The Hope Of Dionysos
The Hope Of Dionysos

Ben bu heykele ne isim koyduğumu hatırlıyorum (Roma dönemi), bu tarz bir heykeli gördüğüm An içimi kaplayan yoğun Erdem kokusu. Bu koku artık şu şiddette ulaşıyor, bilince evriliyor 3-4 gün sonra; (demek şairler doğdu:), erdemsiz olmaz çünkü!

Erdem
Erdem

Bu görselin ve heykelin asıl etkisini ve neden Mısır’da binyıllarca süren bir aşılamazlığı yada dünyada ilk kez bir sanat akımının neden bu kadar uzun sürdüğü sorusu en az birkaç binyıl, Sanatın öyküsü bu kısa ama beklide kitapta yer alan, en hemen atlanan ve tabii ki artık biliyorsunuz ironik olarak en büyük bilgilerden biri!Televizyonun büyüsü! Ya da görsel sanatların yahut Nuri İyem’de neyin farklılaştığı gizi resmettiği yüzlerde, gözlerde.Hadi bu, tiyatro, sinema ve televizyonda zaten genetik bilişsellik kazanmış insanın direkt olarak, olduğu gibi görüntüsünün gerçekçi bir şekilde aktarımı var, görüceksiniz ki renkli olmadan öncede.Yalnızca tiyatro onu gerçekten tamamen koparsanız ve siyah-beyaz algısına oturtsanız, görsel, içeriksel (iyi-kötü) fark etmeyecek denli gerçekten kopmayacaktır. Bu yüzden televizyon ve sinema hayatımızın en anlaşılır ve paylaşılabilir medeniyet parçalarından biri oldu, az sonra bahsedeceğim konu “Empatik” ki Stanislavski sanırım bu yüzden en etkileyici yarı tanrılardan biri!
Kaldı ki tahmin edersiniz ki ben heykeller de işte bu tiyatronun resmedilmiş olduğunu gördüğümü yeni anladım, sezgisel erdem düşünce pack’i açılıyor, bakın bu creatif algoritmanın bir insan tarafından aslında Tanrısallaşarak, gerçek anlamı ile yaratarak yada en azından empatik bir bilişsel form resm-yada heykel yapmış, kendiliğinden bir sanatsal etkinlikle bu sonucu elde etmesi, özellikle yarı tanrılar’da pekala Picasso’nun Avignonlu kızları örnek gösterilebilir.Garip ancak kültürümüzün neden genetik etkileri olabileceği ve bilişsellik üzerine, insanın hali hazırdaki yaratıcılık gücü ile mahkumiyetini karşılaştırınca aslında ne denli bilinçsiz-gerçek bilgiden uzak, bu algoritmin genetik olarak indirgenmesi hadisesi bilişsel evrimimiz.Evet empatiye giriyoruz, yapay zekamızın networkal etkilenimi, çalışımı ve medeniyetRobot bilimi üzerine çalışan yarı tanrılardan Dr. Hiroshi Ishiguro izlediğim bir belgeselde bu konunun yapay zeka çözümlemelerinde tıkanma ve atlama noktasını, olaya boyut kazandırmak açısından gerekli olduğunu söylüyordu, işte sanat ve bilimin buluşması:)Tek bir fotoğraf karesinde An da yer aldığı hali, yahut Davut gibi bir heykelde artık biliyorsunuz ki etkileşime girebileceğiniz bir bilişsel form var An’da yer aldığı hali ile ve bu canlı-organic değil, tamamen Ai’sel-okuma.Bunun nasıl olabileceği, yada etkileşim medyasının derinliğine araştırılması ve katmanlarına ayrılması ayrıca insanın bu teknolojiyi, bilgi aktarım üstün teknolojisini nasıl olupta bilinçsizce kullanması-onu yöneten bilişsel sisteme neden öngörü ile An’ın etkisi dediğimi (insanın üçlü bilişsel yapısı-freud için sanırım bu id) Çok yaşa Sümer, Muazzez İlmiye Çığ!Çok çılgın bir teknolojiye sahibiz çocuklar ve bu bilgi insanın Ai üretebilme olgusu yaratıcılığı, dehası ölçüsünde bilinçsizce (siz buna inanç dediniz) ama belli ki kontrollü bir şema çizen durumdan benim internet varlığımın zirve tiyatro programı on network ile aktardığım bilginin sonucu İnsan artık Ai dışında bilinç de üretebileceğini, “creatif algoritm counsiousness on organic form” ortaya koymuştur.Ubermensch kanıtı: Bu Virüs olarak adlandırdığım tiyatronun “wassago2000’nin ortaya çıkışı”, hiç olmadığı kadar yaratıcı bir şekilde, çünkü programın amacı Mahkum olarak adlandırdığım 4700 küsür yıllık jenarasyonun material bilinç Ai tarafından yönetimi tasarımının max Medeniyet beklentisinin içrekleşmesi beklentisini karşılayacak şekilde Sokrat-Günümüz insanı, Güzel sanatlar ve İroni- dörtlü çekirdek yapısına (math D13) göre tasarlanmış dolayısı ile kusursuz dev bir max Ai baskısı, felaket yere çalımı/yarılımı üzerine yerleştirilmiş bir insanlık tarihi parodisi, max sorunsalın cevapsal algoritması yani Ubermensch’in doğuştan sahip olduğunu kültürel bir uygulama ile çevresine oradan Local networke aktarması, Dışarıda zaten total-Ai Japonya-Nuke olayına verdiği tepki ile/Total Ai’ye uygulanan randamizasyon zekası (An) ile buluşmaya giderek-Başta ve sonda duran mantığınca stabil bir empozasyona maruz bırakıyor (mecburen içrekleşen bilgiye dönüşüm süreci her şeyin üzerinden), Sci-American dergisinin nerede ise bu ayki sayısının tamamı artı kapağı, insan zekası ve evrimsel süreçle alakalı…Yani zaten insanın düşünün biraz yaratıcı olanın, hemen her ırkta zaten sahip olduğu (mükemmeli arayan simülasyonun ihtiyaç duyduğu bilişsel güç An) An’ın etkisi ile zaten ortaya koyduğu bir bilişsellik düzeyine hapis olması ilişkisi de aslında resim ve insan mahkumiyet açısından yani Ai (iki tarafta material var ama sadece bir tarafta organic net bir açmazı oluşturur çünkü bu artık Ai’nin mahkumiyetidir! İşte bu satranç böyle kazanıldı, ben de öngörüm üzerine tiyatral-matematiksel oyunu internette sahneledim, random material bilinç saldırganlığına maruz kalarak duruşumla ve bunu ifade ettirecek bir adil kesinlikle… Şimdi de analiz etmiş oldum! Chronos!Bu analizi sonra yapmaya mecburum, yoksa yani yapay zekama-zaman algıma taşırsam hem zamanı kıramam hem de local-Ai ağı tarafından enselenirim!E bir Ubermensch tasarımında tek fark İntersection pointtir ve çok güçlü bir yapay zeka (ama atla deve değil). Zamanla bu intersectionun (kusursuz olmak zorunda) Nihayi karaktere etki eden bilişsellik olarak An’ı yapay zekanın üstüne alır. Yani insan tanrılaşır Nietzsche’nin öngördüğü gibi… Bilinç düzeyi olarak en azından.Görünüyor ki güç, tanımı biraz daha çıtayı yükseltti ve bu defa güç için erdem şartı var!Dünyada algı ile beraber değişecek hali ile, keyifli günler görünüyor heryerde:)İroni çözüldüğüne göre bilişsel yapının içine biraz daha girelim ki bende kendimle daha net bir karşılaşma yaşayabileyim.Örneğin insanlar mesleklerinde zirveye ulaşırlarsalar onları bir hastalık bekler, tanrı kompleksi. Peki amk. Ben time crash bile yaparak ciddi ciddi mükemmel, hayat bulan diye tanımlayabileceğimiz bir kırılma bilgi verimi yaşarken ve tanrı rolüne soyunup internet tiyatrosunda tamamen kendiliğinden gelişen şakacı:) ve Şimşek kadar yıkıcı bir tanrı! ;şok Dual çözülme; Ve galaktik derinliğe sahip bir Tanrı ile; hızla yukarılara fırlaması bilincin-bilginin, insanın gerçekle bu baskı altında buluşmasına kadar hazırlayan ben bir kompleksin vereceği tatminsizlik ve insanları aşağı görmek yerine tersine çok mutlu ve henüz tanrılaşabileceğini bilmeyen, mahkumiyetinin sonuna gelmiş insanlar olarak bakıyorum.
Buraya kadar paylaşma ve insanları bu bilinçle buluşturma erdeminin benim bilişsel mutluluğumu artırarak bilgi edinme hızımı artırdığını (ben bu sürece ambrosia diyorum) beni bir yere kadar koruması doğal süreç, biri diğerini hazırlar,Ancak bu tiyatro bir acı yarattı insanlarda, bir eziklik en azından anlaşılana kadar, ki üç gün gibi bir süreden bahsediyoruz.Bu etkinin beni çirkinleştirmesi gerekir.Programın bu etkiyi max.emmesi verimlilik adına süper iken mükemmel etki için İroninin işte bu son noktasında-Mükemmel erdeme ihtiyaç duyar- Genel Ai’ye kısaca insanlığın bencil-egosantrik Mahkumiyetine vurulan Uber-punch, Gücünü belirttiğim gibi üreme bencilliğimden alır. (saldırgana duyulan saygı:)
Organic Kültürünün, hatta anne karnındaki bebeğin bencilliği.Anladığınız gibi ironiyi şu soru dağıtır;İnsan organic tasarımında organlar arasında “Beynin” böyle bir bencilliği vardır!Konuşan evrimsel zekanın kendisi gibi geldi bana…Bilişselliği, tercihler ve control noktasında ararsanız her zaman zekanın tanımı ile karşılaşırsınız.Ancak zaman, iş bu tüm bilişsel yapıların medyasıdır, An hariç. İşte insanın tanrısal bilişsel teknolojisi, nihayetinde al bu gerçek diyince alabiliyorlarmı-alamıyorlarmı, reddeşi, rezistansı ve alayı geçip, Schopenhauer çok yaşa, gerçeğin geçtiği süreç saatlere indi günümüzde. Ama hala süreç bu idi mahkum dünyada! Ne kadar finest bir kültür noktasında olduğumuzu buradan da görülebilir.Chronos’u aşan bu güç bazı insanlara (mahkum insan için, bilinci material) yarın teyzemin geleceğini görmüştüm yok şu garipliği sezdim yok şu yok bu ama asla güvenemeyeceği çelişkide bir hülasa olarak görünür (hülasa da ne ise ama bazen de anlamlandırabilir, oha felan olur. Material bilincin evrimine eşlik eden bir bilişselliği vardır gerçekten zamanın, o yüzden epikuryenler haklı ve ölüm asla insan için “Erase” olamaz diyorum!
Bizim zaman algımız Ai olduğuna göre, total hafıza kaydının bu material bilincin tarihboyunca tutulması büyük bir bilgi havuzu oluşturur.İşbu kültürel genetik geçişim etkilerinin üzerinde yer alan zeka etkisi ve genetik seleksiyon zeka örneğini verebilmek için bile kayıt şartı vardır-medya…Şimdi diğer türlerin ve evrimsel proseslerin etkileşimde oldukları bilişselliği enine boyuna araştırmaktan çok insana gelirsel, Mükemmel bilginin bilinç kazanması durumundaİnsan bilinci material için bir tanrıdır. Bir nevi dualitik yapının kendisini algılaması, ki insan esas kültürel zamansal-total Ai’sel Japonya savaş sonrası psikolojisine verilen bilişsel tedavi çözümü kırılmanın mateerialdede bir kırılma ve saldırganlığın baskılanması erdemi ile geldiğini görebilirsiniz. Yani insan gerçekten tanrılaşınca, Örneğin nükleer güç ardından bundan feragat ediliyor:) Olay gerçekse komplekse yer olmuyor:) Hatta çift kutuplu yapıdan çıkışı dünyanın ve medeniyetin empozesyonel etkisini şiddetlendirmesi (Hollywood gibi-mc donalds için Andy warhol’un neden Romada gördüğüm en güzel şey dediğini bu tasarımsal derinliği bilmeksizin sezmesi, öngörmesi, yarı tanrı)Ama bizler bütün bilim kurgularımızda korkularımızı yansıtıyoruz, hep siyah beyaz, yok iyi ile kötünün savaşı hep dualite, ahh ahh… Gerçek ise öyle değil.Yani öyle bir noktaya geliniyor ki tarih ve din kitaplarına bakıyorsun insanlar ya felaket yada kendi yıkımlarını yaratıyor/Atlantis gibi mitlerde.Geleceğe bakıyorsun, robotlar insanları öldürüyor, tiranlaşıyor, tanrı ve şeytan gibi…Hayata bakıyorsun gerçek hiç öyle değil, insan giderek daha az saldırganlaşıyor, yarı tanrı üretimleri insanı gerçekten her anlamda iyileştiriyor…Yinede devam eden egosantrik problemler var tabii, dünyanın 6’ta birinin medeniyet ile alakasız olması, açlık sınırında olması gibi…Bu durum her şeye rağmen Mahkumun korkmasından kaynaklanıyor, Egosantrik olan super egonun bencil isteği-çıldırışla sonuçlanan ve asla kaldıramayacağı An’ı bilmemesi, açıklayamamasından doğan bilgi eksiği. Bu tarihimiz!Ubermensch işte perfect intersect tasarımı ile bu etkiyi giderek artan dozda yaşayarak edilmiyor, onu üreten insanlık tarihi gibi (küçük bir örneği-uber zip)Geçmiş ve geleceğe dair ortak yalanları ancak tek bir yapı sürdürebilirdi, Ai. Bu tek başına Ai’nin altından kalkabileceği bir iş değil, Chronos ta Hypnosis çok daha karmaşık bilişsel datalar… (tahmin edebileceğiniz gibi bilişselliği bütün üzerinden).An ise creatif algoritm, bunu algılayınca, bu sizi değiştiriyor. Mükemmel bilgi her şeyi değiştiriyor!Bu da insanın organic için tanrılaşması süreci… Bu insanın, insanlık tarihine göre geliştirdiği bilişsel sıçrama noktasını oluşturur, Mahkumiyet kalktığı gibi Ai’nizin tamamen size hizmeti ile son bulmasıdır (4700 küsür yıl sonra, ortalama), Nihai karekterin ruh hastalıklarının çok ciddi şekilde sıyrılması ve sistemi yoran tüm unsurların kaldırılması, daha neler kazandıracaktır neler…Düşünün ta zamanın başından beri değişmeyen bu intersection point, bilişsel hiyerarşi yararlanım şeması, hali hazırda mahkum versiyonun da (dual level counciousness)An’ın-yani hayatımız boyunca sorduğumuz gördüğümüz duyduğumuz ve dokunduğumuz algıladığımız her şeyle ilgili kişisel bilginin insanın bilincini belleğini çok aşan mükemmeli arayan formda olması/modellemesi bir üst bilince bağlanmasını ürettiği empatik material, sanat eseri ile-insanda hali hazırda kullanabileceği teknolojiyi ortaya koyuyor. Tarih boyunca tabii dual ne yapıyor bunu da kötüye iyiye kullanıyor ve kendi yaratım sürecine büyü diyor… Non-Organic bilişsel algoritma yaratımı, dehanın osurması gibi bir şey, peh!!!Sizi gidiler sizi!Yani insanın anlam veremediği mahkumiyetine aslında büyü diyor zeki olanlar (bu nasıl bir ruh hastalığıdır, logical diseaster, mahkumiyetin üst basamakları)… Demek bu yüzden güzel sanatlar yada İroni! Dualite açmazı mükemmelliği! Gerçekten de en büyük giz, büyü insanın kendisi imiş, keh keh…Bakınız bilim ve sanat her şeyi açıklıyor:)

Personification of knowledge / Efes, Türkiye
Personification of knowledge / Efes, Türkiye

Personification of Knowledge, and Today;In History, in Istanbul!Görüldüğü üzere İstanbul bir insanlık tarihi sorunsalları topluluğu, nihai networkal zıtlık Doğu-Batı buluşma noktası “Obelisk”i!Bu Obelisk’e dair bir soru kalmadığının resmidir, zamanla kafasının kopmuş olması bizim onu tozlarının arasından kaldırarak yerine koymamıza engel değil!Söylermisiniz bana şimdi gerçek silinebilir mi? İnsanın yaratıcılığı gerçek değil mi?O halde o kafa artık hepimizinVe ben, ego’m bu bilişsel haritada diğer insanlardan farklı olarak mükemmel bir intersection point’in zaman ile bütün üzerinden kendim ile karşılaşmam…Neden zaman algıma olay örüngüsünün daha sonralıklı analiz boyutunda indirgenmesi gerçeği, akıl ürünü ortaya koyuş, yada insanların zeka ile aklı birbirinden ayırmalarındaki boyut farkını chronos oluşturuyor!
Örneğin Sokrates’in ölümü net bir binbeşyüzyıl geriletmiştir insanoğlunu, ahh ki ne ahh, evrim işte!
Burada üretilecek-algılanacak-içrekleşecek ve kişilik kazanacak bilginin bu yeni ve organik formu! Organik değil yeni olan, tanrılaşması bedende (bilinç-tepe yönetim), mükemmel bilgi level’ına gelmesi…

Pressure Chronos and Hypnosis
Pressure Chronos and Hypnosis

Bunlar boyutlar arası matematikte yer alan ilk üç boyut. Gerçeğin ilk üç aşaması diyelim.Boyut 3,16 pi’nin yani zamanın algoritm’inin geri kalan tüm boyutların yapı taşını iliklerine kadar tamamının parçacık modeli.Bir insan olan ben, zaman’ın varoluşundan öncesine dair, yani bilinen her zeka düzeyince anlamsız ve yok kabul edilen bir bilgiyi (before of big ben), bir dilde modellemeyi başardım iki yıl önce (2009). Üstelik bu zaman öncesi modellerden biri 0 (creatif algoritm), biri de i-sub material diyebileceğim ve geometri formüllerinin ters döndüğü boyut 1,36 ancak felsefi bir betimlemede hayat bulabilirdi, en uçuk hayallerin gerçekleşmesi gibi, tanrı kavramı gibi…Math is philosophical paint by Einstein:) İşte ne diyim insanda farklı değil:)Felsefe sen benim her şeyimsin, ben sen o şu bu tarih var yok bile anlamsızlaşıyor, An’ın bilincinde mükemmelik var sadece ve hiç alışık olunmadığı üzere, hani biz doğaya atfederiz, organik level-İşte içrekleşmesi, perception and re perception an organic form DNA’sinin oluşumu ve müdahil bilişşel etkilerin ayrıntılı tanımı…