1945-1950 yıllarda Lut Denizi çevresindeki mağaralarda bulunan parşömenler 20 yy.ın en büyük el yazması eserlerindendir. ’’Qumran Kütüphanesi’’ olarak da bilinen bu eserler ikinci tapınak döneminin zengin faaliyetlerini göstermektedir ve kütüphane kavramını karşılamaktadır. Şöyle ki; parça parça parşömenlerden oluşan kütüphane 20.000 kadar parşömeni ve 100’den fazla kutsal kitabı bünyesinde bulundurur. Eserler İbranice, Yunanca ve şimdilerde yok olan aramaic dilinde yazılmıştır.Bu parşömenler ana başlıklar halinde:1)Tüm İncillerin ana başlıklar halinde toplanması,2)İncillin çeşitli ilkelerinde ihmal edilen işlerin olduğu,3)İncil ile alakalı yorumlar ve kıyametle ilgili görüşler çevresinde toplanmıştır. Bu parşömenlerin Esseniler tarikatına ait olduğu sanılmaktadır.Bu parşömenlerin içinde bulunan Isisah parçası 1000 yıl el değmemiş şekilde bulunmuştur. Ve bu kendisinden önce bulunan kopyalarından daha eskidir.Aslında parşömenler, şimdiye kadar bulunmuş olan Eski Ahit el yazmalarının en yaşlı grubudur. Bu eserlerin başka bir ilginç tarafı da bu toplumun İsa’nın bakanlığı sırasında yaşamış olmasına rağmen ondan hiç bahsetmemeleridir. Bu eser ayrıca İsa’nın kardeşleri ve ailesi olduğundan bahseder. Bu yüzdendir ki bu eserler papalık tarfından önceleri yasaklanmıştır. Ama papalığın elinde bu eserlerin az bir bölümünü bulunuyordu ve İsrail bu eserlerin büyük çoğunluğunu elinde tuttuğu için yayınlayıvermiştir.Eserler hayvan derileri, altın, bakır ve pirinç plakartlara yazılmıştır. Yukarda da belirtildiği gibi eserlerin bazılarına hiç el sürülmemiştir. Bazıları da ufak tefek parçalara bölünmüş şekilde bulunmuştur. Burada toplam 8000 farklı eser bulunmuş ve bu eserlerde çok küçük paragraf girintileri dışında noktalama işareti veya yazım kuralı kullanılmamıştır. Bu da bu metinler çevrilirken ne denli zahmet ve emek harcandığının göstergesidir.Eserler bu haliyle Musevilik ve Hristiyanlık arasındaki bağlantı, İncil ve Tevrat’ın ne denli değiştirildiği, şimdiki İncillerin ne denli gerçeğe ışık tuttuğu konusunda yeni tartışma konuları başlatmıştır.Buraya kadar her şey bilimsel bilgilenme ile ilgili olduğu için çoğunuzun ilginizi çekmedi belki ama bu önemli eserlerin bulunuş hikayesi şöyle:Bu eserler sanıldığı gibi büyük arkeoloji profesörleri, define arayıcıları vs. tarafından bulunmadı. Bunları İsrail bedevisi 4 çoban buldu ve bedevi çadırına getirdiler. Bu paha biçilmez eserler bir bedevi çadırında bir süre kaldı. Oradan 7 farklı eser iki ayrı antikacıya cüzi bir miktara satıldı. Oradan da bir papaz olan Athanasius bunları satın aldı. Daha sonra bir araştırma için orada bulunan John Trever isimli alim tarafından fotoğrafları çekildi ve Amerika’daki üniversitesindeki hocası tarafından hangi döneme ait oldukları açıklandı. Fakat bu eserlerin neler olduğunun farkına varılmamıştır. Ya da papalık tarafından bir şekilde örtbas edildi. Ama sonunda el el dolaşan bu kıymetli eserler İsrailli bir arkelog tarafından birleştirilmiştir. Hatta bu arkeolog eserlerin son bölümlerini 250.000 dolar gibi cüzi bir miktara vermiştir. Bu “Lut Denizi Tomarları” bu gün İsrail’de “Shirine of the Book” adlı bir müzede sergilenmektedir.