Uzun bir aradan sonra eski şampuanımı kullanıyorum.Arkadaşlarımı her gün gördüğüm,Sabah kahvaltılarımı her gün onlarla ettiğim,O gün olunacak bir vizenin olası sorularını, etraftaki öğrenci uğultularını bastırmak için yüksek ve telaşlı ses tonlarımızla birbirimizle tartıştığımız vakitlerin üstünden epey geçtikten sonra;Son çaylarımızın son yudumunu da yudumladıktan sonra,alıp yüklü ders notlarımızı koltuğumuzun altına,boş bir sınıf bulmaya çalışmalarımızdan ve çoğu zaman başka bölümlerin sınavları dolayısıyla, tam notlara odaklandığımız,hepsinin üstüne eğildiğimiz dakikalarda sere serpe yaydığımız dağınık notları toplayıp o sınıfı bıkkın,isyankar suratlarla terk etmek zorunda kaldığımız zamanlardan sonra,O zamanlar kullandığım şampuanımı kullandım,ilk defa.Gözlerimin her gün onu aradığı,gelecek mi geldi mi diye meraklandığım zamanlardan sonra.Aşk sanatının kuklalığını gönüllü olarak üstlendikten çok çok sonra.Nefret ediyorum bu duygudan.Mentollü olmasaydı biliyorum ki mazim bu kadar belirgin olmayacaktı , en azından gözlerimi doldurmayacaktı.İnsanın öyle bir içine dalıyor ki bu satın alabileceği geçmiş kokusu,ha hayat denen zamandan kocaman bir Osmanlı tokadı yemişsin, ha eline tutuşturulan peçetelerle, şimdi etrafında olmayanların başrolünü oynadıkları duygusal bir sinema salonunun en arka koltuğuna serilmişsin.Rayihası öyle bir hatıra ki bu şampuanın;Üzerinde yeşil var,doğa yazıyor ve ferahlık,Yaşama sevincine boğulmalıyım tam derken,Zamanın acımasızlığını boğazını yakarak burnundan içeri depoluyor,Saç köklerindeki kirleri arındırırken, göğüs kafesinde kalıcı ve can yakıcı lekeler bırakıyor,Canına dokunuyor insanın bu şampuan,Arkamdan gelip her adımımda burnuma yetişirken,Ben geçen zamana üzülürken,Dalga geçer gibi tam da geçmişte bırakarak beni,Zaman diye bir şey yok,zaman akmaz,zaman geçmiş-tir diyor.Kirleri akıtarak temizlenmenin bedelini fazla ağır ödetiyor.Allahtan kestirmişim saçlarımı da rüzgar yüzüme vurduğunda yan yan burnuma çarpamayacaklar artık,tam etkisinden kurtulduğumda saygıya boğduğum anılarımın,rüzgarı kollarına takıp davetsizce ciğerlerime dolamayacaklar.Ne günlere kaldım;Eski şampuanım, eski fotoğraflara resmen savaş açmış da ben,sanki ben onların sahipleri değil de onlar benim sahiplerimmiş gibi bir ileri iki geri yol alıyorum.Benim dostlarım,sağlamca ve koşarak ileriye doğru yol alacak,başıma en ırak ayaklarım olsa gerek,Bir aşka tutulup titreyen dizlerimin gazabına uğramazsam tabi,Malum,hayat müşterek.
yorumlar
Bi kedi gördüm sanki..
Bence bu yazı daha güzel olmuş
evet bence de. görsel daha bi ferah daha bi fresh, mentollü.
-Arabam nerde?-Gölde-Neeeeeee gölde miii?artık her şampuan konularında ilk aklıma gelen bu:)))
Yakında selinle pelin saçlarını bu şampuanla yıkarlar.
bu yorumu şimdi görüp şarkıyı şimdi dinledim belesh,güzelmiş saol…
Adam 80 yaşına gelmiş olan babasını huzurevine bırakır. Bir hafta sonra da gidip ziyaret eder. Halini, hatirini sorar:- Nasılsın, baba? İyi bakıyorlar mı sana burada? Bir şeye ihtiyacin var mi?- Oğlum, bu huzurevi çok güzel. Bana burada cok iyi bakıyorlar, her akşam yatmadan önce bir bardak sütlü kakao bir de viagra ve…riyorlar. Allah razı olsun çok memnunum hiç bir şeye ihtiyacım yok.Ziyaret sonunda adam hemen hemşireyi bulur ve:- Hemşire hanım babam bir şeyler anlatıyor. Yatarken bir bardak sütlı kakao bir de viagra veriyor muşsunuz, doğru mu?- Doğru. Doktor beyin talimati. Sütlü kakao çabucak uyutuyor, viagra da yuvarlanıp yataktan düşmesine engel oluyor !
bir şampuanın böyle bana derin kelamlar ettirebileceğini düşünemiyorum bile.sağlam marka demekki, alıp kullansam fena olmaz,ama markası nedir belirsiz
ben de bunu tutayim bari.. sona kalinca bole oldu.