Fatih semtinden…
Ahlak kavramı bizim için ne kadar önemli farkında mısınız? Her nedense “etik” kavramından birazcık daha farklı ülkemizdeki ahlak kavramı.Türkler olarak ahlak için ”namus cinayetleri” işlemekte sakınca görmeyiz. Ailemizdeki kadınların ahlakı bizden sorulur. Bu ahlak kurallarına da ailedeki erkekler karar verir. Bu erkeklerin ahlaklı işler yapıp yapmadığı da asla sorgulanmaz.Aynı ahlaklı Türkler taytlı sporcuları dövmekten çekinmezler. Ne de olsa mahallenin namusu onlardan sorulur. Taytla gezerek kadınlarının namusunu bozan bu kişileri cezalandırmak görevleridir.Yine aynı ahlak kurallarına göre amacı eşcinsellerin eşit diğer bireylerle eşit koşullarda yaşamalarını sağlamak olan lambda derneği kapatılır. Bu derneklerin senelerdir yasalara göre çalışmalarına rağmen. Fakat bu sefer ahlak normları büyük yerden gelir. Toplumumuz adına emniyet müdürü ve vali karar verir neyin ahlaksız neyin ahlaklı olduğuna…Şu köhnemiş ahlak kurallarımızda sergilediğimiz duyarlılığı keşke biraz olsun iş ahlakı, dürüstlük, ifade ve düşünce özgürlüğü gibi meselelerde de sergileyebilseydik. Belki o zaman belki bugün aslında yıllardan beri varolan mahalle baskısı kavramını tartışmıyor olurduk.Gitgide muhafazakarlaşıyor muyuz, yoksa her zaman böyleydik de şu an mı gözümüze çok batıyor bilmiyorum. Ama tek bildiğim şey Batılıların sık sık eleştirdiğimiz bireysellik kavramını Türkiye’de çok ama çok özlediğim.
yorumlar
Terbiyeyle olabilecek şeyi kanunla yapmaya çalışmamalı.Montesquieu
ayni sekilde taytli olduklari icin mi yoksa otopark yuzunden mi belli olmayan bir kavgayi bir kesimi hedef gosterek degerlendirmek tipik medyatik bir hareket olup ahlaksizligin en asagisi bir durumdur.Bende Antalya plajlarindan bir kare cekip ahlaksiz guneyliler diye bir makale hazirliyayim bari.
Tayt giymek kısırlık yapıyor derlerdi halbuki travma yapıyormuş.
Annen’i nicin dogradin? Efenim ben iki yil önce Ateist oldum. Bunun icin Annem’i dogradim 6 parcaya böldüm. Bu mudur ahlak kavrami?
şeytana uymuş ollm işte,
He ya öyle olmus megerse…
Özlem Gürses – HaberturkDine inanmıyorsam ne olacak?02.06.2008 16:55Sapanca’da kürek milli takımından sporcularımız, taytla gezdikleri için dayak yediler biliyorsunuz.Bu olaydan bir gün önce de kene vakasından yaşamını kaybeden bir vatandaşımızın cenazesinde imam “fevkaladenin de fevkinde” bir konuşmayapmış ve “işte böyle, maneviyat azalırsa, başımıza bu çeşit doğal felaketler gelir” demişti.Artık yazmanın zamanıdır bence.Türkiye’de herkesin dilinden düşürmediği bir söylemi tartışmaya açmak istiyorum.Dinle, imanla ilgili ne zaman birileri konuşsa cümle hep şöyle başlar:“Türkiye %90’ı Müslüman bir halktır.”Şimdi soruyorum: Acaba ?Bazen düşünüyorum, 70 milyon insanımızı bir sınıfa oturtmak mümkün olsa ve sorsak : Müslümanım diyenler parmak kaldırsın. Gerçekten 70 milyonun %90’u olan 63 milyon kişi parmak kaldırır mı acaba ?Türkiye’de pek çok kavramın olduğu gibi dinin, inançların da ideolojisi,resmi söylemi var.Ben Türkiye’de insanların dine takım tutar gibi inandıklarını düşünüyorum.Yani bilerek, isteyerek, sorumluluğunu alarak ve gereğini yapmayı gözealarak değil, içine doğduğumuz, çoğunluk öyle olduğu ya da başka türlüsüaklımıza gelmediği için kendimizi bir inanç sistemine ait hissediyoruz.Bu çoğunluk konusu da çok can sıkıcı.Az önce yazdığım “kaç kişi parmak kaldırır?” senaryosunu bir dostuma anlattığımda : “Herkes kaldırır, emin ol. Çünkü herkes yanındakine ve çoğunluğa bakacaktır, gerçeği söylemeye cesaret edemeyecek,, çoğunluk ne diyorsa, ona uyar gözükecektir. “ dedi.Al sana mahalle baskısı.Düşündüm,, dostum haklı.Ne zaman inançla, dinle ilgili bir konu konuşsam, hemen uyarı alıyorumçevremden,, aman sus, çok konuşma diye.Elbette sözünü ettiğim yaklaşım kişilerin inanç sistemlerini alaya almak,onları yaşam biçimleri üzerinden rencide etmek değil. Beni izleyenler,yazılarımı okuyanlar bu konudaki hassasiyetimi bilir.Anlatmaya çalıştığım şu: herkes bir dine mensup olmak durumunda mı buülkede ?Hep şu soru, “Eee,, Müslüman değilsin de nesin o zaman ? Musevi misin,Alevi misin ( ne demekse bu da ) Hristiyan mısın ? “Belki benim dinle bir sorunum var. Hoş sadece dinle değil, her türlümutlakiyetle var ama…Belki daha kafam karışık, karar vermedim. Belki bilincim yeterincegelişmedi, seçemiyorum.Son dönemde bir de şu tartışma devam ediyor yazar – çizerler, aydınlararasında “Türkiye’nin elitleri dini alanı boş bıraktı, aydınlar,entellektüeller İslamiyeti bilmiyor, tanımıyor.”Bu ülkenin yazan çizen insanları mecburlar mı dini konularda fetvavermeye, İslamiyeti yakın tanımaya, belki ilgilerini çekmiyor. Yok muböyle bir özgürlük alanı bu ülkede ?Belki başka konularda üretmek, düşünmek istiyorlar, ayıplı bir tercih mi bu ?Herkese ve her şeye rağmen yazıyorum işte, belgesi olsun: Ben hala hiçbirdini sisteme inanmıyorum. Her biriyle bir sıkıntım, her birine karşı birşüpheciliğim, bir mesafem var.Ne olacak şimdi ? Daha mı az değerliyim bu ülkeyi yönetenlerin gözünde.Sırf çoğunluğun bir parçası olamadım diye, daha mı az sevilmeliyim ? Dahamı “ahlaksız” olduğumun bir göstergesi bu ? Herkese benzemiyorum diyeşiddet mi görmeliyim, hakaret mi işitmeliyim ?Ürettiklerim, işimde yaptıklarım daha mı az değerli oldu bir anda gözünüzde? Ya da daha mı az aitim bu topraklara bu kültüre ? Daha mı az vatanseverim, daha mı az Türküm ?Ne olacak şimdi ?
Clicia X’in yolladığı Özlem Gürses yazısına katılıyorum.Bunun dışında yukarıdaki yorumlara istinaden, vali otopark kavgası olduğunu söylüyor, dayak yiyenler de tayt bile değil şort giydikleri için dayak yediklerini söylüyor. Mevcut durumda “İlimizi karalıyorlar” diyen Sakarya Valisi’ndense, dayak yiyen sporcuların anlattıkları daha fazla önem kazanıyor. “Burada şortla gezemezsiniz Allahsızlar” sözünün söylem çözümlemesinin yapılması gerekir, mahalle baskısının beslendiği düşüncelerin anlaşılabilmesi için.Ateizm meselesine gelince bundan önceki katillerin %99’unun müslüman olduğu ülkemizde ilk defa bir cinayet haberinde “ateizm” düşüncesi bu kadar vurgulandı. Bir satanist bunu kendi inancı için yapıyorsa bu vurgulanabilir, Türkiye’nin en İslamcı gazetesinin yazarı 14 yaşındaki bir kıza tacizde bulunursa bu da vurgulanabilir, ama yakın zamanda yaşadığımız örnekte çocuğun annesini öldürmesinin ateizmle bağlantılı olduğunu düşünmüyorum, olay bazında bakarsak. Ama bu, ilk örneklerin tüm satanistlere veya tüm müslümanlara genellenebileceği anlamına gelmiyor.Bu konu dışında yazıda verdiğim örneklerin yakın zamanlara denk gelmesi de önem taşıdığına inanıyorum. Tek başına değerlendirildiğinde değil ama örnekler beraber incelendiğinde, mahalle baskısı tartışmaları dahilinde örnekler ehemmiyet taşıyor. Keşke ülkemizde de biraz “her koyun kendi bacağından asılsa”…