Ne şekilde nereden nasıl başlayacağımı bilmiyorum ama uzun bir süreden sonra tekrar geçici olarak sivil olmam sebebi ile bir şeyler yazma ihtiyacımın olduğunu söyleyebilirim. İstanbul’da gayet güzel bir şekilde gençliğimi yaşar iken sadece bir anlık kızgınlık (?) sonucu yaşamımın belli bir süresini devletimize bağışlamam (vatani görev?) sonucu arada oluşan boşluktan yaklaşık 8 ay sonra tekrar aynı masada otursam da oturan adamın ben olup olmadığında şüphe duymam hakkında mı yazsam yoksa durduk yere halk arasında hafakanlar diye tabir edilen iç sıkıntısı plusheyecan duygusunun kesintisiz olarak devam etmesinden mi ve yahut ta konuşamayıpta nedense klavye üzerinde aradan uzun süre geçsede parmaklarımın hızlı bir dans şekilde etmesinden mi ?
Neden biryerlerden başlama ihtiyacı hissetiğimide bilemiyorum sanki bir şeyleri bir yerde bırakmışım da (yalan söyleme) tekrar aynı şekilde başlamasını istiyormuş gibiyim. Ama bunun oluşabilmesi için en bi gerekli elementin de ben olduğunu bildiğim halde neden o ben’i bir yerlere koyamıyorum yoksa bir ben var benden içeri durumu mu? (esprilerim halen kötü)
Kendime kızıyorum ama daha geleli 24 saat bile olmadan o geldiğim susuz tuvaletsiz ağaçsız 30-40 insanlı karla kaplı soğuk ve bilumum olumsuz durumların mevcut olduğu O yeri özledim. Neden oradaiken nefret edip buradaiken özlüyorum.
Bir sorunun varlığı açık birşeylerden geri kalmış hissiyatı burada olduğum 24 gün boyunca devam edecek eh haksızda sayılmam herşey değişmiş en önemliside ben değişmisim…Halbuki beklerken gün sayarken gelirken yolda iken ne güzel hayaller kurmuştum… Kadıköy’de anlamsızca gezecek karşıya geçip bir bankta oturacağım gece olunca bir yerlere yamanacağım güleceğim güldüreceğim ama …daha ilk dakikada olmadı işteinsanların yüzüne bile bakamıyorumheyecen basıyorumskıntı basıyoroffffofffofo.