Bir dahaki sefer ellerinizi yıkarken suyun sıcaklığı tam istediğiniz gibi değilse eskiden İngiltere’de bu işlerin nasıl yapıldığını düşünün…1500’lerde İngiltere’de işler şöyle yapılıyordu: İnsanların çoğu Haziran’da evleniyordu Çünkü senelik banyolarını Mayıs ayında yapıyorlar, Haziran’da hala çok kötü kokmuyorlardı. Ama yine de kokmaya başladıkları için gelinler vücutlarından çıkan kokuyu bastırmak amacıyla ellerinde bir buket çiçek taşıyordu.Banyolar içi sıcak suyla doldurulmuş büyük bir fıçıdan meydana geliyordu. Evin erkeği temiz suyla yıkanma imtiyazına sahipti. Ondan sonra oğulları ve diğer erkekler, daha sonra kadınlar, sonra çocuklar ve en son olarak ta bebekler aynı suda yıkanıyordu. Bu esnada su o kadar kirli hale geliyordu ki içinde gerçekten bir şeyleri kaybetmek mümkündü. İngilizce’deki “banyo suyuyla birlikte bebeği de atmayın” (Don’t throw the baby out with the bath water) deyimi buradan gelmektedir.Sonrası için şu şu linke tıklayın..
yorumlar
hımmm
Orta çağda böyleydi şimdi nasıl ? Adamlar geriden gelip bizleri geçtiler ise bunda hepimizin payı var. Helal olsun ….
Günümüzde ise bırakın günlük banyo yapmayı, deodorant kullanmayanlar ayıplanyor. Değişim ilginç bir hadise.
sanırım gecen yıl yenı yıla gırerken banyo yapmıştım..tasaruuflu bırıyım..küre ve sel bozulmasın dıye epey bır katkıda bulundum..ama gecen ay bir davette bu küre ve selleşme olaylarının şeysi olan beyaz sakallı dede(tema tanrısı) gayet memnun bi şekilde iki adet cep telefonu ve şık gıyımıyle ilgi odağıydı. düşündüm ve şu kararı aldım : TEMA para kazanmak amaçlı olarak kurulmuş olan bir kuruluştur. küreleri ve selleşik düzenleride umursamamaktadır aslında.
bir fransa kralı (14. Lui olabilir, ama günahını da almiim) tam 14 çeşit parfümü bir arada kullanıyor diye “dünyanın en temiz adamı” ünvanına layık görülmüş. tabii yıkanmak falan hak getire. bitleri birbirlerine zıplamasın, yağ içindeki saçları kokmasın diye de peruk takarlarmış. Tüy dikmek kavramı da bu iğrenç fransızlardan gelir. tuvalet kullanımı için ayırdıkları odalarda hacetlerini giderdikten sonra, marifetlerinin üzerine bir de (mümkünse beyaz) tüy (telek) dikerlermiş, karanlıkta birileri görmeden basıp sıvamasın diye. Tabii büyük veba salgınında yıkanıp temizlenmeyi akıl edemeyip, şehirlerinin etrafında koca ateş hendekleri oluşturarak kurtulduklarını sanmalarını da unutmamak lazım.Kıçlarını yıkamayı biz öğrettik, şimdi gelmiş bize medeniyet öğretmeye kalkıyor pis pejmurdeler.
küçükken nehre düşmüş çok korkmuş boğulacak ölecek diye, o nedenle sudan hep tırsarmış, parfüm de feşın olmuş onun sayesinde,biz şap şap yıkamadan rahat edemeyiz,
sen biliyor musun kopanisti? ismi doğru mu vermişim? değilse düzelt lütfen
doğru diye biliyorum