Meşhur olmak yada olmamakEvet bütün mesele bu sade vatandaş gözü ile meşhur olmak yada olmamak nedir ? tanınmış olmak insana neler kazandırır ? neler kaybettirir ? bu yazımızda bunları sorgulayıp kendi içinde cevaplar arayacağız…Meşhur olmak diğer bir deyişle tanınmak , sevilmek , hayran kitleleri , adınaçılan fan grupları , milyonlar önünde söz hakkı , siyasete rahat geçiş , bu saydıklarım meşhur olunca yaşayabileceğiniz görebileceğiniz güzel ve olumlu şeyler gibi görünmekte acaba bu saydıklarımız sanıldığı kadar hoş ve iyi şeyler mi ?Yakın tarihte ülkemizi ziyaret eden Abd dış işleri bakanı sn. Hillary Clinton Ntv de katıldığı programda söyledikleri dikkat çekiciydi. Kendisi cafe de oturup insanları izlemeyi , seyretmeyi çok sevdiğini ama bundan sonraki süreçte bunları yapamayacağını söylüyordu. Bizler için ne kadar da sıradan bir şey cafe de oturup birilerini seyretmek işte bizim için sıradan olan bir çok şey ünlü ve güçlü kişiler için artık birer özlemdir. Yapmak ister ama ünlü olduğu sürece yapamayacağı bir çok şey vardır. Birkaç tane saymaya çalışayım :Ortaköyde gezmek , cafede , kahvehane de rahatça çay içmek , istiklal caddesinde çevrilmeden yürüyebilmek , akşam boğazda rakı balık keyfi yapmak , gerçek dostlar bulabilmek , insanları uzun uzun seyredebilmek , mikrofon uzatılınca özgürce saçmalayabilmek , kameraları sevebilmek , sessiz sakin bir hayat……Yukarıdaki liste uzar gider, tv başında , internette , gazetede gördüğümüz gıpta ile baktığımız , okuduğumuz ünlü kişiler sanırım sandığımız kadar mutlu değiller. Para var , şöhret var , arabalar var , bol manita var peki huzur ? bence yok !Bir kere gerçekten meşhursanız unutulmazsınız yani emekliliğiniz yoktur. Çünkü siz artık milyonlara maal olmuşsunuzdur. Ne kadar köşenize çekilmek isterseniz isteyin sevenleriniz sizi yolda , bankada , otoparkta , markette tanıyacaklardır. Sevilmek güzel şey ama her şeyin fazlası zarar ! tabi şuda bir gerçek bu yola çıkan kişi yada kişiler bu saydıklarımızın hepsini göze almışlardır. Yani onlar cesurdurlarÜnlü ve meşhur olmanın olumsuz bir yanına daha değinmek istiyorum. Meşhur ve ünlü kişiler bizlerin gözünde hep zengindir. Yakın bir tarihte kaybettiğimiz büyük üstad Gazanfer Özcan’ın vergi borcunu televizyonlarda görünce çoğumuz şöyle düşünmüş olabiliriz : nasıl ya en çok seyredilen dizide oynuyor. Kim bilir bölüm başına kaç para alıyordur. Nasıl vergi borcu olur ki ? ama oluyormuş bunu da öğrenmiş olduk. Tiyatrosunun ayakta kalabilmesi için yaptığı mücadele yetmedi. Ünlüydü , meşhurdu , milyonlarca hayran , hocaydı , elinden kimler yetişmişti. Ama tüm bunlar huzuru bulmasına yetmedi. Ruhu şad olsun…Olumludan başlayarak olumsuzluklara atladım. Kapanış bari olumlu olarak bitsinGerçek meşhur biriyseniz güzel eserler yaparak milyonlara ulaştıysanız alçak gönüllü bir hayat sürdüyseniz aradan yüz yıllarda geçse unutulmazsınız , torununuzun torunu okul hayatında , iş yaşamında kendi karakter yapısına da bağlı olarak saygı görecektir. Ailenize veYakın çevrenize bırakacağınız en büyük miras da bu olacaktır. Adınız belki bir okulda , belki bir sokakta , belki bir caddede hep yaşayacaktır…Gerçekten ünlü ve meşhurlara saygılarımlaH.Gül sözlük :Gerçek ünlü veya meşhur kişi : Emektar işin temelinden yetişmiş , magazinsel değil sanat yönüyle yada yeteneği ile ön plana çıkmış , polemikten uzak , halkın güven duyduğu güvenilir kişi… bkn.( Uğur Dündar )
yorumlar
boş işler…
Eleştirin için teşekkürler.
Meşhur kelimesi Türkçemizde yöreye mahsus kişi , meyve , yemek anlamında kullanılır. Yani yöresel bir deyimdir.Ünlü ise daha çok şehirli hitaplarında kullanılmış ve yaygınlaşmıştır.Peki neden 2 ni aynı anda kullandım. Neticede interneti sadece çok bilmiş üniveriste mezunu ya öğrencisi kişi kullanmıyor. Kimi ünlü kelimesini görünce mutlu olur. Kimi meşhur u görünce kendine yakın hissettirir.Resmi aktarmakta acemilik demiş Belesprit ben hiç bir yerde üstad bir yazar olduğumu yazmadim. Falsolar la başlayıp ölecede bitirmiş. Bir kere eleştiriye art niyetli başlıyorsun.Evet bütün mesele bu yazılarda sonlarda kullanılır. Nasıl deriz genelektir bi anlamda ! ama her yazar , müzisyen , ressam geleneklere bağlı kalmak zorunda değildir. Neticede yazı sanatı anayasa maddeleri ile çerçeve içine alınmamıştır. Yazar kelime topluluklarını ister başında kullanır. İster sonunda işte biz buna yeni bir boyut diyoruz.Öyle bir yazı yazılırki başında giriş yoktur. Gelişme ile başlar sonra gazı keser geriye dönüş yapar giriş yapar. Bu örneğe sinema ve tv dizilerinin senaristleride bolca kullanmaktadır. Bilginize !Dip not : başkalarını bilmem ben yazılarımı iyisi ve kötüsü ile eleştirin diye görüyorum. Benim bakış açım 60 dır. Başkasının ki 180 dir. Yapıcı eleştirilere eyvallah! Zaten yıkıcılara ben gerekli cevapları veririm…
Madem yazıyoruz kendimizide eleştirelim. Gazanfer Özcanı anlattığım kısımda çok sayıda kelime düşüklüğü var. Okuyunca rahatsızlık veriyor. :))))
Peki Belesprit cevap hakkını kullanmama niye bu kadar bozuldun. Sen eleştirini yaptın. Bende cevabımı verdim. İşte bundan sebep art niyetlisin diyorum. Yoksa yukarda ben kendimide eleştirdim. Ayrıca senin görüşlerini istesemde engelleyemem. Pohpohlanmak istesem yazacagım cevaplar daha değişik olurdu. Tv dizilerini örnek vermemide baside indirmek için kullandığını düşünüyorum. Agresif olma sakinleş biraz… Sinir beyin damarlarını yavas yavas öldürür. Relax yani
Eleştirilerine teşekkür ederim. Sen eleştiriceksin bende cevap vereceğim. Kısır bir döngü bu :))) selametle
off sabah sabah bi tartışma, bi anlaşmazlık, bi vurdumduymazlık, bi aymazlık, bi vs.
fazla çoğaldı bu tarz yazılar