Dün gece tam 11 saat süren iğrenç bir otobüs yolculu yaptım. ULUDAĞ Turizm, elinden geleni ardına komayarak biz sefil yolcularını Balıkesir’den Ankara’ya tam 11 saatte getirdi.

Yolda 45 dk.lık gereksiz bir mola vermek zorunda kaldık, personelin suratı beş karış, altımda yatan ikinci kaptanın ayakları kokuyor, zaten uzun yol, herkes bezmiş vaziyette… bir yandan da koşulsuz müşteri memnuniyeti diye parçalanan diğer firmaları düşünüyorum.. kamil koç, varan, nilüfer gibi.. tanrım ben neden bu otobüsteyim…

koşulsuz müşteri memnuniyeti konusunda ümitsizliğin doruk noktasında, eskişehir-ankara karayolu üzerinde gördüğüm bir manzara beni oldukça şaşırttı. nasretttin hoca dinlenme tesislerinde, bozuk ankesörlü telefonun üzerinde öyle bir yazı vardı ki yanımda neden fotoğraf makinesi yok dedim kendi kendime. aynen şöyle yazıyordu: “telefon maalesef bozuktur, lütfen kusura bakmayın…” müşteriden böyle özür dilenir işte. konuşur gibi yazmış elemanlar oraya. kusura bakma ağbi, bozuk telefon diyor..

hoşuma gitti, otobüse geri döndüm..