Lİnç
Irak’ın Musul kentine bağlı Şehan kasabasında,”koca şiddetinden” kaçtığı ve Yezidilere sığındığı için ilçe meydanında linç edilerek yarı çıplak soyulan ve çocukların yanında Yüzlerece insanın tekmeleri arasında yere düşen ver başına taşlarla, briketlerle öldürülen Sünni Müslüman kadının görüntüleri, insanlıktan nasıl çıkıldığını gözler önüne seriyor.Linç Görüntüleri…Buyurun O Habere…
yorumlar
Görüntüleri sonuna kadar seyredemedim ….inanilmaz….diyecek bir sey bulamiyorum…..bu assalik pislik..o cocuklari beni delirtiyor…cahilllikten de öte….dogaya aykiri yaptiklari…ooff cok kötü moralim bozuldu.;-(((((
izlemek istemiyorum.
Bide bu insanlar müslümanlığın gereğini ve kuranda yazılanları yapmaya çalışıyor. Sonuçta adam istenileni yapıyo kardeşim. Onun yeri cennetlik. Ben o cenneti istemiyorum o zaman
bunu seyreden cogu kisi, bunu yapanları soyle yapmalı, boyle yapmalı diye kızgınlıgını, öfkesini belirtirken, bir grup ise boyle yaparsak bizim onlardan ne farkımız kalır. hukuk var adalet var, siddete siddetle karsılık vermek olmaz tarzı bu tur fikirlere itiraz ederler.hafife katıldıgımdan beri bu tur goruntulerin (bu gorduklerimin en agırıydı) altında hep bu ahkamlar var ve ciddi bir tartısma konusu. gercekten bu insanlar nasıl boyle birsey yaparın altında yatan sebepleri arastırarak, bunların onune gecilebilir mi ? ya da bu tur insanların ıslah edilebilecigine inancınız var mı?
yok kardesim bu tip insanlar asla islah olmaz kac yüzyildir böyle bu lavuklar …bu ilkmiki …?????? sonda olmayacaktir……her gün oluyor böyle seyler…ya gözyaslarima hakim olamiyorum arrogante günüm öldü ..moral diye bisi kalmadi…acayip kötü kelimeleri bulamaiyorum…..cok aciyaahuuu .-((((
“Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı içinizden dört şahit getirin. Eğer şahitlik ederlerse onları evlere kapatın. Bu, ölüm canlarını alıncaya, ya da Allah onlara bir yol açıncaya kadar böyle gitsin.İçinizden bu suçu işleyen çiftlere eziyet edin. Eğer tevbe edip kendilerini düzeltecek olurlarsa bırakın. Allah tevbeleri kabul eder, ikramı boldur.” (Nisa 4/15-16)“Zina eden kadınla zina eden erkekten her birine yüz değnek vurun. Eğer Allah’a ve o son güne inanıyorsanız, Allah’ın hükmünü yerine getirirken onlara karşı yumuşamayın. İnananlardan bir takım da onlara yapılan azabı gözleriyle görsün.” (Nur 24/2)kuranda recm ile ilgili hükümler tevrat ve incildeki recm ifadesi ile açıkca belirtilen hem kadını hem adamı öldürmek şeklindeki açıklamayı bertaraf edecek niteliktedir.ki belirtilen 100 değnek cezası için en az dört adet şahit istenir.bu dört şahitin tam olarak penisin vajinaya girdiği ana şahitlik etmesi beklenir.İSLAMDA TAŞLAYARAK ÖLDÜRME YOKTUR.ZİNAYA HÜKMEDİLEN CEZA KADIN VE ERKEĞİN ÖLDÜRÜLMESİ DEĞİLDİR.müslümanlık adı altında bu eylemi yapanlardan,onay verenlerden nefret ediyorum.
Allah belalarını versin. ulan şerefsizler hepsi şerefsiz bu ne ya Bu insanları hepsini öldüreceksin. Ceza vermek insan öldürmek, bunların hepsi tek tek karşıma gelsin ben gösterirdim o zaman SÖz ve kelime bulunmuyor Lanet olsun böyle insanlara
anlamak mümkün değilki hadi diyelim arada bir iki manyak varda nasıl yüzlerce kişi böyle bi vahşete ortak olur
İşte Yaşayan İslam!Tabii, cehalet ile hangi inancı karıştırısanız karıştırın sonuç değişmez.
bu görüntülere söylenecek söz yok! hepsi kifayetsiz.bunlar tek tek hiçbir işe yaramayan, kendi eksik hallerini, zaaflarını, komplekslerini ancak birkaç kişi biraraya gelirlerse şiddetle görünmez kılacaklarını zanneden cahil yaratıklar. “insan” tanımına dahil de olamazlar. hayvan asla denilmez: zez’in dediği gibi doğaya aykırı zaten bu yaptıkları..öfkeleniyorum, çok üzülüyorum, ve hatta kahroluyorum bu tarz görüntülerle karşılaşınca…peki ne yapmalı? ya da ne oldu da insanoğlu bu hallere düştü? ya da hep böyle miydi? en ilkel toplumlarda nasıl işlerdi bu “suç ve ceza” eylemleri? neredeydik ve nasıl buraya geldik? bir sürü soru var kafamda şimdi.kimi kime şikayet ediyoruz???
cannibal holocaust adlı bir film vardır bilen bilir gelmiş geçmiş en ünlü yamyam filmlerinden biridir,o filmde linklenen görüntülerdekine yakın sadece tek bir şiddet sahnesi vardı ki yamyamlar daha insaflı adil ve haklıydılar
ALLAH bunların hepsinin cezasını versin,bunlar insan görünümlü hayvanlar!!!acuistic,bu görüntülerin islamla ne alakası var?böyle insanlık dışı bir olayı nasıl islama mal edersin?birde bu adamların yeri cennetlik demişsin.İnanılmaz birşey bu!Böyle insanlar mı cennete gidecek!islama saldırmak için bahane aramayın lütfen.acuistic, zaten merak etme senin istemediğin o cennetin de seni isteyeceğini pek zannetmiyorum.
bunlar kudurmuş insan topluluğu… sapkın insanlar sürüsü… ne yazık ki bizde aynı familyadanız… utanç duyuyorum insanım demeye… ya da bu tür insanlara bir ad verelim… bir isimleri olsun ama lütfen hayvan adı olmasın…
bu insanlarla ayni din ve ayni mezhebi paylasmaktan utanc duyuyorum….onlarin yasadiklari ve yaptiklariyla benim yasadiklarim ve yaptiklarim ayni degil…..onun icindirki cok garip bir his oluyor icimde…..gece ve gündüz kadar farkliyiz nasil bu sekilde davranip birde Allahu ekber diyorsunuz…salaklar yaptiginiz seytanlikkkkkkkkk…eger bir imkanim olsaydi…hayal benimkisi..o sahadaki o kadina vuran her adami bagiran her insani kadin erkek fark etmez destekleyen herkesi hamam böcegine cevirmek isterdim….benim güzel dinimin pislikleri iste sizin gerceginiz hadi bakalim deyip.
bunu yapanlara söyleyeceğim tüm kötü kelimeler onların yaptıklarının yanında aşağı kalıyor.ve maalesef ki bize yansımayan daha niceleri var böyle.Allah adına bunu yaptıklarını söyleyenler böyle bir vahşeti gerçekleştirenler Allahlarından bulsunlar.
altta yazan yorum ilginç:
ben meseleye şu açıdan bakmak istiyorum; bu gençler bu hale nasıl geldi veya getirildi?ayrıca görüntülerde ki kişilerin müslümanlık adına böyle birşey yaptıkları sonucunu da çıkarmamalı, eğer bu sıfatla yapıyorlarsa zaten sapık konumuna düşerler. ama ne için o kadına bunu yaptıklarını anlamak gerçekten güç.hele betonu vuran bir adam vardı, sanki amerikan pankreas güreşçisi gibiydi.allah ıslah etsin…
acı, doğum, ölüm, sevgi, mücadele, şefkat, kaybediş, sıcak, soğuk, ışık karanlık… bunlar var zaten doğada. hayvanlar, bitkiler, hücreler, moleküller… her şey tamam. bi biz ne diye burdayız, şu aklın ne faydası var, bizim dışımızdaki her hangi bir şeye? işte onu bir türlü anlayamam.hayvansak hayvanlığımızı bilelim, insansak insanlığımızı. daha hangisi olduğumuz belli değil. hayvanlar gibi çoğalıp,o ağırlıkla, içini sürekli bokumuzla doldurduğumuz insanlık denen bataklıkta dibe çöküyoruz. budur kaderimiz aslında. biz burda rahat koltuklara yaslanmış etrafa bakınırken, bu çoğalışın göze batmayan tarafında olduğumuzun farkında olamıyoruz tabii. ancak bu bataklığın parçasıyız biz de. bataklık açısından, masum olamayız.saçma, kutsal olmuş. bilgisizliğini kutsallaştırmış onca insalık nesli… şimdi bu adamların ilkel kabilelerdeki gibi hareket etmelerini nasıl insanlık dışı kabul edebiliriz ki? insanlık ne ki? leşçi bir hayvan, insan. doğallıktan, cennetten kovulma masalıyla koparılmış sonra unutturulmuş sonra uyuşturulmuş. “din toplumun afyonu”…onca dinin, aynı bizim ne diye burada olduğuzun belirsizliğinde olduğu gibi, ne diye, neyi amaçlıyarak gönderildiğini anlamıyorum.kendini yaratmak için insanı yaratan bir tanrı olur mu? bu, insandan bile beklenmeyecek bir acziyet olurdu.peki bu dinler yani bu tarih boyunca dinden dine üstü örtülü olarak aktarılmaya çalışılan kutsal bilgi, tanrının insanına zaten apaçık olan bir gerçeği, nasıl daha iyi insan olabilirliği mi anlatmaya çalışmışlardır. melekler, ruhlar, sistem vs her şey bize tanrının mükemmelliğini anlatırken, biz, nasıl oluyor da hep yanlış yapanı oynuyoruz.tanrı kendisini bizde yaratırken, o kadar da mükemmel olmadığını mı itiraf ediyor?nedir bu palavraların aslı, bu paçavraların astarı?kimse okumayacağı için devam ediyorum. ama gene de göndere basacağım.bir kadın insanlık gibi öldürülüyor ve biz o insanlığın en güzel, manzaralı yerinden bunu seyredip ahlayıp vahlıyoruz. peki şu otobüs kazasını hatırlayalım. bir sürü çocuğun kazada ölüp ülkenin yasa bulandığı yaklaşık üç hafta öncesi. o zaman televizyonda bu haberi verirken şöyle yazmışlardı. “onları cennete uğurladık”. peki. üzüntülüyüz. teselli arıyoruz ama buradaki paradoksu da görmezden geliyoruz:”ölmek kötüdür.hayat güzeldir.cennet cehennem vardır.cennet cehennem hayatla, bu zaman aralığıyla ilgilidir.hayatta ne kadar kalırsan, cen-nem hesabına o kadar çok karışmış olursun.çocuklar, bebekler, ceninler, kalbi atmaya başlayalı beş saniye olmuşlar, bunlar ölünce islam direkt cennete bilet veriyor. katolikler “çocuk limbo’su” denen yere gönderiyor.(orta çağda ortaya atılmış bir mevhum. limbo, eski germen dillerinde sınır demekmiş. limboya giden çocuk ve standart insan anlayışımıza ters düşenler, bu sınırda hapsolunup cennetin mutundan mahrum, ancak cehennemin de ateşinden kurtulmuş oluyorlar. ortodokslar bunu kabul ediyor ancak daha ılımlı yaklaşıyorlar artık bunu nasıl bir mantıkla yapıyorlar onu pek çıkaramadım.velhasıl hristiyanlarda vaftiz edilmemiş, ilk günahtan arındırılmamış çocuklar böyle bir safsatayla sınıflandırılıyor).şu gerçek var ki dünyaya gelen, bizim bildiğimiz günahlardan bihaber olarak geliyor. ancak onun ölümü, bu dünyadaki etkenlerle gerçekleşiyor. yetersiz beslenme, hastalık, sigara, savaş…(insanlık) bu durumda bu ruhu, kaderle açıklayamayız. kaderi, yazgıyla açıklıyorsak bunu yapamayız. o zaman, hayvan gibi ölüyorlar deriz. o da olmaz. çünkü ölüm gerçekleşmese, doğanın insan olacağı belli. kafa karışıyor. bu arada bizim kader dediğimiz şey, temelinden çöküyor. din durur mu o da çöküyor. çünkü din, cennet-cehennem iyi-kötü tanrı-şeytan ikiliğiyle çalışıyor. limbo safsatası da, bu kafa karışıklığının ürünü. islam ne diyor bu duruma? ölen çocuğun anasına teselli veriyor islam. onu cennetime aldım diyor. peki cennet iyi bir yer değil mi? çocuğun öldü ama şimdi cennette diyor. cehenneme gitme olasılığı yok diyor. o zaman ‘iyi bir şey’ der mantık değil mi? ‘çocukların ölümü iyidir’ sonucu çıkar ki işte bahsettiğim paradoks da budur. bir gün bunu bir islam hokkabazına sormak isterdim. hani şu tv’lere çıkıp millete insanlığı öğreten tiplerden birine bu paradoksu anlatmak isterim. ve inanır mısınız, alacağım cevapla bütün bu mantık yürütmelerimin yıkılıp yerle yeksan olmasını öyle isterim ki, o kadar olur. bunu yazmak istedim. yazı olarak yazmayı düşünmüyorum. çünkü bu da gönderdiğim o bir sürü yazı gibi saçma sapan olacaktı. buraya kimsenin okumayacağı bir yoruma musallat olup, bu konuda yazma isteğimi törpülemiş oldum böylece. e bitreyim artık. sabah oldum. zaten öyle o din madrabazlarını falan da arayacağım yok ve gene zaten bu yazdıklarımın saçmasapan olduğunun bilincindeyim. ben saçma biriyim çünkü. saçma bir hayatım var. mutlu değilim. inancım yok. korkuyorum vs… o yüzden şimdi göndere basmamayı düşünüyorum ama dediğim gibi:ben, herkesin baktığında tanrıyı gördüklerini zannettikleri parıltıda, büyükve karanlık bir yalan görüyorum ve tüm düşüncelerim, bunu bir mantığa oturmak çabasında. ama biliyorum faust değilim. onu gibi ifritlerle mifritle ahbaplığım yok, öyle ruhsal seyahatlere çıkamıyorum. ben de düşünüyorum işte. sonra ne oluyor?ölüyorsun.
@SouLinLimbo. okudum!sana cevap verecek veya yazdıklarına karşı görüş sergileyecek durumda değilim.ama sen de biliyorsun ki, biz hayatın bir yerinden zorluklarla geçmeye çalışırken oradan daha önce geçmişleri görmezden geliriz ve zorlanırız, oysa bir bilene sormak gerçekten insana yardımcı olabilir.(o bilen ben değilim yanlış anlama)küçük bazı cevaplar vermek istiyorum.allah’ı bilen ancak biliyor gibi hareket edemeyen zavallılar, hem bilip yanlış uygulamanın hem de insanları yanlış yönlendirmenin hesabını vericekler.ölen çocukların cennete gitmesi paradoks değil, bunu duyan birisi eğer aklı başındaysa -çocuğum ölünce cennete gidecek o zaman öldüreyim bari- demez. hem bu söz çocuğu ölen aileler için çok iyi bir terapi kaynağıda olmaktadır. bu söz doğrudur da, çünkü doğan her çocuk islamiyet üzerinde doğar dinimizde ve ergenliğe erişene kadar da günahsızdır.son olarak; her faust’un mefistosu vardır ve her insanın içinde bir mefisto-faust vardır…
SouLinLimbo, bende soruyorum ayni sorulari…okuyorumda ..durmadan…ooffff offfff sonra bakiyorum…bize madde madde ögretmeye calistiklarina gülüyorum……-))))))))ps;yanliz degilsin haberin olsun…
paradoks, ölen çocukların cennete gitmesinde değil, dinlerin, insanların algıladığı ve yorumladığı ile o kutsal metinlerde geçen tanrının sözlerinin anlamının arasındaki uçurumda bana göre. durumların ve kuralların çelişkisinde. mantıkla dogmanın, sonuçla sebebin gözün gördüğü dilemmasında. mesela cennet ve cehennem ikiliğini beynimizde yaratan etki, yani tanrı, ilahi bir adalet getireceğini vadederken ve bunu yaşamdan sonrası için düşünmüşken, neden, Nur suresindeki zina eden adam ve kadına ne diye değnek göstermek gibi gayet dünyevi, acısı geçici bir yaptırımı onaylıyor. benim paradoks dediğim, tanımı gereği, basit mantığa uyan önermelerdir. tabii paradoks’u kullanırken benzetme yapıyorum. bir şeyi yoktan var ettiğim yok. düşünülen şeyler bunlar.ancak bu meczup güruhunun o kadını taşlayarak öldürmeleri, ve bunu islama yüklemeleri, islamı bilen için tabii ki gene onu temize çıkaracak bir olaydır. islam’da insan için kötü bir şey yoktur.islam tabii ki recimi yazmaz. ama soruları sorarken nesnel davranmak gerekir. nesnellikse soruları iki tarafa da sormayı gerektirir. islamın ve kitabı kuran’nın yoruma açık, yönlendirmelere uygun velhasıl şiirsel bir dili var bildiğim kadarıyla. bunu her meanin, yazarının kendi kişisel bakış açısından arınanamış olmasından çıkarıyorum. süleyman ateş ile yaşar nuri’nin meallerinin sayfa altı notlarını incelemiştim. küçük farklar olsa da farklıydı bu ayetlere baktıklarında gördükleri.oysa kuranın dogma bilgi kaynağı olarak bu kadar aynamsı olmaması gerektiğini düşünüyorum. yani sonuç olarak söyleyeceğim: soruları sorarken, bu linç eden güruhun cehaletinin kaynağını, islamın ve kuranın insandan yansıyan yanını görmezden gelip araştırırsak, sonuca ulaşamayız.
zez;valla bu sorduğumuz sorular, mantığımıza aykırı gelenler, işte ne varsa, eğer bi temters çıkarsa, cehennemde de beraberiz demektir 🙂 sizinle aynı katta yanarken, ben sizin kazanı tıklatıp bu yorumları hatırlatırım, bu serin bahar gününü yad ederiz:)
bukowskiyi okuyup seviyorsak zaten cok büyük bir kazanda yanacagiz yandik ne yandik SouLinLimbo…..
hayatın kesin sınırları var zez. evler, kavgalar, savaşlar ve tabii para. cennetin cehenneme sınırlarıdır bunlar. aklın kendisine vurduğu zincirleridir. aklı olanın bu zincirlerde tutsak olmaya koşa koşa gittiği bir yer burası. tanrı bile ‘at yarışı’ oynar gibi şeytanla iddaya girdiğine göre Onun da sınırlar var. bir bukowski gelmiş, şeytanı kafesten kurtarmış, ama şeytan ne yapmış, ondan onun karısını çalmış. gerçi hikayenin sonunu tam hatılamıyorum ama hank’in şeytanı karısıyla sepetleyip, arabasına atadığını ve gene hikayenin başladığı yere döndüğünü hatırlıyorum. işte bu düşüncenin sonu cehennem olmamalı, yaniOna inanmamam değilde, şu zavallı kadını cani bir zevkle taşlayanlarla aynı ateşi paylaşmak zorunda kalmak beni endişelendiriyor en çok…
@SouLinLimbosize söyliyebileceğim son şey; imtihan
bence bana imtihan (ki ben ona da bir kulp bulurum:) demeyi boşverin de, bana cevaplamayacak gibi yapıp, aslında kendi düşüncelerinizi belirterek cevapladığınız, bu gibi sorulara da kafa yorun derim. bunu kızgınlıkla falan değil, düpedüz öylesine söylüyorum.şu dünyada insan gözü toplamının yarısı kadar inanç bakış açısı var. kimse kimseye gerçekten ne olduğunu anlatamaz. dünyaya ayak uydurduğumuz gözlerimiz ve onu kavradığımız parmaklarımız; her insanda farklı. bu yüzden eşsiz. bu eşsizlik tanrıyı yaratan semboldür diyorum ben. tanrı, bizde kendini yarattı diyorum. o yüzden, şöyle bitirelim.ikimizinde gideceği bir cennet, bir de cehennem var, ama benimkinde, ben insanlık adına yanacağım ve aslında orada da olmayacağım. sizse başka bir cehenneme yada cennete gider orada dediğiniz gibi kişisel günahlarınızın hesabını verirsiniz. aslında sonuç aynı olacaktır.
kafa yorcak birşey yok ki söylediklerinde, islam alimleri yüzyıllardan beri o sorularla muhatap olup cevaplarını vermiş. bunun son örneği bediüzzaman’ın risale-i nur külliyatı eserleridir. (tabi bediüzzaman deyince bazılarının sancısı tutacak, tutsun.)yani, cevaplar aslında çok basit…sadece ben veremem…
öteki taraftan artık dayanamıyorum, kusura bakmayın:mu soru takısı ve ayrı yazılır. ‘İnsanlık Bumu?’ değil ‘İnsanlık Bu mu?’ olacak. Ne yapayım çok rahatsız oluyorum kardeşim. Bu arada dahi anlamındakiş -de -da’lar da ayrı yazılır.