Bu pazar(27.05.2002), süper bi kahvaltı yaptım. Formula1’e baktım.
DVD kiraladım(John Malkovich olmak), onu izledim. Akşam 10:00’da kankalar aradı, dışarı çıktım. Yeni bi mekan açılmış oraya gittik, kimse yok tabe pazar diye ama canlı müzik var. Çalan gruptan rica ettik “2 parça çalabilir miyiz” diye. İzin vermedi kırolar, “1 saat doldurmalısınız, bi de cover çalmalısınız” dediler gıcık gıcık. Lan olm bi biz varız kime cover çalacaaz, hem biz bi saat çalmak istemiyoz, 2 şarkı çalacaaz öylesine. Bız de çıktık ordan. Başka bi mekana gittik. Blues filan çalıyodu, çok sıkıldık. Sonra saksafon çalan adam Karakan’dan söyledi(evdeki ses), kafayı yedik zıplamaktan. Sonra eve gittim, basket maçı vardı. Patates kızarttım o saatte üşenmeden. Sacremento 26 sayı öndeydi, son saniyede Robert Horry yavşağı 3’lüğü zımbaladı, maçı Lakers aldı. Yani 48 dakkalık maçın 47.58 dakkasını Sacremento önde götürdü ama maçı Lakers aldı. Aslında Sacremento’yu tutuyordum ama uyurken “aadi Horry, yaw bu basketbol süper bişey” gibilerinden de bişeyler düşündüğümü hatırlıyorum.
yorumlar
en büyük Lakers! Hedo’ya saygı duyuyorum.
‘nin kıçından fırlattığı bütün atışlar sayı oldu, süpper bi maçtı, ama 1 sayı bee, mübah mı? Divac saçı, sakalı yolmuştur artık. Hedo süperdi, Jack Nicolson kafaya top yedi, en zevkli maçlardan biriydi.
iyiydi ama biraz daha agresif olması gerekli.
resmen eliyle macı verdi. nedense lakers karşısında hep böyle duruma düşüyorlar. zaten lakers tarihinde yarı finallerde 3 maç üst üste yenilmemişti. divac’a yazık oldu.
yine avantaj kings’te. Eğer Stojakovic önümüzdeki macta oynarsa belki bunu üzerlerinden atabilirler. benim favorim kings.
webber iyi değildi.alıştığımız gibi değildi…
hal böyle olunca da yenildiler.
önemli olan maçı kazanmak.47dk önde götürene birşey vermiyorlar 🙂
son cümle : Sacramento’ya sonuna dek destek…Kupayı alıcaz başka yolu yok 🙂
biraderle birlikte macı izlioduk. hafiften uyku moduna girmistim ama Horry sayıyı atınca kendime geldim. uyarıcı etki yaptı sanırım. divac te ne etkisi yapmıstır bilemem.