Çizgili pijamalı çocuk. Filmin adının içinde bulunan “çocuk” kelimesi çok şey anlatıyor aslında. Savaş, 8 yaşındaki Bruno‘nun gözünden bakılarak anlatılıyor, tüm saflığıyla…2. dünya savaşı sırasında, asker babası yüzünden taşınmak zorunda kalan Bruno yeni evlerine, ortamına alışmaya çalışır.Ancak burası onun için hapisane gibidir ve evinin dışına çıkması yeni insanlarla tanışması yasaktır. Bu durumdan çabuk sıkılır ve bahçelerindeki ağaca eski araba lastiğinden salıncak yaptırır. Ancak bu onun için yeterli olmaz. Yeni bir arkadaş edinmek ve onunla oyunlar oynamak ister. Dışarı çıkması yasakken ve kapıda askerler varken bu hayalinin imkansız olduğunu farkındadır.

Derken evin bodrumunda tırmanıp dışarı çıkabileceği bir pencere bulur. Artık özgürdür. Doğa onun için yeni bir mekandır ve bunukimseye söylemez.Gizli gizli evden kaçarak dolaşmaya başlar ve şüphe uyandırmadan evine döner. Bir gün Yahudileri hapsettikleri kampta, kalabalıktan uzaklaşıp beton yığının arkasında saklanarak yaşayan Shmuel ile tanışır.Artık Bruno’nun yeni bir hayatı vardır, mutludur.Bundan sonrasının kimseye anlattırmadan izleyin derim. Bruno ve Shmuel‘in oyunlarını, konuşmalarını filmin şok edici sonunu ve dahasını…

İnsan pek çok sahnede tokat yemiş gibi oluyor. Savaş denen o şeyin, nerede yaşanırsa yaşansın ne kadar acımasız olduğunu tüm çıplaklığıyla izliyoruz. Konu çocuklar olunca da duygusal olmamak imkansız oluyor.Thomas Keneally’nin romanın dan uyarlanarak 2.dünya savaşıyla ilgili yapılmış Steven Spielberg’s “Schindler’s List” filminden çok daha iyi bir film ortaya çıkmış.

John Boyne‘ n aynı adlı romanından sinemaya uyarlanmış, Mark Herman yönetmiş.John Boyne’nun bloğuna burdan ulaşabilrsiniz.8 yaşındaki baş kahramanımız Bruno karakterini canlandıran yetekli oyuncu Asa Butterfield‘in Son Of Rambow filminden sonraki ikinci sinema filmi.Bruno‘nun annesini canlandıran Vera Farmiga British Independent Film Ödülü almış

sette John Boyne çocuklarla - Budapaşte
sette John Boyne çocuklarla – Budapaşte