BANA SORMADINIZ KİHiç kimse cezalandırılmak istemez kimse kendisini suçlu bulmaz çünkü. Kim ister ki bir saniye bile olsa yanmayı, ihtimali bile insanları korkutuyor ve bazı şeyleri kabullenmeyi kolaylaştırıyor. Merak ettiğinizi duyabiliyorum. Kastettiğim cehennem; kurallara uymayanların tahmin bile edemeyeceği, insan gözünün görmediği, yaşamadığı acıları, ıstırapları çekeceği yer. Rahat olun böyle bir yer yok… Yanlış duymadınız..‘Nasıl olur?’ dediğinizi duyabiliyorum. Öncelikle size bir soru soracağım ve cevaplayacağım bunu unutmayın yazımı okuyup bitirdikten sonra beni anlayacaksınız öle umuyorum. Bir ebeveyn çocukları ne yaparsa yapsın hoş görmeli ne isterse istesin sağlaması gerek durum ne olursa olsun çocuklarına sahip çıkmalı değil mi? Cevabı ‘Evet ellerinden gelenleri yapmalı hatta daha fazlasını’. Neden mi? Bir düşünün; bir çocuk yanlış yapacak, bir şeyler isteyecek duruma gelmişse eğer bir birey olabilmişse bu anne ve babanın sayesinde. Ne kadar güzel diyebildiğinizi duyabiliyorum. Elbette harika bir olay. Ama madalyonun maalesef tek yüzü yok. Bu çocuk ilerde büyüyecek, isyan edecek, yanlış işler yapacak, annesinden babasından olmadık isteklerde bulunacak, ailesinin gözünde kötü biri olacak yanlışlar yapıldığı söylenecek… Peki yanlış gerçekten de kimde acaba? Bence kimse de bir yanlışlık yok, olmak zorunda değil. Burada anlaşmazlıklar ebeveynlerin çocuklarının kendileri yaptığını ve nasıl bir sorumluluk altında olduklarının farkında olmaması.Madem ki çocuğu yaptınız her şeyine katlanmak zorundasın. Eğer ki siz yapmasaydınız bunların hiç biri yaşanmazdı. Anne babalar şöyle düşünmesinler ‘Yaptıkta suçlu mu olduk, yaptıkta kötü mü oldu?’. Hayır elbette, bir mucizeyi gerçekleştirdiniz bunda bir yanlış yok ama çocuğunuza cezalar vermeye kalkarsanız yada verirseniz o zaman tek suçlu ve her şeyin sorumlusu olursunuz. Zaten cezalandırmak bir nevi kendi yanlışlarını örtme yoludur. Bizim konumuzla alakası şu: Allah, rab, yada tanrının bizi bu aleme gönderdiğine ve de sınava tabi tutuğuna, sınavımızın sonucuna göre ödüllendirileceğimize ya da cezalandırılacağımıza inanırız. Burada benim aklıma iki soru geliyor; öncelikle bu sınava girmeyi biz mi istedik diğeri de neden cezalandırılıyoruz bunu hak edecek şeyler yapmış olabilir miyiz? İlk sorumuza dönelim: bu sınava girmeyi biz istemedik, bize sorulmadan bazı şeylere zorlanıyoruz. Kendini inançlı olarak nitelendiren kimseler çok uzun zamanlar önce bize sorulduğunu bizimde ona göre dünyaya gönderildiğimiz söylenir ama ben hatırlamıyorum ve hatırlayanında olduğunu sanmıyorum zaten duymadım da. Ne olacak peki bu sınavın sonucunda, nasıl davranılacak bize… Şöyle olmalı; yaptığımız yanlışlardan sorumlu tutulmamalıyız çünkü bu yolu biz tercih etmedik ve yanlış yola girdiğinde asla dönmeden düzeltemezsin ve o yoldan nereye ilerlersen ilerle yanlıştır zaten. İkinci sorumuza bakacak olursak; cehenneme gitmek. Çok ürkütücü dimi? Kimler cehenneme gider diye baktığımızda sorulmadan tabi tutulduğumuz sınavda kurallara uymayan kişilerin cehennemlik olduğuna inanılır. Peki insanlar neden günah işler? Nefislerine yenik düştüğünden dolayı olduğuna inanır inançlı kimseler. Nefis bize nasıl gelir diye baktığımızda doğuştan geldiğini görürüz. Bakın hem isteyip istemediğimiz sorulmadan bir fanusa konuyorsunuz sınava tabi tutuluyorsunuz ve bu sınavı kaybetmenize neden olacak şeyler zaten sizin içinizde sizle beraber gönderiliyor. Sizce burada bir çelişki yok mu? Size bir iş veriliyor hatta verilmiyor direk işin içine konuyorsunuz rızanız alınmıyor ve siz bu işten hiç anlamıyorsunuz; çuvallıyorsunuz, yanlışlar yapıyorsunuz ve bu yanlışlardan dolayı cezalandırıyorsunuz bu ne kadar mantıklı sizce? Madem rızamız alınmadan bir yola sokulduk, bu yolda yanlışlıklar yaptığımız zaman bunlar bizim suçumuz olmamalı cezalandırılmamalıyız her sonuca hazır olmalı bizi bu yola sokan. Şimdi size sorup cevaplandırdığım kısmı yazımda neden yer verdiğimi anladınız umarım. İşte tüm bunlardan dolayı CEHENNEM YOK.