Çok sevdiğim kitaplardan biri olan Tanrıların Arabalarını bir arkadaşım çok istedigi için ona yollamazdan önce tekrar okumak istedim , ben arada sırada ikişer-üçer yıl arayla bazı kitapları ikinciye okumayı çok severim, bu kez geçen seferde agzımı açıkta bırakan Nazca çizgilerini paylaşmak istedim. Aslında kitapta herşey yazılası,okunası ama Nazca gerçekten çok ilginç gelmiştir bana. Her ne kadar yazara göre tüm sonuçlar uzaya, uçmaya, uzaylılara baglansa da sonuçta kitapta geçen akıllara zarar izler, medeniyetler insanı kendine çekiyor. Ben tarih -uzaylı ilişkisinden çok o şekillerin fotografları, medeniyetlerin yaptıgı açıklanamaz şeyler için her zaman severek okudum bu kitabı.

Peru’nun başkentine yakın bir yerde bulunan Nazca bölgesi 16. yüzyıldan beri devasa geometrik şekilleriyle insanlıgı şaşırtıyor. Bu dev şekiller uydudan bile görünüyor ve onlara geoglif deniliyor. Nazca çölündeki bu devasa çizgiler o kadar düzgün ki yukardan bakılır bakılmaz insanlar hayret ediyor, ve bu çizgiler 300 metreye kadar uzayabiliyor.Hayvan çizimlerinin yanısıra kocaman çizilmiş oklar kulaktan kulaga yıllarca aktarılan Nazca çölündeki bu inanılmaz çizgiler ilk kez 1939 da havadan fotograflarının çekilmesiyle efsaneden gerçege dönüştü.

Bu dev şekiller neden çizilmişti? 500 metrelik Pasifik Okyanusu’nu gösteren ok neyin nesiydi?Amaç neydi, kim çizmişti diye bir sürü soru araştırmacıların kafasını karıştırken Tanrıların Arabaları yazarı Erich Von Daniken‘e göre uzaylıların araçları insin diye çizilmişti( çizgilerin çapı uzay aracına yetecek kadar büyük degildi), kimine göre hayatlarını düzenlemek için çizilmişti.Nazca’ya dair yapılan açıklamalardan biri astronomik pozisyonlarla alakalı çizimler oldugu, digeri tanrılarla iletişim kurmak için çizildigiydi. Hatta Amerika keşfedilmeden önce buranın olimpiyat pisti olarak kullanıldıgı bile söylenmişti.Buraya pek çok araştırmacı akın etti bunlardan biri 1939 da Nazca’ya gelerek burda araştırma yapan, kendini buraya adayan Nazilerden kaçmış Alman matematikçi Maria Reiche’dir, kendini geoglif sırlarını çözmeye adamış olan matematikçi yine de sırları aydınlatamamıştır.Nazca’da bir halk kahramanı olan Reiche 1998’de 95 yaşında yaşında ölmüştür.Ancak bir süre sonra oraya 12 kilometre uzaklıkta ortaya çıkan buluntular araştırmacılara çıkar yol saglamaya başlamıştı.Cahuachi kazıları arkeolog Guiseppe Orefici tarafından başlatılıp ta 20-30 bin kişilik nekropol(toplu mezar) bulununca arkası çorap sökügü gibi gelmiştir. Mezarlardan daha ilginci ise geogliflerdeki şekillerin bulundugu vazolar, süs eşyaları ve ölüm töreni mantosuydu.Manto ikibin yıllıktı ve üzerine 500 minik bebek işlenmiş, her bebek farklı hareketler halinde yapılmış ve bir ölüm törenini anlatmaktaydı. Toplu mezar ve ölüm töreni mantosu İtalyan arkeologa geogliflerin dini bir ölüm töreniyle ilgili oldugunu düşündürmüştür. Guiseppe Orefici ‘ye göre Nazca medeniyeti 1000 yıl kadar çölde yaşamış, barış yanlısı, dindar , geometri ustası, becerikli, sanatkar insanlardan oluşuyordu. Çünkü mezarlarda hiç yabancı veya düşman bulunmamıştı. Ayrıca kazılarda ortaya çıkan piramidler onların ustalıgını anlatmaya yetmişti.

Çöl ortamında 1000 yıl kadar varlık gösteren Nazca’lılar her eşyalarında suyu çagrıştıran şeylere yer vermiştirler, oluşturdukları sarmal kuyulardan yapılan şebekeler bugün bile bazı kasabaların su ihtiyacını karşılamaktadır.Bulunan eşyalara, mezarlara, mumyalara göre Nazcalılar hakkında somut fikirler üretildi. Tarihçilerin yaptıgı açıklamalara göre dev çizgilerdeki hayvanlar tanrı, kentleri ve mezarlıklarını yaptıkları en güzel çagları sırasında dev bir depremle biter. Sonrasında tanrılarına olan güveni yıkılan Nazca medeniyeti tanrılarını bırakıp , çizgilerinin üzerini toprakla örtüp, giderler. Çizgiler arasında ki dev ok işaretleri gittikleri yönü simgeler. Sonraları Chinchas lar tarafından egemenlige katılan (1000 yılında)Nazcalılar, İnkalar medeniyeti içerisinde kaybolup gidiyor.

Bu şekilleri kimler çizdi, şekillerin anlamı neydi ve ne zaman çizildi artık bulunmuş, açıklanmıştı. Peki bu çizgiler o dönem nasıl çizilmişti? Çünkü şekiller ancak yukardan uçakla bakıldıgında görülecek kadar büyüktü.İtalyan arkeolog buna da açıklık getirdi. Önce şekiller küçük olarak çizilmiş sonra aynı çizim basamak hesabıyla büyütülerek çizilmişti. Hatta arkeolog ögrencilerle bir deney yaparak bunu ispatladı.Ancak her zaman söyledigim gibi tarih yıllarca araştırılsa, okunsa, bilinse içinden çıkılmayacak bir konu, asla bitmeyecek zevkli bir olay bir zenginlik ve asla hiçbir tarihi konu tam olarak aydınlatılamaz. Nazca’lılar da ne kadar çözülmüş olsa da yine de üzerlerinde hala kafalarda kalan soru işaretleri var.Mesela Nazca’lıların çizgilerinin toprakta farklı eşyalarda farklı olması araştırmacıların hala kafasını karıştırıyor bunun açılımı yapılamıyor. Bu çizgilerin kusursuz oldugunu da eklemeden geçmeyeyim. Bir örümcek 145 metre, maymun futbol sahası büyüklügündedir. Hiç maymun yaşamamış bir yerde maymun bu kadar büyük ve detaylı nasıl çizilebilirdi? Bazı araştırmacılar bunların transa geçen Şaman büyücüler tarafından çizildigini bile söylemiştirler.Nazca da pek çok tarihin masalsı bilinmeyeni gibi esrarengiz yönleriyle hala kafa karıştırıyor, ve daha insanoglu araştırdıkça heryerde pek çok sır bulacak açıga çıkmamış. Burası dünyanın en iyi sanat eserlerinden biri olarak açıklanıyor, 1983 yılında UNESCO tarafından “Dünya Mirası olarak korumaya alınan Nazca Çizgileri pek çok tarihi sır gibi insanı hayal kurmaya, fantezi üretmeye zorluyor. Açıklamaların tatmin edici olmaması bir yerde iyi gizem insanı daha çok kendine çekiyor daha çok okumak, araştırmak istiyor insan meraklanıyor belki daha geniş bilgi bulurum diye kaynaklara sarılıyor.İnsan kafasında kuruyor nasıl çizdiler, yaşadılar, sevdiler, sevlendiler, savaştılar ne yedi ne içtiler diye…..Yeryüzünün bir bilinmeyenine daha merakla bakakaldım, dünya gerçekten bilmecelerle dolu.kaynak 1 2