Nasıl bir yazıdır ki mezar taşıyla ve ölümle başlasın? Bana göre ancak Sylvia Plath’ı anlatan bir yazı mezar taşıyla başlayabilir.
Sylvia Plath
Aslında hayat denilen olgu kısa bir yoldan ibaret değil mi? Doğmak, büyümek, ölmek ya da kimine göre yok olmak…Sylvia Plath, hayatının sonunu kendi getirmek istedi, eceliyle değil de kendi çizdiği sonla uğurlanmak istedi, belki de eceli o şekildeydi…27 Ekim 1932, Massachusetts orta sınıf bir ailenin üyesi olarak Alman bir baba ve Amerikalı bir anneden dünyaya geldi. Profesör olan babası Otto Emil Plath 1940 yılında vefat etti. Ölümle belki de ilk olarak bu tarihte tanıştığı düşünülen yazarınilk şiiri Boston Herald ‘da 1940 yılında, sadece sekiz yaşındayken yayınlandı. Anlaşılan 1940 yılı Sylvia Plath için bir dönüm noktası oldu.
Sylvia Plath
Hayatı boyunca ileri derecede manik-depresif bozuklukla baş etmek zorunda kaldı ve belki çoğu zaman da baş edemedi.Smith College’da okumak için bir burs kazanır ve bu burs ona ünlü yazar Olive Higgins Prouty tarafından verilir. Olive Higginsle bu dönemde dostlukları başlar ve hayatları boyunca yazışmaları devam eder. Sylvia Plath, Smith College’daki yaşantısı boyunca “hem zeki hem de arkadaş canlısı olmak isterim” der ve ikisini de başarır.Smith College’daki ilk yıllarında bir gazete çıkartır ve bir süre sonra çıkardığı gazetede vermiş olduğu haberlerin güvenilir olmasının yanı sıra aynı zamanda da beğenilir. Yine buradaki ilk yıllarında çok etkileyici şiirler yazar.ölmek bir sanattır her şey gibi eşsiz bir ustalıkla yapıyorum bu işi,öyle ustacaki insana korkunç geliyoröyle ustacaki gerçeklik duygusu veriyorbu konuda iddialıyım sanırım.
1953 yılında ilk intihar girişiminde bulunur, annesine “uzun bir yolculuğa çıkıyorum” şeklinde bir not bırakır. Annesi onu 3 günün sonunda bulduğunda elinde bir ilaç kutusu vardır ve hala yaşıyordur. Bunun üzerine kendisi akıl hastanesine sevk edilir. Tedaviler sonucunda hastaneden 1954 yılında taburcu edilir.Hastaneden çıktıktan sonra okuluna geri dönen Sylvia Plath, 1955 yılında çok iyi dereceyle Smith College’dan mezun olur.
Sylvia Plath
Daha sonra kazandığı bursla Cambridge Universitesi’nde öğrenimine devam ederek çalışmalarını burada sürdürür. Bir yandan da öğrenci gazetesi olan Varsity’de çalışmalarını yayımlar.
Sylvia Plath ve Ted Hughes
Plath, Cambridge Universitesi’nde öğrenimine devam ederken hayatının aşkı olan Ted Hughes ile tanışır. Tanışması Ted Hughes’un yayınlanmış bir şiirini okumasıyla olur aslında. Verilen bir partide Hughes’la karşılaşınca şiirine olan duyduğu hayranlığı belirten Plath’la Hughes uzun süre birlikte olacaklardır.Sylvia Plath’ın hayatının aşkı Ted Hughes olabilir ama aynı durum Ted Hughes için geçerli midir tartışılır, ki kendisi Sylvia Plath’ın ölümünden dolayı da hem şiir sevenlerin hem de feministlerin eleştirisine uzun yıllar maruz kalacaktır.
Sylvia Plath ve Ted Hughes 1956 yılında evlenirler. Evliliklerin ardından Boston’da yaşamaya karar veriler. Bu arada Plath ilk hamileliliğini yaşamaktadır. Bunun üzerine İngiltere’ye yerleşme kararı alırlar. Çift, Londra’da yaşamaya başlar ancak daha sonra North Tawton’a taşınır. Çiftin ilk sorunları da bu dönemde başlar. Ted Hughes’un başka kadınlarla ilişkisi olduğunu düşünen Plath kıskançlık yapar.Plath’ın hamileliği sırasında tekrar Londra’ya geri dönerler.Burada dikkatleri çekmek istediğim bir nokta var, ikisi de şair olan çiftten, Ted Hughes ödüller alırken Sylvia Plath aynı dönemde eşi kadar tanınan bir şair olmaz. Ancak her zaman eşinin başarılarıyla övünen şair bir süre sonra onun başarılarının altında ezilir kalır. Ev, çocuk ve eş üçgeninde sıkışır, istediği şiir yazmaktır; şiirlerinin okunmasıdır aslında. Belki de Ted Hughes’un gölgesi altında kalmak bipolar bozukluğun etkileri ile birleşince dayanılmaz olur…
Massachusetts, 20th May 1959
Çiftin sorunları giderek artar ve kısa bir süre sonra Sylvia Plath boşanma işlemlerini başlatır.Ted gittikçe daha çok tanınan bir şair olurken Sylvia bir nevi olduğu yerde saymaktadır. Geçimlerini sağlamak için öğretmenlik yapmaktadır. Nihayet Sylvia’nın bir şiiri edebiyat dünyasında duyulur ve o da tanınmaya başlar. Çift Devon’a taşınmaya karar verir. Bu arada Londra’daki evlerini de başka bir şair çift olan David ve Asia Wevil’e kiraya verdiler. Sylvia Plath kocasının çapkınlıklarından yorulmuştur ve kocasının Asia Wevil ile yaşadığı ilişki üstüne tuz biber olur.Yaşadıklarının etkilerini şiirlerinde görebilirsiniz. Hassaslığı şu dizelerinden bile belli olur;bir tür ayaklı mucize, tenimbir nazi lamba siperliği kadar parlak,sağ ayağım tüy kadar hafifyüzüm ifadesiz, incecikyahudi kumaşından.
1960 yılında Sylvia Plath’ın ilk şiir kitabı “Dev” yayınlandı. Daha sonrasında ise 1963 yılında otobiyografik romanı olan “Sırça Fanus” yayınlandı. Sırça Fanus’ta çocukluktan beri yazdığı günlüklerinden çok az bir kısmının yayınlandığı söylenir.
Sylvia Plath, trajik bir biçimde, 11 Şubat 1963’te çocuklarının odasına kahvaltı tabaklarını hazırladıktan sonra odalarının kapılarını bantla kaplar ve mutfağa geçip hava gazıyla intihar eder. Çocukları zarar görmesin, gazdan etkilenmesin diye çok özen gösterir ama kendisi için aynı özeni göstermez… Bakıcının daha erken gelip kendisine kurtaracağını planlar belki de, ama planları tahmin ettiği gibi işlemez.
Öldükten sonra şiirleri toplanır ve kitap haline getirilir. Türkçe’ye çevrilen eserleri;Ariel, (İmge Kitabevi)Johnny Panik ve Rüyaların Kutsal Kitabı, (Altıkırkbeş Yayınları)Sırça Fanus, (Can Yayınları)Üç Kadın, (Oğlak Yayıncılık)Sylvia Plath’in Günceleri, (Oğlak Yayıncılık)Sylvia Plath intiharıyla beraber feministlerin ikonu olur ve Ted Hughes yıllarca yaptıkları yüzünden eleştirilir yalnız fenimistler aynı taraftarlığı Asia Wevil’e göstermezler. Ted Hughes’a aşık olan kadınların ortak kaderiymişçesine Asia Wevil’de aynı yöntemle, yalnız yanında Ted Hughes’tan olma iki çocuğuyla beraber yine hava gazıyla intihar eder.Ted Hughes’un çevresindekilerin intiharı Asia Wevil ile son bulmaz üstelik. Oğlu da kendini asarak annesinin yolunda devam eder. Bu aile için intihar eğilimi genetik bile olabilir. Hatta belki de ölmeyi sanat olarak algıladılar ve sonlarını buna göre hazırladılar.
yorumlar
yazı budur işte, ellerine sağlık. ilk işimiz bu kadının şiirlerini hatmetmek olsun.
@galantus, nihayet beklenen yazı geç de olsa yayınlandı.. diğeri nere gittiii :))Hazin son.. Çocuklarına zara gelmemesi için oda kapısını bantlayan bir insan, nasıl olurda kendisine kıyar?
teşekkürler
<a href=”http://www.siirpenceresi.com/cevirisiir/plath.htm”>mesela</a>
@kahraman, gerçekten güzel şiir
filmini izlediğim zaman 3-4 gün kendime gelememiştim. bunda gwyneth paltrowunda etkisi vardır muhakkak.
filmi de vardır ayrıca. film nasıldır bilmiyorum. izlemedim <a href=”http://www.istek-film.com/2008/10/sylvia-2003/”>http://www.istek-film.com/2008/10/sylvia-2003/</a>
ayrıca bi yerden okumuştum viki olabilir. üstte resimde görülen mezar taşında yazan hughes sık sık bahsi geçen feminstlerce kazınıyorumuş.
Akıl sağlığı yerinde olduğu söylenemez, fakat genetik bozukluk konusunda hemfikir olundugunu söyleyebilirim. Verasetlik bozuk beyin yönünde olmuş, ilginç.
ben yokken neler olmuş burada:)baştan başlayalım:)<strong>Kahraman</strong>, çok teşekkür ederim beğendiğine çok sevindim. Daha detaylı bir yazı hazırlamak istiyordum ancak Sırça Fanus’u henüz okumadığım için şimdilik bu kadarıyla yetindim:)<strong>Thing</strong>, çok teşekkür ederim. mutllu ettin beğenerek.Plath’ın kocasının ölümüyle ilgili kendimce bir yorumum vardı ama yazıyı gönderirken sildim.Bence de bu ölümden tamamıyla kocasını suçlamak doğru değil, şair üçüncü denemesinde hayatını sonlandırabilmiş.daha önceki denemelerinde de başarılı olabilirdi…<strong>Güneşe doğru</strong>, ben teşekkür ederim.<strong>Akoni</strong>, 🙂 evet en sonunda tamamlayabildim:) öyle hevesim kaçtı demekle olmuyor kolları sıvayıp,araştırıp yazmak lazım:) ilk yazıyı silmişler mi:) daha güzeli var burda:)<strong>Onayı</strong>, film şairin şiirlerine yazılarına o yazılarını yazarken ki ruh haline hiç yer verilmediği sadece kocası ile ilişkilerinin yansıtıldığına dair eleştiriliyor ben henüz seyredemedim, en yakın zamanda seyredeceğim ben de ve evet boşanma işlemleri intiharından önce bitirilmemiş olduğundan dolayı mezar taşında hughes soyadı yazar ve feministlerce sürekli tahrip görür.Sırça Fanust ilk Amerikan feminist romanı olarak bilinir.<strong>Szoszy</strong>, link için teşekkürler.<strong>Exjin</strong>, akıl sağlığı demeyelim de, bipolar bozukluk diyelim:). intiharlar için en çok depresyondan çıkarken teşebbüs edildiği söyleniyor, ne kadar doğru bilemiyorum. belki de plath tam bir geçiş dönemindeydi o ağırlığa daha fazla katlanamadı.
<strong>Akoni</strong>, evet ben de araştırırken çok düşündüm, çocukları odalarında uyurken onlara gaz gitmesin diye iyice bantlıyor kapıyı, yanlarına yemek ve su (kahvaltı olduğu söyleniyor). sonra kendine kıyabiliyor…Asia Wevil’in de sonu oldukça hazin , o aynı şeyi çocuklarını da yanına alıp yapıyor…
teşekkurler
ne için ?
Öyle güzel bir yazı ki okurken çevremde kelebekler uçuştu. Bu zamana kadar ismini hiç duymadığım bir kadının filmini izlemek, kitabını okumak için dayanılmaz bir arzu duydum. Bu yazının hazırlanmasında emeği geçenlerin eline sağlık…
Vay canına, bende hiç öle şeyler olmadı yahu. Bi daa okiim madem.Güzel bi yazı olmuş.
<blockquote>Öyle güzel bir yazı ki okurken çevremde kelebekler uçuştu.</blockquote>Abartmak da bir sanat ama bu kadar gerçeküstü olunca avam tabakasına şok etkisi yapabilir oestrus üsdad.
Avam tabakası mı oldum ben yane şindi?
Herkes avam doğar, bazıları avam kalır.
Ne cahil adamım. Avam kamarasından kalmış aklımda böle lord, zenginlik, aristokbilmemne. Meğer alt tabaka demekmiş.. Baaşım gözüm üstüne. Bugün(de) bişi öğrendim, negzel.
Çakma da olsa mezartaşıyla ve ölümle başlayan başka <a href=”http://www.hafif.org/yazi/memento-mori-1″>bir yazı.</a>
<a href=”http://kuzeyvedefter.blogspot.com/2008/06/sylvia-plath-iirleriboyunaym.html”>o zaman şimdi başka bir şiirin zamanı</a>
Oestrus böylesine kelebekler uçuşturabilen bir yazı yazabileceğimi hiç düşünmemştim, ne kadar da yetenekliymişimde haberim yokmuş. teşekkürler.Belesh teşekkür ederim.Harita , seninle sonra hesaplaşacağız ben şimdi editoryal ekibiyle güreş yapıyorum:) göl kıyısında balık tutyorsun demek,gelirken elin boş gelmemeni hatırlatıyorum sana:)Kahraman sana tekrar teşekkür ederim katkılarından dolayı.
Avalianch; Bana hitaben yazdığın yoruma o kadar çok güldüm ki bir kaç kelebeği yutmuş bile olabilirim. Ve hatta öyle güldüm öyle güldüm kulaklarım düştü. – Madem avam üzerine gidiyoruz, ve madem abartacağım, bir hamle daha yapmakta sakınca görmedim-Kelimelerin insan üzerine etkileri üzerine tez hazırlasam(!) ne güzel malzeme olmuştu bu “kelebekler” mevzuu… ;)Ve mesela bu yorumlarınızı kullansam, herhalde tam not alırım.Ne demişler, “Bir laf, bin büyü”
<blockquote>Ne demişler, “Bir laf, bin büyü”</blockquote> “Bir konuş, bin dinle” değilmiydi o. Ya da “şiir sihirdir”. Sanırım karmışlar ikisini.
ben hergun ölüyorum ozaman cok buyuk bır sanatcıyım
harita, bak şimdi her gittiğin yerden borçlu çıkıyorsun, önce pişiriver de sonra kargoya veriver bari:)Fikrinne, her gün ölüyorum derken?
<a href=”http://fizy.com/s/126ywd”>*_*</a>
<a href=”http://www.siirakademisi.com/forum2/forum_posts.asp?TID=5298″>bu forumdaki şiirlere muhakkak bir göz atın</a>
Avalianch, çakma demişsin verdiğin link için, çok detaylı bir yazıymış.
eli kalem tutan, aklının bir köşesinde kadınların dünyada daha iyi bir yeri olması gerektiği fikri bulunan her kadının idolüdür plath.
<a href=”http://www.mevsimsiz.net/Dunya-Siirleri/Amerikan_Siiri/Aday_Sylvia_Plath_(1932_1963_ABD)-823/”>aday şiiri.</a>
hayatını anlatan film çok kötüydü. ilave olarak ekleyeyim.
Suskunluk, evet insanlar eleştiriyorlar çoğunlukla, Sylvia Plath’ın yaşadıklarının doğru olarak yansıtılmadığından mı kötü dediniz ?
action seven bi arkadaş olabilir.galanthus bul izle sevmesen günahı benim.
tamam, bu hafta sonu filmi alayım o zaman.
eee o zaman sen sadece kanoları almış oluyorsun:)
olmaz ben öyle eldiven takamam, ııyyk
<blockquote>Avalianch, çakma demişsin verdiğin link için, çok detaylı bir yazıymış.</blockquote>Aman yazıya niye çakma diyim. Mezartaşı çakma galanthus. <a href=”http://www.hafif.org/yazi/memento-mori-1″>Yazı</a> harikulade.
ilginç bir yaşantı..
<strong>Hmd</strong>, git şimdi bana doğru düzgün eldiven al, yoksa rafting falan yapmam ben. zaten hayatım tehlikede belli:)<strong>Avalianch</strong>, hep yanlış anlıyorum seni 🙂 evet bence de yazı süper. kaç kere kontrol ettim, neresi çakma diye:)<strong>Please</strong>,dramatik bir hayat, mutsuz bir son…
o boks eldivenlerini farklı amaçlar için kullanmayayım sakın:)
tama olur, o şekilde kullanırım, zaten ben boks eldivenlerimi bi tek çekirdek çitletmek amacıyla kullanıyorum
Çok beğendim ve çok etkilendim bu ruhu yaralı hatundan,bir kere daha düşündüm neden edebiyatçıların çoğu,kendi pimini çeker,bipolar bozukluk çoğundamı var?Ya da,ne?fikri olan var mı?kafam basmıyo yaaa,bu kadar bilmekmi yaşama sevincini yok eden?bir yığın soru sıralayabilirim,cevabını bulamadığım,varsa bir bilen aydınlatsın beni lütfen.
evet çok bilmek fazla düşünmek normal üzeri empati.
ya da sanatçı hassasiyeti
Uzun yıllar önce okuduğum ”Sırça Fanus” kitabı oldukça etkileyiciydi, kitapta yaşadıklarını detaylı anlatıyor..Güzel yazmışsın, teşekkürler..
kesinlikle dünyayı farklı algılama. normal insanların zerrece takılmadıkları ince şeylere hassasiyet..
zor zanaat ölümdirim tozlar altındane damakta kalan bir tadane de yana yakıla aranan dosta sözümölüm farklı coğrafyabiraz puslu beyazdolunayın bulutlarla raksıkızılımsı düşlerdirim başka baharaölüm, her iki sözden birinin kaçırıldığıdirim, her iki gözden birinin sakınıldığıydıaşkların baş harflerinin kazındığı ağaç gövdeleriydi ölüm;türküden arda kalan tınıların kulaklarımda titremesi dirim…dilim lâlgözüm kan, ıslakölüm yalnız; dirimsiz…
Bi gün bende şiir yazıcam. Zor bişi ki bence. Bravo.
pelitas bu senin kendi şiirin mi?
Sanırım kendi şiiri olmalı Pelitas’ın.Pelitas yazmayı kesti uzun zamandır. Anca geceleri ilham geldiğinde PC başında olursa iki satır buraya döktürüyor. Tadımlık.İlham perine ve kalbine sağlık Pelit dost..
valla kendi şiiriyse süper. nefis.ama bir çeviri şiir hissine de kapıldım belki plath’ın saklı şiirlerinden biridir.
<strong>Pillibebek</strong>, teşekkür ederim.<strong>Pelitas</strong>, şiir için teşekkürler, senin şiirin mi ? merak ettim.<strong>Belesh</strong>, hadi yaz bakalım:) biz de okuyalım.ve <strong>Zor Kedi</strong> , yazım hakkında bu şekilde düşünmene sevindim.
Anthro’nun dediği üzere; ara sıra yaşadığım duygu fırtınasının kelimelere yansıması diyelim. Alıntı değildir…
hafif.te bir ara bir arkadaş şiir yazıyordu, cemal. onun şiirlerinden beri hafif.te gördüğüm en güzel şiirdi. çok teşekkür ederim kendi adıma..
(Bipolar) hastalık genetikdir.Yüksek yüzde intihar eyilimi gösterir.Tedavi edilemez .
Bipolar ilaç yan etkisiyle de oluyor(doktor dedi ben demedim). Kontrol altına alındığını gördüm. 2 intihar girişimi oldu ama o vakte kadar.
Ben de beğendim Pelitas.Vanga, bipolar hakkında pek derin bir bilgim yok ama şizofreni gibi etkileri azaltılabilir diye düşünüyorum.Avalianch, arkadaşın mı bipolar? çok yakinen biliyormuşsun gibi geldi…yakinen kelimesinden tiksiniyorum.
Akrabam bipolar. Yakinen’i ben de sevmem.
geçmiş olsun o zaman.
ÖlmekBir sanattır, herşey gibi.Özellikle iyi yaparım.Çok güzel bir yazı olmuş. Teşekkürler
beğendiğiniz için ben teşekkür ederim.
pelitas; bu şiir nefisti tebrik ederim var mi başkaları nerde okuruz ?
güzel bir anlatım.( 2007 yılbaşında körkütük izledim.Sylvia nın hayatına konu filmi.şiddetli bir hırsla tavsiye ederim.)
Massay, teşekkür ederim.Pelitas’ın şiirlerini ben de okumak isterim..
ya evet ben de bu şekilde tanıtmak isterim aslında genç şairlerimizi. o kadar iyi genç şairlerimiz var ki..
bu arada babasının ölümüyle ilgili bir detayı eklememişim; babası arı sokması sonucunda ölmüştür, işin garip tarafı babasının arılara karşı alerjisi olduğunu bilmesine rağmen arılar üzerinde bir çalışma yaparken dikkatsizliği üzerine ölmüştür. sanırım babasının bu şekilde ölümü Sylvia Plath’ı daha derinden etkilemiştir. babasının ölümü de bir nevi intihar gibi, dikatsizlik denilse bile… babasının arkadaşlarından birinin böyle bir ölümü yaşayacak kadar aptal biri olmadığı şeklinde bir yorumunu okumuştum.
zorkedi üyeliğini mi sildi? az önce yorumunu gördüm, şimdi gitmiş…
teşekkürler<a href=”http://www.ciceksubesi.com/” title=”Çiçek”>Çiçek</a><a href=”http://www.ciceksubesi.com/” title=”Çiçekçi”>Çiçekçi</a><a href=”http://www.ciceksubesi.com/” title=”çiçek gönder”>çiçek gönder</a><a href=”http://www.ciceksubesi.com/” title=”online çiçek siparişi”>online çiçek siparişi</a><a href=”http://www.ciceksubesi.com/” title=”kadıköy çiçek”>kadıköy çiçek</a>
teşekkürler<a href=”http://www.harikaurunler.com” title=”hediye”>hediye</a><a href=”http://www.harikaurunler.com/Sevgiliye-Hediye,LA_770-2.html” title=”sevgiliye hediye”>sevgiliye hediye</a><a href=”http://www.harikaurunler.com/Ilginc-Hediyeler,LA_159-2.html” title=”ilginç hediyeler”>ilginç hediyeler</a><a href=”http://www.harikaurunler.com/Dogum-Gunu-Hediyeleri,LA_772-2.html” title=”doğum günü hediyeleri”>doğum günü hediyeleri</a><a href=”http://www.harikaurunler.com/Hediye-Kutulari,LA_790-2.html” title=”hediye kutusu”>hediye kutusu</a>