Merhum Vali Recep YAZICIOĞLU Beyefendi’nin çok yerinde, öz bir tespiti vardı: “İstanbul nasıl olursa Türkiye öyle olur”şeklinde..
Hakikaten.. Anadoluyu gezin, göreceksiniz İstanbulda iyi yada kötü namına aklınıza ne geliyorsa ,ne varsa bir kopyasını taşrada göreceksiniz…Bu durum Türkiye yönetimi açısından fırsat yönü ile değerlendirilebilir..Şöyle ki..Çok önemli ve çok faydalı bir çözüm olan Mimari konservasyon (TAM KORUMA) çerçevesinde örnekleyelim..İstanbul da kültürel, arkeolojik, çevre,yeni şehir ve insan ihtiyaçları bütünlüğü içinde İSTANBUL ÖLÇEĞİN DE RADİKAL bir mimari ve şehirsel K O N S E R V A S Y O N başlatalım ve sonuna dek ardında duralım..göreceğiz çok kısa zamanda bu durum , tüm faydalı etkileri ile beraber Anadolu’ya da yayılacak ve Türkiye’nin bir çok derin yarasına kökten şifa olduğuna hep beraber şahit olacağız…
Lakin Türkiye ahbap , çavuş, partidaş, fikirdaş, ideolojisi ile yönetildiği için.. bir yerde dirseği birbirine değenler Millete rağmen Devletin makam ve mevkilerini birbirine ikram etmek HAYSİYETSİZLİĞİNDEN vazgeçmiyor..popülist politikalarla hakiki meseleleri gizleme gafletinde ısrar ediyorlar.. şehirleri ,toplum yaşamı aksayan, en temel özgürlükleri kamusal alana sıkıştırılmış bir TÜRKİYE maalesef o meşum karanlık mahfillerin son derece işine gelmektedir…Çünkü biliyorlarki Türkiye işgal edilse temel insani hakları vermek zorunda kalacaklar.. şu anki kadar kendilerine verimli ve faydalı bir ortamı elde edemeyecekler..
Gerçekten adil, kalkınmış, gerçekten HÜR bir ülke olmamızın yolu İSTANBUL ‘U yaşadığı YOZ KÜLTÜRDEN çarpık kentleşmeden tarih ve çevre kirliliğinden. ..anlamsız sanayileşmeden, Boğaz işgalinden, RANTİYECİLERDEN ..GÖÇTEN kurtarmakla geçiyorO nedenle ki İstanbul çok önemli bir şehir .Kimsenin malı , arka bahçesi değil, valisi , belediye başkanı ve tüm yönetim takımı ile buralara felancanın şahsın, partinin,tasallutunda olmadan gerçekte ve gerçekten halkın sevdiği şahsiyetler önerilmeli, başa getirilmeli.. Geçmişte ki ideolojik ve ufuksuz insanların gelmiş olması sonra gelenlerin yapması gereken en basit işleri bile LÜTUF ve büyük bir UFUK örneği gibi sunmasına HAKSIZ pirimler yapmasına şahit olmaktayız.İstanbul’a ; işi ehline verecek, konu uzmanlarının ayağına gidecek, ayağına gelenleri, bağrına basacak, haksızlık karşısında susmayacak, son derece cesur, erdemli, BİLGİLİ, UFKU ve AFAKI geniş insanların ETKİN VE YETKİN olabileceği,danışmanlık mevkileri ÇALIK ,çarpık olmayan bir BAKIŞ açısının hakim olması lazım….KOYUN ları mavallarla uyutttuğunu sanıp KEÇİLERİ ” Abdurrahman ÇELEBİ” diye EHVEN kabilinden dayatma dönemi bitirilmelidir.
….oğlu,….bu oğlu…şu oğlu bilmemen yapı firmalarının babasının malı gibi AT oynattığı , israilli işadamlarının YETİM, satılık şehir bulmuşçasına kolayca istanbul’un göbeğine beton dağlar yapma hayali ne zaman gündemden düşerse İstanbul da birşeyler olmaya başlamış demektir …Eskiden felan bölgenin müetehhit namlı adamları YOLUNU YORDAMINI BİLİP kaçak..ÇEKME KAT atarlardı.. bu şimdi vak’a i adiye den oldu.. Şimdi İstanbul’un Güzelim ormanlarının içine ÇEKMEKÖY hatta ÇEKMEŞEHİR atıyorlar.. üstelik bunu da olağanüstü bir konfor sunmuşlar gibi reklam yapıyorlar.. devletin TOKİ si bu zihniyetlerle kolkola gidiyor…Trafoları eve, Evleri ise trafolara benzeten , Trafolardan SİTE yapan, sitenin oratasına kel alaka havuzlar yapıp (sanki tüm insani ve mimari temel ihtiyaçlar bitmişte bir o kalmış gibi ve KÜLTÜR faktörü gözetilmeden) sonra havuza bakan evlerden SÜLÜN OSMAN misali havuz farkı alan bir yapılaşma anlayışı var ortada…
BU GARABETLİKLERE ARTIK SON VERMELİ;TÜM GÖNÜL, BİLİM, SANAT İNSANLARINIİSTANBUL A DOLAYISI İLE TÜRKİYE’YE ,DOLAYISI İLE MEDENİYETİMİZE SAHİP ÇIKMA REFLEKSLERİNİ SİLBAŞTAN GÖZDEN GEÇİRMEYE DAVET EDİYORUM