Ne zamandır içten içe böyle birşey olduğunu düşünüyordum. Düşünüyordum da, ne kendim yüksek sesle dile getirebiliyor, ne de bu tür fikrin bir ben harici bir şahıstan çıktığına rastlamıştım.Ama şimdi oldu…Sırrını çözmeye çalıştığımız MUTLU OLMAK fiiliyatını her şart ve coğrafyada çevresindekilere, olaylara ve edinilemeyen metalara endeksleyen ve bunların yetersizliği durumunda ‘BAK GÖRDÜN MÜ İŞTE BU YÜZDEN BEN MUTSUZUM’ otomatiğine bağlanmış bahanelerle kendilerini rahatlatan ve bu bahanelere bağımlılık duyan, her olayda benzer bahaneler araştırmak suretiyle ‘MUTSUZ OLMAK’ konusunda kendi başarısızlığını örtbas edebilen insanlara bakalım bu araştırma neler hissetirecek?
yorumlar
Şartlar ve olaylar kim olduğumuzu, ne olduğumuzu etkiliyor olabilir sevgili @makaleci…Ama… Bence ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz…Mutlu olmak insanın kendi elinde.Herzaman söylüyorum olanın mükemmel olduğunu kabul etmekle başlıyor herşey…Beki ardından deli derler bekide yalan değil bu ama… Her işte bir hayır vardır demek, en doğrusu. Zamanla görüyorsun zaten seni mutsuz eden şeyin zamanla başka bir mutluluğun kapısını açtığını…Sevgiye ve sağlıcakla kal makaleci…:)
Shaika yı kopyala yapıştır:)
insan “olurken”, yani hayata merhaba dediği andan itibaren öğrenmeye başlar.(anne karnında da öğrenmeye başladığı konusuna birşey demiyorum,olabilir)..ilk ve en etkili edinilerini de kendisini büyütenlerden almaya başlar..dolayısyla onların hayata bakış açılarını,olaylara verdikleri tepkileri kopyalar.hemen bir misal verip kaçayım:eve giren çıkandan,elindeki şeylerden(buna gözlemci çocuk ta dahil tabi) memnun olmayan,onu,bunu şunu beğenmeyen bir eğitmen(ebeveyn) tarafından yetiştirilen çocuk,büyürken ve büyüdüğünde onu,bunu beğenmeyecek,yetinmeyi bilmeyecek,hayata pozitif bakmayı da öğrenemeycek ve haliyle mutsuz olacak..böyle görmüş ,öğrenmiş olacak hayata bakmayı,olayları değerlendirmeyi…ha değişir mi bu? değişebilir..
Aslında mutluğun anne karnında başladığını duydum .Anne mutlu hamilelik geçirirse.Doğacak bebeğe de yansımaktaymış.
Bigilerim ve mantığım, yetenek denen şeyle doğulmadığını yani anne karnından çıktıktan sonra herşeyin sonradan öğrenildiğini sölüyor. İnsanların doğduktan sonra boş levha olarak dünyaya gelir kansındayım. Zamanla işlenirse herşey olabilir, küçüklüğünden beri koşarsa atlet olur, saatlerce satranç oynarsa büyükusta, yıllarca keman çalmışlığı varsa virtiöz vs vs.. ‘Ne ekersen onu biçersin’ hesabı…
sanki ikisinin birleşimi olacak gibi biraz genetikten gelen biraz da edinilmiş davranışlarla gelen mutluluk gibiya da sen mutluluk ek, çevren onu biçsin ama sen ekmekten asla vazgeçme :))
acuistic senin dediklerine belki yıllar önce bende inanmıştım. Şimdi değil,eğer bunu uzmanlarımız söylüyorsa doğrudur.Yeni doğmuş bebek müzikten ne anlar.Ama artık klasik müzik dinletiyorlar.Eski çağ devri bittiii .
tüm arkadaşlar teşekkür ederim,ben mutluluğun edinileceğine, kazanılacak bir davranış biçimi olacağına inanıyorum evet…ama bazı insanlar,muamma gibi,sanki yapısal bir vaziyette herşeye negatiften bakıyor,buna çok rastlıyorum,anne-babası olumlu, sabırlı, maneviyatı güçlü,çocuk bambaşka çıkıyor,hani derler yasen aileden kime çektin acaba diye?yani yazımda belirttiğim gibi,insanın kendini mutluluğa endeksleyip o şekilde disipline edebilmesi gerekiyor
akoni dogrusun, tugrami basiyorum ilk yorumunafarkli 1 detay yazisi makaleci ,gercekler detaylarda saklidir derim kendimce
çok teşekkür ederim illerin hanı,gerçekler hep detaylarda hakkaten,burada da dediğin gibi,çok farklı açılardan ele alınabilecek ama bilmemiz gereken bir konu var, evet:)
zaman makinesi yapmam lazım benden önceki kuşaklarıma gidip “olum bakın mutlu olun ileride ucu bana dokunacak çekerim kulaklarınızı” diyesim geldi 🙂
:)))))keşke olsa idi hakkaten…zorbalıkla mutlu edilir:))e ne yapalım,mutluluk için:)