Şafak sökmek üzereydi, sabahın o bakır rengi geceme vururken, ben senin kıyılarına vurmuştum. Saat 5’i vurdu, gözlerin gözlerimi. Zaman hiç durmadı koştu, ellerim ellerinde durdu. Saçlarını savurdun, gönlüme doladın, tam boğulmak üzereydim, bir den yok oldun. Şafak sökmek üzereydi, ama ağzımızdan kelimeler sökülüp, dökülmedi. . suskunluğumuzun kelimelerini dinledik, ne çok şey anlattık birbirimize. Sessizliği paylaştık öylece. Paylaşacak ne çok şey var aslında istenirse, bir hayat, bir kader, bir ömür, bir sessizlik… Yan yanayız ama ayrıyız, bir nasıl yaşarız. Bir yüzün aynada, yansıman yanımda, sen kendine bakarken, ben sana bakıyordum aslında. Yansımalar yansıttı seni bana. Şimdi al eline bir mendil, salla ardımdan. Hani şu eski filmlerde ki gibi… Neden mendil sallanıyor şimdi anlıyorum, gideni ardında göz yaşı akıtıldığı için…Bu şafak hep sökmek üzere. Sökülecek daha çok gece var
yorumlar
daha uzun yazılabilirmiş
yazı yazmayı mektup yazmak sanıyorlar,ha gayret yavrum becerebilirsin ümidini kaybetme
en azından çabalıyor, şeklinde kuvvet verebiliriz
kabız olmuş ıkartmaya çabalıyor da diyebiliriz
işte!! o ”ÇABA” kelimesi var ya, onu yapıyor en azından
boşa çabalıyor
bir çabanın boşa mı, değil mi olduğunu anlamak için çok erken karar verilmemeli bence
balık baştan kokar, ilkokula gidiyosa lafım yok
yapma o kadar da değil yahu:) herkes bir yerden başlar, hayatta
…
başlamayı bile becerememiş
nasıl başlanır? öğretseniz diyorum
okumakla başlayabilir, bol bol okusun.
sende yazsan biraz, örnek yazı kâbilinden okusak…(en küçük bir imâda bulunmadan cidden fikrimi söyledim)
bi de bu var,eleştirme sen iyisini yap da görelim tarzı yaklaşımlarla bi yere varamayız.yazmak okumakla başlar, okusun bol bol.
hayır ben asla eleştirme sen iyisini yap denen klişenin içinde değilim..sadece, senin henüz bir yazı yazmadığını fark ettim ve bunu görmek istediğimi belirttim, hepsi bu!ve evet,okusun tabii bol bol…
ben okurum, yazar değilim
iyi bir okur her zaman potansiyel bir yazardır, unutma:)
iyi okur olalım önce,sen diyorsunki herkes yazar olabilirben diyorum ki herkes yazar olamazolursa böyle olur.çabalamakla yazar olunmaz.olursa böyle olur.bol bol okunursao vakityazarken özen gösterirsaçma sapan cümleler kurmaktan kaçınırbir paragrafta aynı kelime 5 kere kullanmaktan kaçınırçok kelime kullanmaya gayret edermanayı daha iyi verecek sözcükler kullanıryazdım olduyla olmaz bu iş
yazdım diyen biri pandispanya,en azından yazma niyetini cebinde getirmiştir, nobel ödülü alacak değil ama başlangıç yapmasına müsaade etmeli.
ne anlayışı? anlayış mercii değilim.hangi duygu akışı? ne akıtmış, bana bişrşey akmadı sürekli şafak söken bi yazıdan,geçtik okumayı, yahu insan bir orhan gencebay dinler, bir ilhan irem dinler, ne bileyim bir mahsar alanson dinler, onları bulamadı teoman dinler, hiç birşey yapamadı cumartesi gecesi disko kıralını seyreder, o da olmadı sinemaya gider, reklam da mı seyretmez bir insan, cem yılmaz reklamlarını seyret bari, recebin tavuğunu seyret ne bileyim…
bence de buklet:((sana yanıt verdim pandispanya ama senin en son yorumunun üstünde yer aldı.
ayyyyyynen! adam neden komik olduğunu düşünüyor derken, ona o kadar para kazandıran çoğunluk nasıl buna gülüyor demek, daha bir beni şaşırttı zaten,bu ülkede komedi de yapılmıyor, komedyen de yok artık…bir zamanlar vardı.
oo bakın sevmedimler çoğaldı.konuyu dağatmayın.sevmediğiniz recep ivedik şahsiyetinden de çok şey öğrenebilir bir yazar aday adayı.neyse söz konusu rumuz yazara diyeceğim yok dilediğini yazabilir.ama yazdığı yazı boş, kötü ve okurken bi tat vermedi bana.tavsiye verme mercii de değilim, kim ne istiyorsa onu yapsın.şiir iyiyse iyi gelir demişsiniz bir blogdabu yazı iyi olmadığı için bana iyi gelmedi.bunu belirtmek istedimbeğenmiyorsan okuma diyenler çıkacaktır, hep olur böyle savunmalar me ki soruna çözüm getirmez.
Allah Allah! pandispanya,ben senin eleştirini gereksiz veya fazla bulmuyorum ve hatta eleştirilmeli yazılar diyorum.burayı geçelim, takılırsak uzar gider…benim merak ettiğim,yazı böyle yazılmaz, diyebilen birinin en azından bir yazı yazma tekniği tavsiyesi olabilmeli, tekniği geç, dostça bir açılımda bulunabilmeli…böyle yazılmaz diye cümle-eleştiri bitmemeli,çok takdir ettiğim bir yönetici der ki;”bir durumu-eylemi eleştirdiğin vakit, yanında o durumun sana göre nasıl daha iyi olacağı önerisini de beraberinde getirebilmelisin”…
dedim ki, bol bol okusun sonra yazmayı denesinhiç birşey okumadığı belli.yukarıdaki yorumlarımda bunları belirttimgerisi kendi yeteneği, ama önce okuyacak.daha iyi nasıl olabilire benim önerim,BOL BOL OKUSUN ÖNCE.yeterli mi bu dostça öneri
sanat yapıtı bu yazı mı oluyor
yeterli değil pandispanya!bu yazıda ilk yorumunda demişsin ki, yazı yazmayı mektup yazmak sanıyorlar,bu bir analiz…ama,mektup da edebiyatta hatırı sayılır bir yer tutar, belki bu yazar mektup tarzında bi yazı yazmak istemişti…edebiyat dışı sayamıyoruz,iki;sizin yazıdan anladığını ne o zaman?onu anlayalım, demek istediğim bu.
öyle yada böyle.. yazdım artık.Pandi… : okul ve tahsil durumum ancak bir çaresizlikte açılacak bir konu. bence çok çaresizsin ve bu konuyu açmışsın. ama merak etme tahsilim ilk okul değil.. üzüldün sanki.. okuyorum en az senin kadar. sende okuyosun bak hemde benim yazımı. yada mektubu mu, farketmez..eleştiriye açıgım elbet ama saldırı olmamalı bu. eleşrtir, acımasızca eleştir elbet ki kelimeler olgunlaşsın. ama google dan eleştirinin ne olduğunu bakmak lazım.. karşılığı neymiş diye ögrenmek lazım.diger paylaşımlara da çok teşekkür ederim; çocukca bir cümle oldu, pardon. düzensiz, istifsiz bir teşekkür oldu..
Bu arada paylaşımlarınız için teşekkür ederim..Buklet, Tulipp, koza, vb 🙂 teşekkürler..
klon mu demek istediniz? sayın oguzkagan..
hımm anlamak zor oluyor.. ama anlamakta gerekmiyor. klon derken? ya da kılon derken, neyin kılonu bu.. şuursuz bi kılon..
sayın oguz; netekim dogrudur belki dedikleriniz. kılon lar çok kıllar 🙂 bilmem farkındamısınız 🙂
walla iyi ya walla iyi…bu konu beni aşar… sustum..
sayın sevdalım hayat altını okumadınız sanırım..orada herkese teşekkür var.. imza :)teşekkürler..
alt kısım.. alt ileti:)kannır kimsin sen, çık dışarı 🙂
sadece latife 🙂
buklet ; sanırım bağlamamın telleri bağlanıyo…
dalga değill.. sadece anı 🙂 senden kalan tek anı..
ewet. yani senden kalmalı baglama ve telleri..
yahuu bişi demiyorum.. bak yine sustum 🙁
buklet beraber gidelim en iyisi biz.. kitapevine.
benimde sanım öyle diyo.. iyi olur.. baglama da çekeriz, pardon bakarız 🙂
ya a a baglama farklı sonla baglandı galiba sayın buklet..
ulen öküzkağnısı,isteyen işstediği rumuzu alır, bin rumuzla yazışır, rol keser, kendi eliyle siler, geri gelir tekrar yazari olmadı bi daha siler, olmadı 5 rumuzla birden yazar a öküz.öküzlük senin ruhunda, senin kılonlanmış beyninde, kendini kılon rumuz avcısı ilan edip rumuzları takip etmekle ergenekona taş çıkardın be evladım. yapma yazık oluyor sana.9 tane rumuzum var aynı gün hepsiyle yazıyorum.hadi bul hepsini boşlukları doldur a benim geri zekalı kılon avcısı kıl kafalı öküzüm.1-2-3-4-5-6-7-8-9-
eleştirinin her türüne açık olunmalısert de olabilir, yumuşak da,kimsenin nabzına göre şerbet verecek halimiz yok,dilediğin gibi bir yazı yazmışsın ben de dilediğim gibi yorumlar yaptım,bozulursun, kızarsın, yada tepki gösterirsin orası sana kalmış, beni ilgilendirmez, dilediğini yapabilirsin,yada kıl beyinli öküzkağnısı gibi kılon avcılığı yapıp ne derece zeki bir organizma olduğunu gösterirsinbak o da okumuş çocuk mesela ama avcılık maceralarından başka yazacak şeyi yok.
okumuş az kalır yalamış yutmuş diyebilirim
🙂 Ya bu şafağı hepimiz saysakta arkadaşımın askerliği çabuk bitse olmaz mı?Gelin uzlaşalım bu konuda..
uzlaşmacı yaklaşımın çok iyi bir davranış.. herkes örnek olmalı.pandi: show a gerek yok ki 🙂 kendi blogunda yap show u da görelim. bende örnek alayım. diyeyim ki, pandi böle yapmış güzel bir örnek.thing: noting in my life..kısa ve öz..
kopyacılık yapacaksın yani,çalış sen yap güzelini utandır beni.
Süpersin paylaşımın için teşekkür ederim.. eminim zewkle okuyorsundur. copy paste yapıp arşivime kaldırıcam.. print ederim. duvara asarım. baktıkça aklıma hiç bir “şey” gelmez.. umursamam dünyayı.”Etrafımızdaki gözlediğimiz olayları mevcut anlayışımızla açılaya biliyorsak dünya anlamlıdır ve bir dengeleme söz konusudur. Ancak, olup bitenleri kendi anlayışımızla açıklaya biliyorsak o zaman dengeden söz edilemez ve birey tedirgin hisseder. Bu gibi durumlarda tedirginliği ortadan kaldırmak amacıyla yeni ve daha iyi bir anlayış için arayış başlar. “.o üç kelimeyi neden bu kadar çok kullandığını anlıyorum.. saol 🙂
ve o üç harfi 🙂