I Spit on Your Grave
1978 tarihli Amerikan yapımı ”Day of the Woman” diğer adıyla ”I Spit On Your Grave” (Mezarınıza Tüküreceğim) çekildiği dönemin olay yaratan filmlerinden biri olmakla kalmamış günümüzde de kült filmler arasında yerini almış ve istismar sinemasının en önemli simgelerinden birine dönüşmüştür. Film kısaca tecavüze uğrayan bir kadının tecavüzcülerden intikam almasını anlatıyor. Senaryo ve yönetmenliğini Meir Zarchi yapmış. Aynı zamanda Meir Zarchi’nin de çektiği ilk filmi. (Zaten toplamda çektiği iki film var.) Filmin baş kahramanı Jennifer, New York’ta yaşayan bir yazardır. Yeni kitabını yazmak için şehirden uzaklaşır ve sessiz sakin bir yerde ev kiralar.Aynı yerde yaşayan ve çeşitli küçük işlerde çalışan dört taşralı erkek, genç kadınla kısa bir tanışma yaşarlar ve nerede kaldığını öğrenirler. Kısa bir süre sonra Jennifer, tehlikesiz gördüğü bu dört adamdan göreceği şiddet ve tecavüzden dolayı bambaşka birine dönüşecektir.
I Spit on Your Grave
İntikam sırası artık kadındadır. Kadrosunda başta Camille Keaton olmak üzere Eron Tabor, Richard Pace, Anthony Nichols, Gunter Kleemann gibi tanınmamış oyuncular yer alıyor.
I Spit on Your Grave
Filmin ilginçliği tabiiki hikayesinden gelmiyor. Başından sonuna kadar her şeyi açık açık gösteren filmde tecavüz ve şiddet sahneleri filmin büyük çoğunluğunu oluşturuyor. Bunun dışında erkekler arasındaki konuşmalarla kimin daha baskın, kimin daha aptal olduğunu ve olayların gelişmesinde kimin daha çok payı olduğunu anlayabiliyoruz. Kadın kahraman ise filmde yanlız ve güçlü karakter olarak öne çıkıyor. Film, bu açıdan feminist bir film olarakta görülüyor. Uğradığı tecavüz ve şiddetten kısa süre sonra toparlanıp intikam almaya kalkması buna örnek olarak gösterilebilir. Filmin adıyla ilgili karmaşa ise şurdan geliyor.
I Spit on Your Grave
Film, 1978 yılında ilk kez gösterime girdiğinde ”Day of the Woman” (Kadının Günü) adıyla çıkmış ve gişede başarısız olmuş. 1981 yılında dağıtımcı, filmin ismini ”I Spit On Your Grave” (Mezarınıza Tüküreceğim) olarak değiştirmiş ve yeniden gösterime sokmuş. Tabiiki çok daha etkili bir isimle girdiğinden gişede de daha büyük bir başarı göstermiştir. Buna rağmen yönetmen ”Day of the Woman” ismini tercih etmiştir. Yönetmenin filmi çekmeye niyetlenmesi de benzer bir olaya bizzat şahit olmasıyla gerçekleşmiştir. Zarchi’nin anlattığında göre New York’ta bir arkadaşı ve onun kızıyla arabada giderken çalılıklardan kanlar içinde tecavüze uğramış bir kadın çıkar. Kadını arabasına alırlar ve polise mi yoksa hastaneye mi götürülmek istediğini sorarlar. İlk olarak polise götürmeye karar verirler ancak polisin sorduğu sorulara kırık olan çenesi yüzünden doğru düzgün cevap veremeyen kadını derhal hastaneye götürürler. Bu olaydan sonra yönetmen böyle bir film çekmeye karar verir. Filmin ilginç noktalarından biri de hiç müzik kullanılmamasıdır. İlk başta filme müzik eklemek isteyen yönetmen, sahnelere uygun bir müzik bulamayınca filmin müziksiz olmasına karar vermiş. Ayrıca bu sıradışı film, kadına karşı şiddeti yücelttiğinden dolayı bir çok ülkede yasaklanmıştır.
I Spit on Your Grave
Dönemin ve hatta günümüzün dahi en cesur filmlerinden biri olarak anılan ”I Spit On Your Grave” Amerikan sinemasının yeni modası ”Remake” furyasından da nasibini alıyor. Filmin yeniden çekim projesi düşünülüyor. Herkesin hoşlanmayacağı bir film olarak ”I Spit On Your Grave”i sinema tarihine ilgi duyanlar ve istismar sineması meraklıları ilgiyle izleyebilirler.
I Spit on Your Grave