O.K. gençleri bilinçlendirmek için; “yatmadan” önce okusunlar diye bir masal yazmış…

Bir varmış bir yokmuş… Evvel zaman içinde kalbur saman içinde…Pireler berber iken, develer tellal iken… Ben anamın beşiğini tıngır mıngırsallar iken ormanda yaşayan mavi başlıklı, yakışıklı mı yakışıklı, erkekmi erkek bir genç varmış. Elma elma yanaklara, baldan tatlı dudaklara sahip bu genç,jöleli saçlarının üstüne bu başlığı takar, ormanda gerine gerine yürürmüş.Bu mavi başlıklı genç, prensese gönlünü kaptırmış. Her gün ormanın yolunututup, ağaçların arasından geçerek, prensesin o sıcacık şömineli kulübesinegidermiş. Bir gün mavi başlıklı genç dışarıda yağan yağmura rağmen ‘’ bu sefer detakmasam ne olur canım, aman!’’ deyip, başlığını kafasına takmadan dışarıya çıkmış,yine prensesin kulübesine gitmiş, yine iri iri şeftalileri, al al elmaları, balları bademleri yiyipbirlikte hoş vakit geçirmişler. Daha sonraki günlerde de prens, prensesin kulübesine gitmeyedevam etmiş. Bir gidişinde ise her zamankinden farklı bir prenses görmüş karşısında…Masal bu ya, prensesin karnı davul gibi şişmiş, elleri ayakları, kocaman olmuş. Üstelik decanı ne elma, ne kiraz, ne de bal yemek istiyormuş. Genç o an kerametin başlığında olduğunuanlamış, anlamış ama biraz geç kalmış. Fakat bu olay ormandaki herkese ders olmuş… O gündensonra ormandakiler dışarıya çıkarken başlarına hep güllü, çikolatalı, renkli renkli ve tırtıklıbaşlıklar takmışlar.Gökten üç elma düşmüş… Biri bu masalı yazanın, biri okuyanın diğeri ise ‘’yok ya, banaBir şey olmaz’’ diyenlerin.‘’Bana bir şey olmaz’’ deme, OKEY mi?