaptıkları sorgulanmasın. hollywood sadece bu olan bitenin farkında ve kaymağını yemek için bu bilgilerini kullanıyorlar, yaşasın kapitalizm hesabı.
bu kadar basit yaklaşımları kavramaya elverişli olmayan beyninizin filmin neredeyse her türlü ayrıntısının son derece dikkatli çalışılmış ve holywooddan beklemeyeceğimiz kadar mantıklı temellere oturtulmuş olduğunu algılayabileceğini hiç sanmıyorum.
hollywood’u eleştirerek bir yere varmak veya eleştirmiş olmakla prim yapmak gibi bir amacım olmadığı için paranoyak düşüncelerini de rahatlıkla tenzih ediyorum.
beni holyywood’u kimin , ne kadar eleştirdiği de ilgilendirmiyor maalesef, en az hollywood filmlerinin ilgilendirmediği kadar.Umarım üzmemişimdir seni.
ahkam keserken itin götüne sokup çıkarmayı marifet sayan zihniyetin ürünü olduğun, kelimeleri özenle seçip kullanmandan açıkça belli oluyor.senin “baskı” “devlet politikası” gibi kelimelerle bir paragrafta anlatmaya çabaladığın şeyi “özgürlükler ülkesi”ni tırnak içinde kullanıp gönderme yaparak anlatmışım ben zaten güzelim.Lafı döndürüp dolaştırmaya çalışman boşuna.Ama her şeyi hollywood filmi izler gibi izler,şaşı bakarsan dünyaya anlayamazsın filmi de okuduğunu da ya da yanlış anlarsın ondan sonra “bende de düdük var ben niye öttürmüyorum” diyerek balıklama atlarsın mevzulara böyle.
O eşsiz beyninin anlayıp ta bizim anlayamadığımız şeyler nelerdir?(ya da şöyle mi demek lazım; Hollywood’un bugüne kadar anlatmaya çalışıp ta anlatamadığı o şeyler nelerdir?) Herkese açıkla da insanlar faydalansın derin bilgilerinden.hollywood’dan beklemeyeceğin (ben beklemiyorum cidden) mantıklı temellere oturtulmuş şeyler nedir? Filmde sergilenen ucuz kahramanlıklar mı? Kastettiğin Independence Day’deki gibi 4.Temmuz’un “amerikan bağımsızlık günü”nü hatırlatır şekilde kullanılıp “dünyanın kurtuluşu” olarak gösterilmesi tarzı şeyler ise (yine aynı yönetmen tarafından , eğer balık hafızan hatırladıysa o filmi); orta zeka ürünü parlak olmayan bir anlatımdı o,yönetmenin ne olduğunu ortaya koymuştu zaten.Neyse sen güzel güzel izle filmini,hayran hayran çık salondan ağzın açık biçimde.
Haa unutmadan !! şu ağzının kenarındaki salyaları biraz temizlersen iyi olur.kötü gözüküyor.
bak gülüm, holivud senin ne kadar s.kinde değilse, sen de benim o kadar s.kimde değilsin. ben sana prim yapmaya çalışıyorsun falan demedim, dediğim artık holivut şöyle holivut böyle ayaklarını geçelimden başka bir şey değil.
göte sokup çıkarma kısmını geçeceğim, çünkü öyle bir amacım zaten yok. gelelim beni celallendiren, ağzımdan köpükler çıkmasına neden olan noktaya, yani filmin mantıklılığı. ha bi de şu var ki ben bu filme hayran falan olmadım, filme girerken de biliyordum yönetmenin ne filmleri olduğunu, o yüzden beklentisiz girdiydim.
filmin mantıklılığı, filmin eksenini oluşturan ekolojik olayların mantıklılığından kaynaklanıyor. yani anlattlıkları hadiseler iki sikindirik senaristin oturup götlerinden salladıkları şeyler değil. küresel ısınmanın, dünyayı yeni bir buz çağına sürükleyeceği yeni sayılabilecek ve doğası gereği (ısınma soğumaya neden oluyor ya, bilmiyorum fark ettin mi) son derece ilginç bir teori, amcalar da bunu çok iyi kullanmışlar. bir de mesela şu stratosferden yere inen soğuk hava olayı var, bu da son derece mantıklı bir teori. mesela benim bir arkadaşım bu stratosferden hava inince veletler nasıl oluyorda iki odunla kurtuluyorlar, çok saçma diye bir serzenişte bulunmuştu (sanıyorum aynı sorunu sen de yaşamışsın), ben bunun üzerine hemen eskimolardan ve yalıtımın ne kadar güzel bir şey olduğundan bahsetmiştim. bilmiyorum sana bir şey ifade ediyor mu?
her neyse, işte böyle lavukçuk, o zaman bundan böyle “kafamıza takmadığımız” şeyleri eleştirmek için vakit kaybedip salak şeyler yazmayalım, yok illa yazarsak bizim için mantıksız, anlamsız gelebilecek şeylerin bilgili insanlara bir şeyler ifade edebileceğini unutmayalım.
Aslında çok güzel bir tartışmaya girmişsiniz ama aradaki rtük lük kelimeler de olmasa ia nın katkılarıyla güzel bir eleştiri tadı yakalanılabilirdi diye düşünüyorum.Evet ia şaşıracaksın ama senden başka düşünenler de var. Ama senin yazdıklarının altına imzamı atabilirim bunu da bilmeni isterim.
Belki de insanların neyi eleştirip neyi eleştirmemesi veya neyi düşünüp neye kafa yormalarını anlamalarını zamana bırakmak veya onlara bırakmak gerekiyor…
Maalesef insanlar zamane esprilerde yoldaki tabelayı uçan sineği sıçan böcüğü veya dizilerdeki salaklıkları kimsenin görmediği sandıkları yönlerden açıklayarak veya eleştirerek sözüm ona zeka bombardımanı yaptıklarını sanıp bununla ahkam kesmeye çalışıyorlar. Bir anlamda şu an için IN olan bu…
yine de çok yadırgamamak gerek, eleştirmek için eleştiri de olsa insanların o şekilde veya bu şekilde düşünmeleri zeka fonksiyonlarını kullanmaları güzel bence..
faz farki Irak savasinda ortaya cikti.Holivut makinasi dedikleri seyi ozellikle asiri sagcilar cok elestirirler ABD’de.Filmin seyircisi bilimsel acidan “yoksun” gruplara hitab edildigi icin fazla mantik ve gercekcilik aramamak gerekiyor. Diger holivut fimlerine gore az biraz daha gercekci ama, filmin asil gizli mesajini tartisacagina birbirinize dusmenizi komik buluyorum: Filmde Mister Prezzident tum dunyadan ozur diliyor!!!!… Anlarsin ya!Ama ben , bizim su D. Darko’yu (Ankara’li Cenk Cillenoglu) gormeye gittim sadece. Adama fazla filozofi yaptirtmadilar rolunde ne yazik ki.
terbiyeden edepten nasibini almamışsın üstüne üstlük salyalarını toplayamayacak kadar müzmin bir saldırganlık içine düşmüşsün.
Hollywood bu tarz dandik işler çıkardıkça hakkında eleştiriler,söylenmeler de olacaktır.Senin ister hoşuna gitsin,ister gitmesin.Sen de aynı şekilde milletin “biiip”inde değilsin boşuna hayıflanma.
Ne söylesem diye düşünürken saçmaladığın görülüyor.Ateşli Hollywood savunuculuğu yapman(ya da filmin diyelim daha doğru olsun), anladığını iddia ettiğin şeylere bakılırsa çok gereksiz bir durum.Yani “hollywood’dan beklenmeyecek” olağanüstü şeyler yok filmde.Film boyunca gözümüzden beynimize akan gizliden gizliye verilmiş mesajlar nerede iddia ettiğin? Ya da nerede o mantıklı temeller? Ortada herkesin anlayabileceği düzeyde bir anlatım var.Senden daha mantıklı ve güzel cevaplar beklerdim bilgincim.Buradan da aslında filmde ,perdede gördüklerinden fazla bir derinliğin olmadığı sonucu çıkıyor ne yazık ki.Yok “ısınmanın buz çağına sürüklemesi” anlatılmış ta herkes göremezmiş bunları.Bunları sadece sen mi görebildin ve anlayabildin.Bir de utanmadan gelmiş buraya yazmışsın.Aferim sana akıllı çocuk.Halbuki klimatologlar bu işle ilgilenir ve yeni iddiasında bulunduğun teori yeni bir teori değildir.Hatta amerika’nın o ve benzeri nedenlerden başka yaşam alanlarına göz diktiği bile konuşulmaktadır ki böyle münakaşalardan habersiz olmanızı size yakıştıramadım sayın bilgin.Bunu söylemek beni üzüyor ama kulaktan dolma bilgilerle yeni haberdar olduğunuz durum, Pentagon tarafından yıllardır bilinen bir gerçektir.
Sen şimdi koskoca new york’ta “sadece” kütüphane’de birikmiş bir grup insanın hayatta kalabileceğini de mantıklı bulmuşsundur,emin ol onlar da senin gibi yalıtımı çok iyi bilen insanlardır :)) Gerçi şöyle bir bakarsak sayısız hollywood filminde ucuz kahramanlıklar, gerçekdışı sahneler gırla gidiyor.Konumuz buzul çağı.Birdenbire esen bir rüzgar,doğan bir fırtına falan değil.Yalıtım hakkındaki derin bilgilerini amerika’ya ulaştırmanı diliyorum senden.Yeni bir çağ yalıtım çağı olsun diyorum ben,insanlar yalıtımla hayatta kalsınlar.Pehhhh
Akıllı bıdık !! Git sütünü iç şimdi.