Daha önce size muhabbet ettiğimiz ve beraber içtiğimiz muhabbet kuşumdan bahsetmiştim. Kendisine birde isim verdim necati diye. İtalyada manavcılar sendikasının ulusal manav sempozyumuna gitme durumunda kaldım ve necati’yi birine bırakmam gerekiyordu. Bende necati’yi alt komşumuz olan seyfettin amcaya emanet ettim. Seyfettin amca namazında niyazında rizeli çok tatlı bir amca kendiside hacı. 2 hafta sonra seyfettin amcadan necati’yi almak üzere alt kata indim. Seyfettin amca gülümseyerek hoşgeldin dedi bana ve necati’ yi getirdi. Çok sevdiğini söyledi necati’yi arada sırada getirmemi söyledi. Sonra baktım ki necatide değişiklikler meydana gelmiş; necati artık bira içmiyor, çay tiryakisi olmuş ne zaman çay içsem hop yanımda sonra Allah demeye başlamış, birde en komiği cırtlak bir sesle tövbe tövbe diyor gülsem mi ağlasam mı bu seyfettin amca alem adam. Öyle işte necati’yi seyfettin amcaya hediye etmeyi düşünüyorum çünkü artık muhabbet etmiyor benle ben içiyorum; O tövbe tövbe diyor tüm şevkim kırılıyor- ben en iyisi bir kaplumbağa alayım hiç olmassa durmadan gülümser durur…