Biz insanların en büyük servetimizin sağlık olduğunu düşünüyorum. Bir bedenin geri dönüşümü veya yeniden üretimi gibi bir şansı yok onun için hasta olduğumuzda doktora gideriz. Tabiki bütün doktorlarımızdan özür diliyorum lakın başımdan geçen bu olay beni ürküttüğü gibi artık hep acabalarla bir değil bir kaç doktora giderek çözüm arıyorum. Doktorların artık hasta değil de müşteri olarak gördükleri insanları kendi çıkarları için kesmeye, biçmeye hemen razı olmayalım. Araştıralım doğru olduğuna inandığımızda kendimizi emanet edelim, eğer ki gitmiş olduğum doktoru dinlemiş olsaydım 3 yıl önce guatr ameliyatı olmuş olacaktım ve de ömür boyu ilaç kullanmak zorunda kalacaktım oysa haşoma denilen bir rahatsızlıkmış 90 günde kendi kendine tedavi olurmuş. Bazen aklıma gelir hala ürperirim. Mutlaka bir kaç doktora görünmeden ameliyat olmayın.
yorumlar
kapitalist sıstem herşeyi bozduğu gibi Hipokrat yemini yapmış bu insanları hatta dinine bağlı haram yemez yalan söylemez ınsanları bıle yoldan çıkarabılıyor.vay onun baskısına dayanıp işini sözünü layıkıyla yapabilene…
Sanırım hastalığınız Haşimoto hastalığı. Kronik bir hastalıktır. Önce tiroid bezi fazla çalışır, sonra durur, hipotiroidi gelişir. Hormon tahlillerinizin sonuçlarına göre ilaç kullanmanız gerekebilir. 90 günde geçmesi diye bir durum yoktur fakat normal hayatınızda hiç bir değişiklik olmaz. Ben size düzenli takip öneriyorum.Eleştrilerinize gelince, çok haklısınız. Benim bir yakınım da tiroid kanserine yakalandı. İzmirde çok ünlü bir profesör ameliyat edilemez dedi, İstanbul’ da ise gayet başarılı bir operasyon geçirdi. Sanırım İzmirdeki doktor riskli bir ameliyat üstlenip başarısız olmaktan korktu. Bir de bizim fazla varlıklı olmadığımızı bilmesi de etken oldu galiba (ameliyat 10- 12 milyar tutuyordu). Söylediğiniz gibi artık hepimiz önce müşteriyiz maalesef.
Baba doktordur. Oğlunu da doktor olması konusunda etkilemiş ve iyi bir eğitim almasını sağlamak için amerikaya Tıp fakültesine göndermiştir. Yıllar sonra oğlu başarılı bir doktor olarak yurda döner ve babasını muayenehanesinde ziyaret eder. Babası sırada bir hastanın tahlillerini incelemektedir. Ve biraz göz attıktan sonra hastaya şöyle geçin size şu iğneden vurmalıyım der. Babası enjeksiyon için hazırlanırken, oğul doktor tahlillere bir göz atar. Hasta çıkınca da babasına baba bu yaptığın ilaç yetişkinlerde bir işe yaramaz ki diyince babası “Biliyorum oğlum, ama ben o iğneleri yapmasaydım sen Amerikada nasıl okuyacaktın ki!” der.
ilginç ama konuya tam parmak olmuş hikayeniz özeleştiride iyisiniz anlaşılan…