bildirgec.org

2. dünya savaşı hakkında tüm yazılar

Hitler’e yapılacak suikasti Stalin önlemiş

desmondhume | 14 June 2010 16:07

2. Dünya Savaşı sırasında Adolf Hitler‘e düzenlenecek iki suikastin Josef Stalin tarafından engellendiği Rus general tarafından açıklandı. Stalin’in bu suikastleri engellemesinin nedeni ise Hitler’in yerine geçecek kişinin müttefiklerle barış yoluna gitme olasılığı olduğu düşünülüyor.

1943 ve 1944 yıllarında Nazi yönetiminin güvenini kazanan ve suikastçilerin bulunduğu iki oluşum Stalin tarafından son anda engellendi. Rus general Anatoly Kulikov’un bir tarih konferansında dile getirdiği olayların ilki şöyle açıklandı: “1943 yılında Hitler’i kendi sığınağında öldürme planı Almanya’nın Britanya ve ABD ile barış imzalaması olasılığı nedeniyle Stalin tarafından engellendi”. Kulikov bu açıklamayı Rus haber ajansı RIA’ya yaptı.

Mussoli’nin Son Günleri

hasilikelam | 20 April 2010 09:39

2.Dünya Savaşı sırasında İtalya’nın başbakanı olan ve Alman lider Hitler ile birlikte Faşizmin en önemli uygulayıcılarından olan tam adı ile yazacak olursak Benito Amilcare Andrea Mussolini, basit bir İtalyan ailenin çocuğu idi. Mide ülserinden oldukça muzdarip olan Mussolini bu rahatsızlığından dolayı günlerce kıvranırdı. Oldukça aksi ve somurtkan bir yapıya sahipti. Fakat tüm bu olumsuz özelliklerine rağmen kendisine verilen muhteşem sıfatını etrafına benimsetmişti.
2.Dünya Savaşında İtalyan kuvvetleri, Balkanlarda ve Kuzey Afrika’da yenilgiye uğramıştı. İtalya’nın müttefiki olan Almanya ise şiddetli çarpışmalarla savaşa devam ediyordu. İtalyan liderler gidişatı gördükleri için artık savaştan vazgeçmek istiyorlar, barışı sağlayabilmek için bir takım kararlar alıyorlardı. Ancak İtalyan liderlerin barışı sağlamaya yönelik bu kararlarına Mussolini şiddetle karşı çıkmakta idi. İşte bu nedenle Mussolini’yi yerinden uzaklaştırmak için ona karşı çeşitli komplo ve suiskastlar düzenleniyordu.

İtalyan Büyük Meclisi o sıralarda toplandı ve Mussoli’nin aleyhine bir karar aldı. Bu karara göre; güven oyu olmaksızın Mussoli’nin idaresindeki bir savaşa asla girilmeyecekti ve meclis onun istifasını istiyordu. Oylama yapıldı ve oylama sonuçları Mussoli’nin aleyhine idi.
Mussolini aleyhine alınan bu meclis kararından sonra ülke kurallarına göre Mussoli’nin derhal tutuklanması gerekiyordu.
Bu meclis kararının ardından Mussolini, dönemin Kralı Victor Emmanuel III‘ü ziyarete gitti. Bu ziyaret sırasında Mussolini etrafta hiç barışcıl bir hava olmadığını hissediyordu. Alışılmışın dışında etrafta daha çok polis vardı.

Kral  Victor Emmanuel III
Kral Victor Emmanuel III

Mussolini ile Kral Victor Emmanuel III karşılaşınca söze ilk başlayan Mussolini oldu. İtalyan Büyük Meclisi’nin kendisinin istifasını istemek gibi bir yetkisinin olmadığını Kral’a söyledi. Kral’a savaşın mutlaka devam etmesi gerektiğini anlattı. Kral Victor Emmanuel III, Mussoli’nin bu sözlerine sinirlendi ve şöyle dedi:
-“Bu ülkede en çok nefret edilen insan kim biliyor musun? Sensin. Kuzeydeki İtalyan birlikleri “Alpini’nin katili Mussolini kahrolsun” şeklinde naralar atıyorlar, onları da duymadın mı” dedi.

Jakob the Liar (Jakob un yalanları) 1999

KEREMOZTURK | 02 September 2009 10:03

Yönetmenliğini Peter Kassovitz’in yaptığı “Jakob the Liar“ın başrollerini; Robin Williams, Alan Arkin, Bob Balaban göze doygunluk veren oyunculuklarıyla süslüyorlar. Filmin müziği Edward Shearmur’a ait. Yapım sorumlusu ise Robin Williams. Bu tarz tarihe uyum sağlayan filmlerde kostümü tasarlayanın da adından söz edilmeden geçilmez. Kostüm tasarımı Wieslawa Starska’ya ait. Filmin konusu şöyle; Hitler falcıya gidip şöyle demiş ”Bana ne zaman öleceğimi söyle” falcı da ona ”yahudi bayramında öleceksin.”cevabını vermiş. Hitler ”bunu nereden biliyorsun?” demiş. falcı demiş ki ”çünkü öldüğün gün yahudilerin bayramı olacak. ”Şimdi O’na yahudi olduğu için sorabilirsiniz.
Bu zamanda böyle bir şakayı nasıl yapar. Ayakta kalmalarını sağlayan şeylerden biri de şakalardı. Geri kalan herşeyi Almanlar almıştı. Onları Dünya’dan soyutladı. Jacob Heym gazete sayfası peşinde koşarken yakalanır. Saat sekize üç vardır. Karakolda açık kalan radyo haberi Jacob’a sunar.

İnsan olmanın ona bir yararı olmalıydı. Bu zeki yahudi, Sovyet askerinin Almanlara karşı galibiyet almış olması haberini duyduğunda umut dolu çoşkulu ve kullanmasını bildiği sırrı 2. Dünya savaşında esir düşen insanların arasında yayar. İyi haber çabuk yayılır. Bu film diyaloglara önem veriyor. Diyaloglarsa insanları esir alıyor.

Defiance (2008)

queennothing | 10 March 2009 09:48

İkinci Dünya Savaşı‘nda, Naziler’in Yahudiler’e olan tutumunu konu alan “Defiance“, “The Last Samurai“, “Legends of the Fall“, “Blood Diamond” gibi başarılı filmlerden tanıdığımız Chicagolu yönetmen Edward Zwick imzalı, 2008 yapımı bir drama.

Son ‘James BondDaniel Craig‘in başrolde yer aldığı “Defiance“, Liev Schreibe, Alexa Davalos ve Jamie Bell gibi isimleri de bünyesinde barındırıyor.

Tuvia, Zus ve Asael Bielski isimli üç Yahudi kardeş, 2. Dünya Savaşı‘nda Nazi askerlerinin evlerini istila etmesine karşı küçük çapta bir direniş başlatır.

The Boy in the Striped Pyjamas (2008)

turictanyel1 | 12 February 2009 15:13

Çizgili pijamalı çocuk. Filmin adının içinde bulunan “çocuk” kelimesi çok şey anlatıyor aslında. Savaş, 8 yaşındaki Bruno‘nun gözünden bakılarak anlatılıyor, tüm saflığıyla…

2. dünya savaşı sırasında, asker babası yüzünden taşınmak zorunda kalan Bruno yeni evlerine, ortamına alışmaya çalışır.Ancak burası onun için hapisane gibidir ve evinin dışına çıkması yeni insanlarla tanışması yasaktır. Bu durumdan çabuk sıkılır ve bahçelerindeki ağaca eski araba lastiğinden salıncak yaptırır. Ancak bu onun için yeterli olmaz. Yeni bir arkadaş edinmek ve onunla oyunlar oynamak ister. Dışarı çıkması yasakken ve kapıda askerler varken bu hayalinin imkansız olduğunu farkındadır.

Derken evin bodrumunda tırmanıp dışarı çıkabileceği bir pencere bulur. Artık özgürdür. Doğa onun için yeni bir mekandır ve bunu
kimseye söylemez.
Gizli gizli evden kaçarak dolaşmaya başlar ve şüphe uyandırmadan evine döner. Bir gün Yahudileri hapsettikleri kampta, kalabalıktan uzaklaşıp beton yığının arkasında saklanarak yaşayan Shmuel ile tanışır.Artık Bruno’nun yeni bir hayatı vardır, mutludur.
Bundan sonrasının kimseye anlattırmadan izleyin derim. Bruno ve Shmuel‘in oyunlarını, konuşmalarını filmin şok edici sonunu ve dahasını…

Büyük Savaşın, Büyük Casusu Olur..

SuBirikintisi | 14 January 2009 13:43

2. Dünya Savaşı birçok yönden dünya tarihinde önemli bir yere sahiptir. Kutuplaşmaların, çıkar savaşlarının ayyuka çıktığı bir dönemde gerçekleşen bu savaş doğal olarak birçok vahşeti, birçok ölümü beraberinde getirmiştir. Askeri, politik, diplomatik yönden birçok olaya şahit olan bu savaşta casusluk faaliyetleri de önemli bir yere sahiptir.

Casusluk faaliyetlerinde özellikle Türkiye çok önemli bir konumdaydı. Her iki taraf da Türkiye’yi yanlarında savaşa sokmak istiyordu. Çünkü Türkiye Almanlar için Mısır’a, Hindistan’a giden yol ve Ruslara karşı yeni bir cepheydi. Diğer taraftan müttefikler için önemli bir askeri üs, Balkanlar’dan Almanlara darbe vurmak için tek yoldu. Bu sebeple her iki taraf da Türkiye’yi yanlarına çekmek için her türlü yolu deniyordu. Bunların içine casusluk faaliyetleri de dâhildi.

Valkyrie

13thMonkey | 13 January 2009 12:30

İkinci Dünya Savaşı’nın tüm hızıyla sürdüğü günlerde, Hitler’ e karşı planlanan suikast girişimini anlatan filmin yönetmeni Olağan Şüpheliler,X-Men,X2 ve Superman Returns‘de de kamera arkasına geçmiş olan Bryan Singer.
Başrolde ise Claus von Stauffenberg rolünde Tom Cruise var.

Tom Cruise ve Albay Claus von Stauffenberg arasındaki benzerlik
Tom Cruise ve Albay Claus von Stauffenberg arasındaki benzerlik

Valkyrie’nin senaryosu da Olağan Şüpheliler filminin senaristi tarafından yazılmış.
Filmin fragmanına ve ilk 6 dakikasına buradan ulaşabilirsiniz.
Unutmadan film 30 Ocak 2009’da Türkiye’de gösterime giriyor.

Olmazlara Direnen İnsanlar…

SuBirikintisi | 08 January 2009 11:57

Tarih bu tarz insanların başarılarıyla doludur. En ümitsiz anlarda bile ümitvar olan, yapılamaz denilen işleri gerçekleştiren insanlar. Şöyle bir düşünsek tarihimizden kimbilir kaç örnek buluruz. Aşılamaz diye düşünülen Konstantinapol surlarını yerle bir edip, fethedilemez denilen bu şehri fetheden Fatih Sultan Mehmet geliyor aklımıza.

Ancak hakkında yeterince bilgi sahibi olduğumuz, her fırsatta ziyadesiyle anlatılan Fatih Sultan Mehmet Han’ı anlatmak yerine burada gözlerden uzak kalmış ama 2. Dünya Savaşı’nda önemli işler yapmış bir askerden, bir komandodan; Otto Skorzeny’den bahsetmek istiyorum.

Çocukluk ve gençlik yılları hakkında fazla bir bilgi bulunmamakla birlikte mühendislik okuduğu ve bir düello sırasında yanağından yara aldığı biliniyor.