işte böyle yatay kesilmeli
İş çıkışı alış veriş merkezinin koridorlarında koştururken vitrinde kestaneleri gördü. Yok canım… gerçeği değil…resimlerini… Ne kadar da severdi. Hele soğuk kış gecelerinde dışarda arabada yapıp satanların yanından geçerken, insanın tok olsa bile içinden şööyle kokusunu içine çekmesi bile mutlu ederdi. O soğuk gece de dışarda satış yapmanın bedeli de eklenmiş olurdu fiyata…Öğrenciler için orta tabakanın altı için,koklayıp uzaklaşmak daha uygundu…Hem kilo da almaz insan…Tekrar vitrine döndü. Tanınmış bir firma çıkarttığı bir üründe kestane kebabın en iyisinin yapılabileceğini anlatıyordu. Böyle yok pizza için, yok kızartma için, yok iyi çırpıyor, yok iyi bölüyor diye insanları ikna edip satıyorlar işte…Geçen gün okuduğu bir yazıda reklamların bizi nasıl ikna ettiği anlatılıyordu.Yazının son cümlesi hala aklındaydı. “Reklam ise şu korkudan doğar; Hiç bir şeyin yoksa sen de bir hiç olursun.” Ne yani şimdi hiç olmamak için bu tencere ızgara gibi şeyi mi almalıyım. Yok valla üst katlardaki komşu gibi olamam. Kadının tezgahında tabak koyacak yer yok. Ne duyduysa ne gördüyse almış. Büyük bir çoğunluğu daha kutusunda duruyor. Hiç kimsenin kusurunu tutmak, evinin şusunu , busunu eleştirme huyum yoktur çok şükür ama …buna da pes yani pes…İki kestane için…Hem benim usulumle çok güzel oluyorlar. Oğulları da çok severler. Hemen meyva sebze reyonuna yollandı. Ertesi gün pişireceği sebzelerle beraber kestaneleri aldı. Bir akşam evvel yaptığı yemeği yedikten sonra çocuklarla güle oynaya yıkanmış kestaneleri kestiler.” Bakın böyle bir uçtan diğer uca keseceksiniz. Sakın dikey kesmeyin…” diye onlara da öğretti…ellerine dikkat etmelerini de tabii…Kestaneleri içme suyuyla fasulye nohut ıslatır gibi gibi ıslattı.En az yarım saat, kırkbeş dakika ıslanmaları neticeyi mükemmelleştirirdi…Sürenin sonunda tepsiye yağlı kağıdı üstlerini de kapatacak şekilde büyük yerleştirdi. Kestaneleri yaydı ve kağıdı hava almamaları için yanlarından sıkıştırdı. Kızgın fırında 200 derecede 25-35 dak.arada kontrol ederek pişirdiğinde sokak satıcılarını aratmayacak netice alacağını biliyordu…
yorumlar
Sevgili COLORITO,şimdi yapacağım önerileri lütfen ukalalık yapıyormuşum yada bilmişlilk taslıyormuşum gibi algılamayın ama yazınızda kendinizden üçüncü tekil şahıs olarak bahsetmeseydiniz cümleleriniz daha etkileyici olurdu bence.Mesela şu şekilde:
Amacım kesinlikle sizi incitmek değil.Sadece dediğim konuya dikkat ederseniz daha başarılı olacağınızı düşünüyorum.Ayrıca anlatmak istediğiniz bize ulaştı.Canım kestane istedi bile diyebilirim.Sadece ufak zaman değişiklikleri o kadar, yoksa güzel bir konu, güzel bir yazı, sevgilerimle….
günlerdir kestane almak isteyen biri olarak bu fotoğraftan sonra kesinlikle ama kesinlikle kestane almaya gidicem :)Not: yazıyı henüz okumadım 🙂
girişi gelişme sonuç ile oldukça iyi ve en az kestane kadar leziz bir yazı olmuş 🙂
Chat noir1 vaktini ayırıp bütün yazıyı tekrar elden geçirmişsin. Vallahi ben kendi yazımla bile zor uğraşıyorum.Arkadaşım, önerilerinizi okudum…ama benim tarzım bu…Bu yazıda kurgu vardı. Kurgu olunca böyle çıkıyor. Yazdığım çoğu yazım, 1. tekil şahıs ağzından. Benim 2 oğlum yok, çalışmıyorum. O akşam kestane pişirmedim…Hatta bu yıl pişirmedim.Hatta bir yıl önce pişirmiştim (aralık 2010). Ama ilanı gördüm ve böyle bir yazı çıktı.Cihazı tv de görmüştüm daha önce.Daha önce bana yazdığınız yol göstermeler için bu vesile ile teşekkürler…
Sevgili COLORITO, açıklamalarınız için teşekkür ederim.Ben gerçektende yaşadığınız bir anı anlattığınızı düşündüğüm için bu öneride bulunmuştum.Kurgu yazmış olabileceğiniz aklımın ucundan bile geçmemişti.Açıklamalarınız faydalı oldu.Kişi kendini nasıl bilirse karşıdakini de öyle zannedermiş ya.Bu çok güzel bir örneği oldu 🙂 Ben genellikle yaşadıklarımdan yola çıkarak yazı ya da şiir yazdığım için yazınızı okurken değerlendirmem de o yönde olmuştu.Bir de son cümlenize cevaben, rica ederim.Samimice yapmış olduğunuz ,link ile ilgiliydi sanırım ve pilli kutu, yardım çağrınıza cevap vermiştim sadece.Yardımcı olabildiysem ne mutlu 🙂 Şimdi bu kadar konuşmanın üstüne gidip kestane pişirmek lazım.Haşlayınca da çok güzel oluyorlar.Hani Bursa’nın kestane şekeri meşhur ya.Şöyle cevizli çikolatalı ne güzel olurdu…:)
actifry aparatında kestane tarifi; yarım saat suda bekletip çizdiğiniz kestaneleri atın bu alete. 25 dakikaya ayarlayın. kitapçıkta yazanın aksine 20 değil 25 dakika. sonra potasyum zehirlenmesinden komaya girin benim gibi. her akşam bir kg yemek suretiyle.