Hadi imkansızı iste diye biri karşıma çıksa, ne isteyim ne isteyim diye düşündüm annemin dizinde yatarken.Küçük, küçücük hissediyorum ya kendimi bu dünyada, bıkmışım ya düşünmekten taşınmaktan. Çocuk olayım dedim, parmak çocuk. Bilmem hatırlayanınız var mıdır?Nilüfer yaprağında gezmek küçük nehirleri, çiçek yapraklarında oturmak, annemin cebinde dolaşmak dünyayı, çay tabağında yemek fasülye tanesini…Gülmek, gülmek çizgi film kahramanı gibi. Gözlerim çizgi olup, bademciklerim görünene kadar. Yeter ki gülecek birşeyler olsun hayatımda.
yorumlar
ben de küçükken annemin duyarsız duvarları önünde sizinkine benzer bir hayali dile getirmiştim. ‘küçücük olsam’ demiştim ‘karton bir ev yapsanız bana; var mıdır bir yolu?’annemin cevabı gerçek gibi taştandı.- ezilirsin oğlum, basarlar üstüne.
Çay kutusundan evler yapar mıydın?
çok güzel de parmak kız da lazım o zaman, yanlızlıktan patlarız, nilüfer yaprağında tekbaşına zevk alamayız.
🙂 bir arkadaş seçme hakkımız da olsun hadi.süper eğlenceli olmaz mıydı?
soru havada kalmış; benim hatam.geç de olsa cevap vereyim.hayır ben lego manyağıydım. çay kutularını bana ulaşmadan çöpe ulaşırdı. bir de trenim vardı. benim oyuncaklarım hep dandikti. tren öyle dönerdiii. dönerdiiii. dönerdiiii. bir hayalim de trenle ilgiliydi; hatta evim olsa küçük istasyonun orda; önünde o tren. ben binsem trene. dönsem dönseeem derdim. ama büyüdüm. hayalim gerçek oldu bir bakıma. tren yok, erke de yok ama ben bir dönergecin içindeyim, gidiyorum, çöh çöh çöh çöh dının dının 🙂 (dalga geçmiyorum)