dikkat çekmek için türlü şarlatanlık yapanları bir kenara bırakırsak;
“İslamcı dincilik” öyle bir siyaset ki girdiği toplumda ne akıl bırakıyor, ne fikir; bireyleri cemaat örgütlenmesinde cennetlik robotlara dönüştürüyor…
bu çok doğru, öyle ki ırak’a demokrasi(!) eliyle getirilen şeriat bugün insanların salat yapmasına bile karışıp 🙂 domatesle salatalığın birbirine karışmaması gerektiğiyle uğraşıyor.böyle bir dindarlık anlayışıyla damgalanmış bizim eşşeklerimiz ise daha ileri bir versiyonuyla abdest suyunun alyuvarları çoğalttığı türünden çeşitli hurafeleriyle yeni bir çağ başlatmış bulunmaktalar!hamdolsun cemaatin bilim adamı kılıklı eşşekleri eminim ki bizi bu yepyeni çağ anlayışında sınıf atlatacaklarıdırlar…insanlara “şaman” diye saldıran şarlatanlar dün kolaylıkla sivas’ta insanları da yaktılar… kanlı pazarları da yaptılar… hani bu arada bunları da unutmuş değiliz.
Amerikan emperyalizminin “enerji ve su kaynaklarının güvenliğini garanti altına almak” olarak özetlenebilecek stratejisinin yeni adı “Büyük Ortadoğu” olmaktadır.Tayyip Erdoğan ve mehteran takımı, Necip Fazıl’dan aldıkları “Büyük Doğu” hayaline, Amerikan emperyalizminin “Büyük Ortadoğu” planlarıyla daha fazla yaklaştıklarını düşünerek bu planın asli öğesi olmaya soyunmuşlardır.Onların sanısına göre, Amerikan emperyalizminin Ortadoğu’yu yeniden şekillendirebilmesi için, “laiklik ile islamiyeti en iyi biçimde kaynaştırmış Türkiye” bir model ülke olarak alınacaksa, “ılımlı islam yönetimi” daha iyi bir model olabilecektir. Onlara göre, kendilerinin temsil ettiği “ılımlı islam”, “Büyük Ortadoğu”nun ideolojik temeli işlevini görmelidir. Ancak onlar “Büyük Ortadoğu”nun “coğrafi sınırlamadan çıkartılarak, Kafkaslar ve Orta-Asya ülkelerini de içine alarak geniş bir çerçeveye”, yani Necip Fazıl “üstadları”nın “Büyük Doğu” çerçevesine oturtulmasının daha doğru olacağını düşünmektedirler.Böylece Türkiye’de iktidarı ele geçirecek olan “Büyük Doğu”cuların İBDA kıtalarıyla “doğu”nun fethi teorisinden, Amerikan emperyalizminin kıtalarıyla “büyük doğu”nun kendi önlerine serilmesi beklentisine geçmişlerdir. Bunun için tek yapmaları gereken “ılımlı islamcı” portresi çizmekten ibarettir. Bu amaçla, yıllardır Türkiye’de tedrisatını yaptıkları takiyyeyi uluslararası planda sürdürmek yeterli olacaktır. Amerikan emperyalizminin her dediğini yerine getirerek ona şirin gözükmek, dalkavukluk yapmak, amaca ulaşmanın basit araçlarıdır.[3*]Amerikan emperyalizminin, başta Irak olmak üzere, tüm Arap ülkelerindeki anti-amerikancı hareketleri ve direnişleri pasifize edebilmek için kullandığı şiddet ve terör yanında, ideolojik bir araç olarak gördüğü “ılımlı islam” söylemi karşısında, AKP şeriatçılarının “ılımlı islam” görüntüsüyle Amerikan emperyalizmini kendi amaçlarının aracı haline getirme çabası, Tayyip Erdoğan ve mehteran takımının tek hedefi durumuna gelmiştir…
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
Şaman kadar taş düşsün kafana… Guguk kuşu şimdi damlar dedim sekitmedi. “İti an, sopayı hazırla “örneği…Sizi amerika temizler acak, birazda oralara yumurtla. “Yemi nerden yiyosan yumurtayı oraya” yap.
Kof şarlatanlıkla devam et sen koçum.
dikkat çekmek için türlü şarlatanlık yapanları bir kenara bırakırsak;
bu çok doğru, öyle ki ırak’a demokrasi(!) eliyle getirilen şeriat bugün insanların salat yapmasına bile karışıp 🙂 domatesle salatalığın birbirine karışmaması gerektiğiyle uğraşıyor.böyle bir dindarlık anlayışıyla damgalanmış bizim eşşeklerimiz ise daha ileri bir versiyonuyla abdest suyunun alyuvarları çoğalttığı türünden çeşitli hurafeleriyle yeni bir çağ başlatmış bulunmaktalar!hamdolsun cemaatin bilim adamı kılıklı eşşekleri eminim ki bizi bu yepyeni çağ anlayışında sınıf atlatacaklarıdırlar…insanlara “şaman” diye saldıran şarlatanlar dün kolaylıkla sivas’ta insanları da yaktılar… kanlı pazarları da yaptılar… hani bu arada bunları da unutmuş değiliz.
Necip Fazıl’ın “Büyük Doğu”sundan ABD’nin “Büyük Ortadoğu”suna
Tropik`i yokmuydu?
islamın yumuşatılmış hali olsa gerek, nasıl oluyorsa
Kışları ılık ve yağışlı, yazları sıcak ve kuraktır…
Gülenci astsubayın ‘Işık Evi’ itirafları