Issız yol, Büyük ülke, Profesör Bernhardi adlı oyunların yazarı Schnitzler, 1920′ lerde yazdığı Rüya Roman adlı eseriyle büyük tartışmalara yol açmıştır.Yıllarını psikanalize vermiş, insan ruhu denen gizemli labirentte yıllarca dolaşmış bir tıp doktoru olarak, rüyaların sadece bir rüya olmadığını, en olmayacak insan hayallerinin bir anda nasıl gerçeğe dönüşeceğini çok iyi bilen Schnitzler bu eserinde, kendi yaşamından da izler taşıyan bir öykü anlatır.Eserde, Doktor Fridolin ve karısı Albertine’in, katıldıkları bir maskeli balodan döndükten sonra o güne kadar bastırmış oldukları cinsel arzularının farkına varmalarını tüm açıklığıyla yazar. Fridolin ve Albertine’ in ” üçüncü kişilerce ” her an baştan çıkarılabileceklerini anlamaları, üstelik bunu yıllardır arzulamakta olduklarını ansızın keşfetmelerini anlatır.Erkeğin, böyle bir durumda karısının üzerindeki etkisini, baskısını kaybetme korkusunu işlemesi de yankı uyandırır.Schnitzler, daha önceden de kadınlarla erkeklerin “matematiksel” olarak eşit olamayacaklarını, erkeklerin doğuştan sahip oldukları bazı özellikler nedeniyle daha yukarıda olduklarının bir gerçek olduğunu savunur.Aşık olduğu ve birlikte yaşayıp ” Mizi” adını taktığı aktris Marie Glümer, bir turnede kendisine ihanet ettiğini açıklayınca, kadına günlerce hakaret eder ve sonunda onu hastanelik edinceye kadar döver. Üstelik bundan en küçük bir vicdan azabı bile duymaz ve günlüğüne ” bütün bunları yaparken apaçık bir tatmin duygusuna kapıldım ” diye yazmaktan çekinmez.

Hayal ile gerçeğin birbirine karıştığı Rüya Roman, yıllar sonra ünlü yönetmen Stanley Kubrick tarafından Eyes Wide Shut ( Gözleri tamamen kapalı ) adıyla filme çekilmiştir ve bu filmde en az roman kadar tartışma yaratmıştır.Çok iyi bildiği psikanaliz ve iç konuşma tekniğini usta edebiyatçılığıyla birleştirerek çarpıcı eserler veren Arthur Schnitzler, ünlü Paracelsus oyununda doktorun ağzından, ” Bu bir oyundur. Başka ne olabilir ki? Bu dünyada her ne yaparsak yapalım hepsi bir oyundur. Birileri paralı vahşi askerler sürüsüyle oynar, öbürleri kudurmuş batıl inançlı et yığınlarıyla. Bazıları da belki güneşle, yıldızlarla” demiş ve ardından eklemiştir: ” Ben ise insan ruhuyla oynuyorum.”