iPhone’ın satılmaya başlanmasıyla birlikte, teknoloji dünyasında ciddi bir hareketlenme oldu. Herkes, şöyle ya da böyle, bir türlü bu alete değidiriyor değiniyor. (Görüldüğü Okunduğu üzere ben de). iPhone’un en çok eleştirilen özelliği ise, taşıdığı cazibenin yanında, sıradan bir cep telefonundan bile az özelliğe sahip olması. Gerçekten de araştırdığınızda telefonda bir sürü şeyin eksi kolduğunu görüyorsunuz. Oynaması güzel ama kullanması keyifsiz bir cihaz gibi duruyor. Yine de bir tanesine sahip olmak isterdim.Gelelim yazımızın konusuna.Peki bu cihaz 3 günde 500 bin adet satmadı mı ? Hem de sadece Amerika’da. Sattı.Hala da satıyor mu ? Satıyor.Daha da satacak mı? Satacak ?Satışına başlandığı bir çok ülkede de benzeri talep ve rakalmlara ulaşacak mı ? [tippy title=”Ulaşacak.”]Bence[/tippy]Peki neden ? Cevabı bu yazının başlığında saklı : “Modanın Mantığı Yoktur”Zaten “moda” denen şey, mantıksızlık üzerine kurulmuştur. Yoksa insanlar neden mevcut 6 pantolonunu “artık giyilmez” diye bir yerlere kaldırıp gidip kendisine yeni pantolon alsın ki ? Yepyeni kıyafetleri “bir yere kaldırayım ileride yine moda olursa giyerim” mantığıyla giymekten vaz geçen insanları düşününce, bu cümledeki mantık kelimesi size de fazla gelmiyor mu ?Apple’nin seyyar müzkçaları iPod da aynen bu şekilde tanıtıldı ve dünyayı sardı. Aynı fiyata alabileceğiniz ondan çok daha kaliteli bir sürü cihaz var. Ben Creative isimli markanın müzikile ilgili bütün ürünlerinin emsallerinden hem daha kaliteli hem de özellik olarak üstün olduğunu iddia ediyorum. Ama yok ! iPod alınacak. Çocuğunuza ( belki sevgilinize) ne kadar kaliteli bir alet alırsanız alın, iPod değilse suratının asılmasını engelleyemeyebilirsinz.”iPod almadın bari beyaz kulaklık al da, görenler iPod zannetsinler” cümlesi moda denen olduğunu mantıksızlığın bir eseri olduğunun gayet net bir ifadesidir.Creative ( ya da diğer markaların) ürünlerini bile “kreativin aypodları da var” diye satıyorlar. Marka ürünün önüne geçti ve ürün adı oldu neredeyse. iPhone’a muadil çıkan bütün ürünler de “filanca markanın iPhone çözümü” diye tanıtılacak artık.Böyle bir ürün bulmak ( ya da insan olmak) dostlar başına…***Bir kaç ay önce yeni bedenime ( kocaman oldu kendileri) bir kot almak için mağazaya gittim. Ben öyle moda olgusunun pek farkında olmadan yaşadığım için bu tip kıyafetleri “eskiyinceye” kadar giyerim. Mevcut kotlar da (bedenime uymamanın yanısıra) artık cep ağızları, paçaları, arka cepleri ve diz bölümlerinden yıpranmaya başlamıştı.Derdimi anlatıp göbeğimi gösterdikten sona istediğim kotutarif ettim. Kendi pantolonlarımı seçebilme imkanım oduğunda beri aynı tarfi yaparım. Bunun üzerine bir kot firmasında çalıştığı halde neden kendinden 5 beden büyük olan babasının 20 yıllık pantolonunu giydiğine bir türlü anlam veremediğim eleman gidip bana istediğim gibi bir kot getirdi. Kabine girip giydim, aynaya bir baktım !!! Cep ağızları yıpranmış, paçalarından iplikler sarkan ve diz bölgeleri aşınmış bir pantolon duruyor üzerimde.”Acaba” dedim “benim istediğim model artık üretilmiyor da ikinci elini mi satıyorlar?”. Kabinden çıktım “nasıl oldu ?” klasik sözünü çocuğun ağzına tıkıp “kullanılmış pantolon mu bu?” diye sordum. Çocuk gülerek “moda böyle “dedi. Muhabbetin gerisi bol kahkalı geçmekle birlikte sonuç şöyle oldu :”Kot pantolonumun cep ağızları, paçaları ve diz bölgesi yıprandığı için yenisini almak üzere gittiğim mağazadan moda olduğu için cep ağızları, paçaları ve diz bölgesi özellikle yıpratılmış bir pantolon aldım.”Almamak gibi bir şansım da yoktu zira bütün mağazalarda bunlardan satılıyor. Neden mi ? E moda canım kardeşim, moda.***Modaya kapılmamak mümkün mü peki ? Buna evet demeyi çok isterdim ama sanıyorum doğru cevap “hayır”. Zira moda sadece teknoloji ya da kıyafet alanında değil ki. Yeme içmeden tutun da akşam eğlenceye gidilecek yere kadar hatta sadece yürüyüşe çıkılacak sokaklara kadar her yerde karşımızda moda. Bazen adına “in-out” diyorlar, bazen “gözde mekan”, bazen “top 10” ama hepsi de özünde aynı. Birisinden kaçsanız, bir diğerine kapılıyorsunuz; bazen isteyerek, bazen sadece farkında olarak, bazen de hiç fark etmeden.Benim 15 yıldır giydiğim tişörtüm var ama telefonumu 4-5 ay önce yeniledim, hala da baknıyorum yeni modellere. Araba ayağımı yerden kesse yeter ama yeni bir bar açılmış, herkes oradaymış gitmesem olmaz. HTML dilini biliyorum istesem it gibi site yaparım, ama şimdi bloglar moda, başkasının yazdığı kodlarla boğuşup duruyorum.Bak hala “neden” diye soruyorsunuz yahu. Moda diyorum moda. Şimdi bunlar moda.***Peki ya modayı evimizin kapısına kadar getirip burnumuza sokan, altımıza üstümüze giydiren, masamıza koyduran, cebimize daldıran; bize deli gibi abuk sabuk şeyler aldıran nedir ?Sorunun cevabı “reklam” ve bu da sanırım bir başka yazının konusu olacak.