Seks, Neden Çok Satar?
Seks, Neden Çok Satar?

Son zamanlarda elime aldığım yayınlarda cinsel konulara el atan yazılara çok sık rastlar oldum. Seks neden çok satan bir konudur? Bunun üzerinde düşündüğüm zaman aklıma gelen şeyleri sizinle paylaşmak istiyorum:Birincisi insan doğasının önemli bir parçası olan bu konuda yeterince eğitim yok. Okullarda cinsel eğitim verilmesinden söz etmiyorum. Ailelerde verilmesi gereken bu eğitimin ihmal edilişinden söz ediyorum. İletişim becerileri, adab-ı muaşeret ve buna benzer konularda ciddi anlamda eğitim veremeyen günümüz aile yapısında, cinsel konularda da eğitim verilmemesi bana şaşırtıcı gelmiyor. Evlerde, sadece cinsel konularda değil diğer konularda da aile bireylerinin inceleyebileceği, okuyabileceği kitaplar pek fazla bulunmamaktadır. Sözgelimi, evin oğlu ya da kızının kendi cinsel, psikolojik gelişimini öğrenebileceği kitaplar ve diğer yayınlar ne yazık ki genellikle el altında değildir. Bu konulardan kaçınılırken, “gizli teşhirciliğe/ röntgenciliğe” olanak tanıyan show programları rahatlıkla seyredilir. Kızıyla cinsel konuları uygun bir dille konuşmaktan kaçınan bir çok anne, “kimin kimi aldattığını” anlatan programları kızıyla birlikte seyredebiliyor.Anne ve baba da her şeyi bütün açıklığıyla anlatamaz, bu, bence de mümkün değildir. Ama genç bireyleri bir uzmanla tanıştırmak ya da ona uygun kitaplar vermek de pek azımızın aklına gelir.Kötü kullanıma en açık konular da ne yazık ki cinsel konular olduğu halde, ne gariptir ki aileler bu konuda çekinik kalır. Oysa doğada boşluğa yer yoktur. İnisiyatifi aile almazsa, bu sefer bu hassas konuda inisiyatif, sorumsuz yayınlara, mahalleliye ve kitabi kültürden yoksun arkadaş gruplarına kalır. Sorumsuz yayınlarda, sözgelimi Brezilya karnavalının görüntüleri verilir, ama yine Brezilya’da AİDS’ten ve diğer cinsel hastalıklardan muzdarip olan insanların ne kadar çok olduğu anlatılmaz. Halbuki her şeyin bedeli vardır.Ayrıca, seks, kolayca yorumlanabilen, asgarî tat almak için herhangi bir entelektüel birikim gerektirmeyen bir konudur. Her seviyeden insan, konudan payını alabilir. Elbette entelektüel birikimi olan insanların, konuya yaklaşımı daha zengin ve insancadır. Fakat, donanımsız insanların bile kendince keyif alabildiği bir alan olan seks, Vivaldi’nin Dört Mevsimi’ni dinlemek gibi bir şey değildir. Zihinsel bir çaba sarf etmeden ya da hiçbir zihinsel yorum getirmeden de “hazza” doğrudan ulaşılabilen bir konudur. Anlamak için çaba gerektiren diğer alanlardan önce, zamansız bir şekilde seksle tanışan birini, emek isteyen diğer alanlara çekmek zordur. Bu, insanın kitapları keşfetmeden önce bilgisayarı keşfetmesine benzer. Böyle bir insanın bin bir görsel tuzakla dolu renkli bir ekrandan ayırıp kağıt sayfalara da bakmasını sağlamak çok zordur. “Seks makinesi” haline gelmiş bir insanın, karşı cinsin ruhunu önemsemeyi öğrenmesi de zor olsa gerek.Ataol Behramoğlu “İnsan sevginin meyvesidir” der. Kimse “insan seksin meyvesidir” demez. Sevgi, sıcaklık ve saygı olmayan bir birleşmenin meyvesini kimse sahiplenmek istemez. Bu doğan bebeğin suçu değildir, ama durum yine de budur.Bence seks stratejik bir konudur da. Zihni kolayca esir alabilen ve ciddi anlamda fiziksel enerji gerektiren bir konu olduğundan, uluslararası soğuk savaşlarda da “bitirici” bir silah olarak kullanılmaktadır. İnsanları, “şu anda”, “hemen” ulaşılabilecek ve kolayca algılanan bir hazza alıştırdığınız, fiziksel ve zihinsel enerjilerini o alana yöneltmeye teşvik ettiğiniz zaman, o ülkede uzun vadeli başarı planları sökmeyecektir.