Kendi memleketimden çok da uzakta olmayan bir şehirde üniversitede okuyorum ve okuduğum şehir dışarıdan tutucu bir şehir olarak biliniyor Konya misali. İlk sene yurtta kaldım ve ondan sonra yaklaşık bir ay arkadaşların evinde misafir olarak kaldım ve en sonunda eve çıkabildim. Tabii ev bulana kadar çok zorluk çekmedim değil. Çünkü bekarsınız üstüne üstlük öğrencisiniz. Misafir olarak kaldığım ev apartman dairesiydi ramazan ayındaydık ve komşulardan bir kere olsun yemek gelmedi. Keni evime çıktım bahçeli bir evdi iki kat üç daire hepimiz öğrenciydik. Komşular görünce selam bile vermezdi. Oradan bir apartman dairesine taşındık orada alt ve yan komuşumuzdan Allah razı olsun birçok defa bize yemek vermiştir tabii bizde onlara verirdik. Ama kapıcı çekilmez biriydi. Birgün aidat almaya geldiğinde çay içmeye geleceğini söyledi bizde kabul ettik neyse bu geldi oturdu sohbet felan derken döndü siz ünvde okuyorsunuz bir hatunda bana ayarlayın dedi. Bende dedim niye bizim alnımızda p.z.venk mi yazıyor dedim. Tabii bu şok oldu ve çıktı gitti. Aradan iki gün geçti ev sahibi bizi çağırdı.Gittik ve bize eve çok bayan geliyormuş apartman rahatsız oluyormuş dedi. Kim dedi diye sorduğumuzda kapıcı dedi. Bizde durumu anlattık. Bu şehirde şöyle bir mantık var üniversite açıldı bu şehir bozuldu. Ama ilginç olanı bozulan kesim hep kendileri olmuş çünkü ünvde motor olarak tabir edilen kızların yarısından çoğu yerli. Özellikle iki yıllıktakiler. Nerden biliyorsunuz demeyin 🙂 en son olarak şuan oturduğum eve geldim. Burasıda tek katlı bahçeli bir ev. Kurban bayramında memlekete gidemedim çünkü çalışmam gerekiyordu. Bayramın ikinci günü eve geçerken yan komşu mangal yapıyordu göz göze geldik selam vermeye fırsat kalmadan kafasını çevirdi. Etde ne güzel kokuyordum ama getiren yoktu yine. Yani anlayacağınız öğrencilik zor bir meslek

ah öğrenci ah
ah öğrenci ah