Şimdi size neredeyse Marquez’in fantastik öykülerine benzer bir Güney Amerika masalı anlatacağım:Bir varmış bir yokmuş (Geçen ocak ayında) São Paolo kentinin çılgın ve bazılarının tabiriyle sağa yatık popülist belediye başkanı Gilberto Kassabs, görsel kirlilik yarattığı gerekçesiyle şekli ne olursa olsun bütün açık hava reklamlarının yasaklanmasını kapsayan yasayı halka sunmuş ve yasa kabul edilmiş. Belediye başkanının “Temiz Şehir” adını verdiği yasayla birlikte şehirde poster, broşür de dahil olmak üzere bütün otobüs, tren, taksi üstü reklamları ve 8000’i aşkın billboard boşaltılmış. Dükkanların önündeki tabelalara da sınırlama getiren yasaya göre her 10 metrelik cephe için 1.5 metrelik bir pano için izniniz varmış.Brezilya’nın, Fenerbahçemizin yepyeni bombası Roberto Carlos’un da dar gelirli bir ailenin 4 çocuğundan biri olarak doğduğu São Paolo kenti, sayısı farklı kaynaklara göre 30, 22 ya da 11 milyon insanın yaşadığı Güney Amerika’nın en büyük kenti ve aynı zamanda dünyanın en yaratıcı reklam ajanslarına da ev sahipliği yapıyor. Böyle bir ortamda bu konuyla ilgili çok farklı fikirlerin olduğunu tahmin edebilirsiniz. Business Week’de yer alan makalede de bu konuya değinilmiş. Şehirde reklam ajansı işleten Gustavo Piqueira: “reklamsız bir şehrin nasıl birşey olduğunu söylemek için henüz erken zira açıkhava reklamları kaldırılsa da bulundukları paneller sapasağlam yerlerinde duruyor. ortalık tam anlamıyla billboard mezarlığına döndü” diyor. Reklam panolarının kaldırılmasına karşı olanların söylemi bence daha ikna edici. Şehir milyonlarca dolar zarar etmiş, ortalık konstrüksiyon çöplüğüne dönmüşken “Temiz Şehir” yasasının görüntü kirliliğini yok ettiğini kimse iddia edemez. Ayrıca şirketlerin halkla iletişimini nasıl sağlayacağı da ayrı bir sorun. Fakat bununla birlikte halkın büyük bir çoğunluğu ilginç bir şekilde bu uygulamayı destekliyor.Reklamsız bir şehrin ne menem birşey olduğunu Tony Marco’nun Flickr albümünden görebilir (São Paolo No Logo) ayrıca Herald Tribune’de yayınlanan “São Paolo Billboard Yasağı Reklamcıları Kızdırdı” başlıklı makaleye göz atabilirsiniz.Bununla birlikte geçen hafta dikkatimi çeken bir sanatsal çalışma da bu konuya yakın bir konsept içeriyordu. Gregor Graf’da reklamsız, işaretsiz, amblemsiz, tabelasız bir şehrin nasıl birşey olduğunu hayal edip gerçeğe dönüştürmeye çalışmış. Temiz fakat ruhsuz bir şehir olmuş.Otobüs reklamlarının yasaklanmasından bahsederken bu günlerde şehirde yaşanan terör olayları nedeniyle otobüslerin ancak %15’inin sefer yapabildiğinden ve kalan otobüsleri organize suç örgütlerinin saldırılarından korumak için belediye başkanı Gilberto Kassabs’ın emriyle her otobüse bir sivil polis yerleştirildiğinden de bahsetmek gerek.indianropetrick / São Paolo / Brezilya