Bu yazıyı yazmamın sebebi, bir faydası olmayacağını bildiğim halde en azından kendi beynime hücum eden düşüncelerden sıyrılabilme çabasıdır. Kesinlikle bakın ben ne kadar duyarlıyım gibi bir düşünceyi yansıtıp, ispat kaygısı barındırmıyor bünyem. Böyle düşünenlere de “eyvallah” kelimesinden başka bir şey söyleyemem.Aslında söylenecek çok cümle olmasına rağmen, klavye tuşlarına boş gözlerle bakılmasına neden olan garip bir “şey” dir. Tarif etmeye mecaliniz yoktur ve alfabede neden 29 harf olduğuna isyan edersiniz. Bu garipliği çözememiş olsak da “yeterince garip değil, daha da garip bir hale getirelim” düşüncesini benimsemiş güzide haber kanallarımız ve gazetelerimiz, birilerinin ekmeğine yağ sürüp amaçlarına en iyi hizmeti sağlayabilmek adına, tüm detayları ile bu garipliği türk halkına sunmuşlardır. Tabi ki çok doğru bir harekettir (!) Terör ile mücadele için yapılması gereken en uygun davranıştır (!) Zira 11 eylül’ de ölü ve yaralı sayısı bile bildirilmezken, tek bir kare fotoğraf yayınlanmazken, bizim ülkemizde birilerinin yüzünde oluşan gülümsemeyi az bulup kahkaha atmalarını istemiş olmamızdan dolayı “tüm detaylarıyla” olanları defalarca zikretmeliyiz. Yanlış ve iğrenç olanı yok etmeye çalışmak yerine, en ince ayrıntılarına kadar gösterip amaçlarına ulaşmalarını sağlamalıyız. Her ne olursa olsun türk milletinin güçlü kalabildiğini kanıtlamak yerine, bu şerefli taklidi bile yapamayan …lerin amaçlarına hizmet etmeliyiz değil mi!?!Mesleklerinin icrası konusunda kifayetsiz olan türk medyası, orta yolu bulabilme gibi bir kapasiteye sahip olamadıkları için, helin avşarın donunu, seda sayanın sevgililerini, bilmem kimin organlarını şehit haberlerinden daha çok gündeme getirir. Tabi zaten şehit, ekran karşısında mısır patlatılarak ve geviş getirilerek izlenmesi gereken haberin kahramanıdır. Bunun bilincinde olan medya da bizim ne istediğimizi ve olması gerekeni idrak etmiş ve iki seçenek sunmuşlardır bize. Ya dalga geçer gibi “ağlama yaaarrr ağlamaaa anaaaamm” ezgileri ile şehit annesinin gözüne zoom yaparak ne kadar acı çektiğimizi ekrana yansıtırlar ya da gülben ergen’ in çocuğu ilk kez gaz yaptı heberinin ardından yayınlarlar. Yazıklar olsun!!!Şehit… Hepimiz kardeşiz sloganları atan özgürlükçü (!) kişilerin anlamını özümsediği kelimedir aynı zamanda (!) Zira kürt ve terörist kelimelerinin arasındaki 7 temel farkın ayrımını yapabilmiş özgürlüğün savunucularına “yahu hangi millette kardeş kardeşi öldürür? Nerede görülmüştür özgürlüğün kan dökerek savunulduğu? demek neyi değiştirir ki ? Herkes kendi istediği gibi algılamayı seçerse, “YETER ARTIK” demek yerine hala kötü yönetim, ben olsam şöyle olurdu, aslında şu adam başa gelse terör kalmazdı cümlelerini sarf ederek, “yahu uyanın artık görün gerçekleri” denilmesine sebep olun olur mu? Kendi küçük dünyamızda büyük acıların fikirleri yönlendirmesine göz yumun…Ve üzülürek görüyorum ki hala bir kısım insanlar, şehitleri kullanarak, onların üzerinden siyasi fikirlerini dayatmaya ve sözde üzgün olduklarını belirtmeye çalışıyorlar. PKK bir siyasi oluşum değildir. Ve buna karşı çıkmak da hiçbir görüşün, siyasi partinin tekelinde değildir. Şu dakikadan sonra artık bölünmüşlükler ülkesi olan türkiye’ de birlik olma çabanız mevcut olsun. Bırakın sağ, sol, iyi yönetim, kötü yönetim davasını ya. Ne istiyorsunuz? NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ? Tüm gücümüzle teröre karşı çıksak ve birlik olsak bu bölünmüşlükle mi yapacağız bunu? Olası bir savaşta hangi vatan sevgisi ile karşı koyacağız? Sağ görüşlüler; sizinle aynı safta savaşamayız siz önden gidin, Sol görüşlüler; sizi koruyamayız biz, siz saldırın biz sonra saldırırız mı diyeceğiz? Biraz olsun kendi bencil fikirlerinizi dayatmak için değil ülke için düşünmeyi tercih edin…Herkesin çeşitli cümlelerle tepkisini dile getirdiği, fikirlerinin doğrultusunda isyan etttiği şu günlerde “peki o halde çözüm ne?” sorusunun cevabının henüz bulunamamaış olması asıl sorundur. Kelimeler kifayetsiz… Son olarak;”Biz bize düşman olmuşken, bizden olmayandan korkmak neden”