Terk ediliş değildi benimkisi, sonbahar akşamlarının ürpertici nefesiydi. Bir o kadar durgun ve bir o kadar da ümit vericiydi, yalnızlığın sembolizm izleri.
Terk ediliş değildi benimkisi, sonbahar akşamlarının ürpertici nefesiydi. Bir o kadar durgun ve bir o kadar da ümit vericiydi, yalnızlığın sembolizm izleri.

Bir sonbahar akşamıydı,Gür saçların birbirine dolanırkenYağmurun gözyaşları yıkıyordu,Sevda kokan gözlerim seni ararken.Rüzgarlara fısıldıyordum seni,Uğultunun melodi tonlarıydı sesinGecenin yıldızlarının en şahane dedikodusuydun,O çekip gittiğin geceden beri.Ayrılık vakti deldi geçti yüreğimi,İşte o gece durdu yelkovan ile akrepÖzlemin acıtıyordu sol yanımı,Titriyordu bedenim hafızam tazelerken anılarını.Aşktan sarhoş olmuş sözlerim,Gözlerini hedef alıyordu nedensizceBelki bir günler o gün olur umuduyla,Yüreğim kulluk ediyordu kapında arsızca.O akşam bir sonbahar akşamıydı,Kurumuş yaprakların çıkarttığı sesti seninkisiNe başımı döndürecek kadar kuvvetli,Ne de ruhumu donduracak kadar kasvet verici.Ezip geçtiğin yer kırık dökük kalbimin iziydi,Müziğin ritmiydi durduran ayak seslerinin gidişiniBeynin hücreleri dönme dolapta yerini bulduğunda,Bendim kendi dünyamın dönmesinin sebebiyeti.Terk edilen duygular bedenimi yıraptırken,Ufacık bir umuda sarılıyordum senin kolların yerineBiliyordum senin gibi değildi o umut,Ama yüreğimdi umudu yüreğine bağlayan.