İçiyoruz… kendimizi kaybetmek için. Belki de kendimizi bulmaya çalışıyoruz. Ama olmuyor hiçbiri. Ne kaybedebiliyoruz kendimizi ne de bulabiliyoruz. Aşk zamansız gelipi zamansız gidiyoruz hayatımızdan, ve biz sarhoş olduğumuzdan ayırdına varamıyoruz bunun. Bir bakıyoruz gelmiş, hatta bir bakıyoruz gitmiş. Keşke bakmasak o zaman gelmez belki. Gelse de gittiğini görmeyiz en azından.Asıl sorun şu aslında… Turgut Özben mi olacağım Selim Işık mı? Buraya birşeyler yazmam bile Turgut olacağımı gösteriyor. Halbuki ben hep Selim olurum diye ümit etmiştim. En azından öyle göstermiştim kendimi insanlara. Ama maşam sıkmıyor işte.Yazabileceğimi düşünsem Yusuf Atılgan gibi davranıp kaybedeceğim kendimi dünyanın derinliklerinde. Elimden gelen bir şey de yok ki. Ne öykü, ne deneme, ne de şiir yazabiliyorum… okuyabiliyorum sadece. Bu ise bir yetenek değil. Balık yakalayamıyorum ama yiyebiliyorum yanında rakı ile birlikte. Rakı şişesindeki balık bile olamıyorum.