Beni bu reklamlar mahvetti. Sinsice girdiler evime ve iç dünyama tıpkı akrabalar ve komşu teyzeler gibi. Şöyle olmalı, böyle olmalı dediler, sonra da “gördün mü olmadı, demek ki sen yetersizsin” dediler. “N’olur bir şans daha verin, ben de seçilmiş biri olmak istiyorum” dedim. “Olmaz o kadar kolay değil, ev derli toplu olacak” dediler. Ve olmadı olmadı …
Reklamlarda her zaman derli topluydu evler. Her zaman temiz, bakımlı ve güler yüzlüydü kadınlar. Eşler kavga etmiyor, tatlı tatlı didişiyorlardı. Hatta cilveleşiyorlardı canım. Eh o da tadı tuzuydu hayatın. Beni gecenin bir vakti mahvedip yatağımdan zıplatan sorular, reklamlarda arko nem sürünce geçiveriyordu. “günde 5 dakikanızı kendinize ayırın” Peki.
Çok mutluydu reklamlardaki insanlar, yanlışlık bendeydi yani. Ama diyordum, ya bir evi böyle tutmak için en az üç yardımcı çalıştırmak lazım. Mesaj gönderip bana, hatta ruhuma yapmadıkları masajı bırakmayıp “bak o kadınlar yapıyor, sen yapamıyorsun” diyorlardı. Mıncıklanmadık noktam kalmıyordu. Ne anneliğim, ne kadınlığım, ne de cinselliğim. Her şey tehlikedeydi yani. Çünkü reklamlara göre göğüsleri sarkmayan ve selülitleri olmayan bir kadın olunmadığı sürece sevişmek mümkün değildi. Bu da yetmezmiş gibi reklamlar bitiyor, arkasından diziler başlıyordu. Aşk, ihtiras, entrika… çok paralı insanlar, her şeye rağmen mutsuz oluyordu. Parayla saadet olmuyordu canım. Bende ise, para da olmuyordu, ev de dağınık oluyordu, çocuk ağlıyordu, eşim uyuyordu, kimse beni sallamıyordu, herkes havucun peşinden koşan eşşek pozisyonunda kendi kıçını kolluyordu, bu arada reklamlardaki kadınlar bana inat sürekli gülüyordu. İdeal yaşam budur, siz yetersizsiniz, ürünümüzü alınız, yeterliler sınıfına dahil olunuz.
Peki ya benim gibi girdiği her ortamda kendini marslı hissedenler napacaktı..onlar uğruna reklam filmi çekilmeyecek kadar hedef Pazar dışında mıydılar? İnsan sevabına iki satır da bizim için yazardı be.
Beni bu reklamlar mahvetti. Olmayan bir dünyaya ceee yapmak zorunda bıraktılar beni. Ama körebe hatta ortada sıçan oldum ben. Belki olsaydı sıkılınca tırnaklarını yiyenler, dalıp gidenler, yazdıkları mektupları gönderemeyenler için çekilmiş reklam filmleri, ben de söylenmezdim böyle. Alırdım ürünü, verirdim mektubu sahibine, daha az yerdim tırnaklarımı.
Evi toplamak gerekiyor şimdi. Oğlum büyüyecek daha annesine deterjan alıp getirecek. Uyusun da büyüsün canlı renklerim ninni…
yorumlar
çok eğlendim. ellerine sağlık.
şey senin dertlerine değil tabi.
TV izlemiyorum, ama arada gözüme takılıyor, kendime soruyorum: “Nasıl sorumluluk sahibisin sen? Ayaklarının üzerinde duramıyorsun? Bırak anne olmayı, teyze bile olamıyorsun!” Ama hangisi yalan, hangisi doğru bulamadım. Reklamlardaki kadınlardan gerçek hayatta var mı? Hani şu muhteşem kadın? Eğitimime devam etmek istiyorum, çalışmam gerek ki para kazanayım, belli lükslerim var onları karşılamalıyım, -Lüks değiller de hani lüks oluyorlar bazen.- Var mı formülü? Başarabilenden nasihat almak istiyorum…
matrix taklası atarak masa temizleyen anne var mıdır?
yolda molped sorunca “siteee” çekmeyen var mıdır?
çelik diye bir robotu üretecek kapasite, arçelik’de, var mıdır?
traş olak için yerçekimsiz ortam yaratabilme imkânı var mıdır?
yaris’le başka nebulalara dönmeye niyetli uzaylı var mıdır?
yoktur.
yürüyüşe çıkmışsınız, oğlunuzun bir eli sizin elinizde bir eli babasının elinde, asılıp duruyor ellerinize ve yürümeden sizin kaldırmanızla sürdürüyor yolculuğunu neşeli kahkahalar atarak. Yeşilliklere ulaşıyorsunuz, oğlunuzu oyun alanına göndermeden önce alıyorsunuz kucağınıza ve kokluyorsunuz boynunu, enfes kokuyor bir daha sarılıyorsunuz sonra salıyorsunuz, babası uyarıyor koşarken veledinizi ve hatta hamle yapıyor öne doğru, aman önündeki taşa dikkat et derken, velediniz iki popo sallayıp koşmasına devam ediyor diğer veletlerin yanına, etrafta renk renk çiçekler açmış, ne iyi etmişsiniz de… reklam filmi bitti(uzun da oldu baya, 10 dakika kadar).
hayatta böyle molalar olmasa hiç çekilmez di mi?
Reklamlar olmasa tv kanallarının hepsi paralı olurdu. Gazeteler, dergiler daha pahalı olurdu. İlginç bişey şu reklam, bazen sanat eseri gibi görünüyor gözüme bazıları, hoş.
cok samimi bir yazi olmu$, ellerine saglik.
“anneaciiiym! spaydirmen kiyafeti alaliiiym! bobiking’e gideliiiym! bu biskletiyn nie fitesi youk? 🙁 ek$inmen cantasi kac liradir acaba anneyyy?”
“hia? nea? yurusene Doa yaaaa! sana max alcam ben, cilekliy. lutfeyn anneciym, hadi bakiim. foskids(!) izlices hadi.”
burger king mi?
WeaponX, burgerking demek.
simdi, su icinde bulunulan anda bile isin icindeyiz diil mi? sen de, sen de…
kacisi yok…
Kendimi cok hafif hissediyorum, adeta ucuyorum, ata binesim, kosasim, cosasim, voleyball oynayasim var. Neden acaba? Nedir bu hafiflik bendeki? Beyaz ve daracik pantolonumu da giydim, oturup kalkiyorum, zipliyorum, hopluyorum birsey olmuyor. Beyaz hala beyaz. Aaaaa! ben muayyen donemimdeyim ondan, popoma kir bulasmaz!
Ah! degisiklik yapmak gerek. Yemege cikacagim sevgilimle, nasil yapsam da onu sasirtsam? Vala! Buldum, Vala! Bi sacimi boyayayim annem bile beni tanimasin; kocama asilayim, o beni bana satmasin ama hayran kalsin!
Bu ne? Cocuk evin icine etmis! Cukulata mukulata, puzzle bir de boya! Ama zintax temizler, fircalamadan ovmadan! Hooop, bir daire; nerede simdi onca korkunc leke?
Park yeri mi dert? Allasen getir su klendaxi, hallederiz simdi, iki sac bir kic sallama, al sana sahane park edebilecegin bir arabalik ara!
Falgon kullaniyorum cunku kabiliyetsiz ustalar tvde ellerindeki beyazlamis metal parcayi sallayarak oneriyorlar.
ooooookeeeeeey, gece oldu. Yatagimiza girerken de bir reklam cingili, beden tuketmeye alisti.
Reklamcilik zor bir daldir; basarili olanlarina tebrik, beceremeyenlerin kafasina terlik!
Digidik digidik, dovizinize yuksek faiz! Turk Lirasi herseyi almaya haiz ancak o da ne, ati alan uskudari gecmis bile!
Çocuklar çok etkileniyor. Makdanılds çocuk menüsü, arbis çocuk menüsü derken şimdi de tutturdu matrikse gidelim diye. Sırf bu yüzden gidemedim filme. Arçelik reklamı, tofita kızı reklamı, hüptürük tüp favorilerimiz arasında.
Şimdi ben olaya reklamların gereksizliginde ya da ne kadar saçma oluşlarında değil de sosyolojik olarak incelenme alanı olmasından girecem.Reklamların kitleler üstündeki etkisi nedir? Bir reklam filmi hangi kitleye sesleneceğini bildirir mi?Bir insan ürün seçerken ne kadar reklamlardan bağımsız düşünebilir? Reklam denilen şey en kalitesiz ürünü bile “cool” görünümü vermez mi bu doğrultuda seçimlerimizde bu ürünün karizmatik veya cool olması kalitesinin önüne geçmez mi ?Bunu bir örnek vererek açıklayalım İnsanlar neden Mc donald’s i tercih eder de Hacıoğlu Lahmacunu tercih etmezler ki lahmacun bize ait yani benimsediğimiz güven duydugumuz bir gıdadır oysaki Mcdonalds ın hamburgerleri sözümona el değmeden beya cok sağlıklı hijyenik ortamlarda geldiği söylenmektedir velhasıl bu böyle değildir. Bilinmektedir ki içinde katkı maddesi vardır.Sağlıksız bir beslenme çeşididir. Diğer bir örnege gelirsek Hazırkart reklamları, gençleri cezbetmek için ben özgürüm diye slogan çıkarması parayla özgürlük önermesini ortaya çıkarmaktadır. Demek ki ne kadar param varsa o kadar özgürüm mantığını beyinlere sokmaktadır.Ollaydan biraz kopmuş olsam bile şimdi en başta yönlendirdigim sorunun cevabına gelelim. Tikveşli yoğurt reklamı bence pazarlanacak kitleyi çok açıkca ortaya çıkarmaktadır ki şu an tikveşli diye bi kurum yoktur Danone ile ortak olmuşlardır Türklerin genelekci zihniyetinden olsa gerek yogurdun adını değiştirmekten korkmuşlardır.
Haaaa bir de değinmeden geçemeyecegim Magnum optus reklamları. Bu reklam neyi amaçlamaktadır? Dondurmaya nasıl bir imaj vermektedir? Bir erkek olarak magnum yiyen bi kadına ne kadar masumane bakabiliriz? Nouma’ya 7 ay ceza veren neo-ahlakcı zihniyet neden reklamlarda aynı titizligi göstermemektedir?mademki bu kadar bu kadar ahlakcı bi yapımız var neden kimse kılını bile kıpırdatmıyor yoksa büyük para babalarının çıkarları mı var? Yarın öbür gün sapığın biri magnum yiyen bi kızdan tahrik olup taciz ederse kim hesabını verecek?? Sinemayı her seferinde sansürleyen kültür bakanlıgımız neden reklamları denetlemek için de bi kurul oluşturmuo? ya da varsa hangi reklam sansürlenmiş? Umarım faydalı olmuştur bu ahkam
Bi çoğu beyin patlatsa da, izlemesi hoş reklamlar da var bir iki..
Örneğin Nike’nin Cin Ali serisi: Cin Ali Futbol Oynuyor(Cin Ali Ronaldinho’nun eline veriyor), Cin Ali Basket Oynuyor, Cin Ali Frizbi sallıyor.
Bi de NBA maçlarının arasındaki I Love This Game geçişleri bomba..
All in all, reklam sanal bir karizma yaratır, zayıflar kapılır, alır, akıllılar uyanır, güler; ama dikkat etmek lazım endüstri çok hırslı, çok kuntiz, çook çalışkan..
Dogaya actionmanlerimi vereceğim o yaz memleketine ilk ziyaretimde. Hatta daha fantastik oyuncaklar da bulabilirim kilerdeki kutuları karıştırırsam. Son model olması gerekmezse buzdolabına tırmanan mıknatıslı kurmalı Spiderman olacaktı bir adet. Babaannemin Haç’tan getirdiği ezanlı Karaşimşek de olabilir.(Yemin ederim ezan okuyor Karaşimşek!)
Eğer doğa istemezse spiderman’e talibim efendim. yani çok severim de… yani oynayacağımdan falan değil, sadece hayranlık olayı..
(hadi leyn bal gibi oynuycan işte)
magnumun reklamları da iyi ama ya. sevmem dondurmada alsam elime şöyle bire gezsem faydalı olur mu acep?:)
işe gidiyorken birden otobüste kendini biryere götüren eski oyuncak satıcılarından gördüm. adam oturuyordu. baktım sapan, davul ne ararsan var. usulca yanına gittim ve başkalarının duymayacağı bir sesle ” sapan ne kadar sapan” dedim. adam pis pis sırıttı. 750bin dedi. tamam dedim al. sapanı aldım. arka cebime koydum. otobüsten indim.
dedin de, ben magnum hiç almadım, yemedim mesela, reklamdan öyle bir etkilenmişim ki. ne bileyim yolda magnum yesem sakata gelirim diye düşünüyorum. 😀
spaydirmen’i sakin cekirge’ye verme, taam mi? :o)
abarmaya devem ederse ortalık ped soran kızlarla, canavardan(!) elinde wc kaadıyla kaçmaya çalışan veletlerle, magnum kutusuyla milletin kemerine saldıran doktorlarla(!), kız arkadaşıyla yalnız kaave içmek için pervaza çıkıp, düşerek kendini sakatlayan adamlarla dolup taşıcak. bazen cılkını çıkarıyolar işin, bittabiiy arz-talep meselesi.. tv yi parayla izlemek işime gelmez diyorum.. Ama işin boku çıkmasın da diyorum aynı vakitte!!
çıkmalı bence boku. film gibi reklamlar izlenesi şeyler oluyor. tamam abartıyor olabilirler ama kanmayabilirsiniz. çocuklar derseniz eğer, onlar herşeye kanmaya müsait bir tek reklama bakmaz bu. yani buna kadar ne filmler ne çizgi filmler var.
mio’nun reklamlarını hatırlattı bu yazılar bana. temizlik ürünü reklamlarının abartılarıyla çok güzel dalga geçiliyor sonra sıkıldınız di mi en iyisi siz mio alın deniyo. anlıycağınız reklamcılar da işin farkında. ne var ki reklamların ne kadar sıkıcı olabileceği üzerine gidip yine sıkıcı bir reklam yapabiliyorlar. kapitalizm yüzüne fırlatılan zehrin anında panzehirini üretip tekrar size yöneltebilirmişmiydi nasıldı bu söz yaw..
Ya tabi olay toplumun bilinclenmesiyle paralel gider gibi geliyor. Reklamlar nasıl olursa olsun insanlar bilinçli olursa bir zararı dokunmaz. Ama böyle bir durumda da reklamların anlamı kalmaz.İşte bu nedenle reklamlar bizi korkutmaya devam edecek. Tıraş olmazsak cillop suratımızı hiçbir hatun okşamaz, ağzımıza sakız atmazsak kimse de öpmez.bu durumda ünlü batılı düşünür Tyler Durden’ı hatırlayıp diyoruz ki; “you’re not your car, you’re not your bank account, you’re not the contents of your wallet, you’re not your fucking kackies.”Tabi bir de Türk reklamcılığının muhteşem ürünleri var. Örneğin dankek reklamları. Radyoda dinlediniz mi hiç dankek reklamı bilmiyorum ama baya iyi. Diyor ki “eğer dankek almazsanız, bu reklamları yayınlamya devam edicez”Bütün bu anti-kapitalist argumanlar bir yana, eğer reklamlar olmak zorundaysa, onlar da kendi kültürel ve bir anlamda sanatsal yapımızı taşımalı. Batının reklam modelleri uygulanmamalı. Bol jingıllı, mutlu ve evcil hayvanlı aile görmek istemiyorum ben artık. Eski reklamların da kendine has bir olayı vardı.
şu dankek reklamının bi benzerini gag denen programda görmüştüm. bi biranın reklamıydı -hangisi hatırlamıyorum- şarkı söyleyen laylaylom tipler sinirinizi bozmaya çalışıyor ve sonunda “hemen şimdi bu birayı almazsanız reklamların devamı gelecek” gibi bir laf ediliyor. devam reklamında yine aynı tipler değişik atraksiyonlar yapıyor, arkadaki ses de “evet satışlarımız biraz arttı, ama yeteri kadar değil…” diyor. bir üçüncü reklamda da iki reklam boyunca sinir bozan tipler aslanlara atılıyor ve izleyiciye teşekkür ediliyor.böyle reklamlara ben açığım.
mi ne vardi bi’ de ona da gulmustum ben.wassupiiiiiiiii!
… hele ki artık diziler gibi uzun ve süreklilik kazanınca. izlenilmeyecek gibi değil ki.hiç yakın olmamışsınızdır intihara bu kadar…
biniannanaini aninainian in nianian inainian innininauınkn j lkjnkj k ak kajskjnkalamiti blüp
Bir reklam cikiyor.Adam ogluyla markete gitmis. Cocuk bir raftan birsey alip sepete atiyor. Adam geriye koyuyor. Cocuk yine sepete koyuyor. Adam kizip geri koyuyor. Cocuk aglamaya basliyor. Adam utaniyor. Cocuk bagiriyor. İnsanlar toplaniyor. Cocuk yerlere yatip girtlaklanan tavuk gibi bagirmaya basliyor. orayi burayi yikiyor yeri tekmeliyor. İnsanlar izliyor. Adam bezgin bezgin bakiyor.Ekran karariyor. Reklami yapilan mali anliyoruz. Prezervatif!Prezervatif kullanin cocugunuz olmasin boyle durumlara dusmeyin demeye getiriyor. Cin’de yayinlasalar ya su reklami?