Hani hayat akıp gider ya bazen ellerinin arasından! Hani sevdiğin der ya; buraya kadarmış nidasıyla. Tüm detaylarına kadar dürüst olmanın kefaleti olur, ithamların; gıyabında donatılmışları! İnsan sevmek nice bedellerle ödetilir bizlere… Her, durmak yok yola devam serzenişlerimizde hayat yine akıp gider ellerimizin arasından. Önce ellerimizin arasına; sonra da akıp giden hayata bakarız. Bende bir yanlış yok diye defalarca haykırırız. Sanki bize bunları yapanlar bilmez mi, biz hatasızız? Bilmez mi nankörler hatasız oynamışız. Hadisenin teması da bu aslında! Gariban üzmek ödüldür onlara. Yaptıklarının bir bumerang tadında geri döneceğini bilmeyen vefasızlara… Hani seversin ya yaptıkları olsa bile istihza… Hani göğüs gerersin ya, yaptığı tüm negatif davranışlara… Hani ağlarsın ya sokakları birleştiren köşe başlarında… Hani dersin ya Rabbim, onu bana bağışla… Hani sürekli üç nokta getirirsin kustuğun cümlelerin sonuna… Hani her defasında beddua etmek gelir ya aklına!Bu bize yakışmaz deyip kısık bir tebessüm sonrasında; “Allah onu da mutlu etsin” bundan sonra ki hayatında…