Pembe elbisesini giymiş, uzun siyah saçlarını annesine ördürmekteydi…Evin içinde alışılmışın dışında bir koşuşturma hakimdi.Annesi, mutfakta babasının en sevdiği yemekleri pişirmekteydi kalktığından bu yana. Kendinden 3 yaş buyuk abisi ve 2 yaş küçük erkek kardeşi annesinin bir türlü bitmeyen istekleri için ev ile bakkal arasında ha bire mekik dokumaktaydı_”aliii” diye seslendi annesi camdan bahçedeki buyuk oğluna.”Kuş üzümü unutmuşum. Halil efendiden alıver hemen”.Ali ok gibi fırladı yerinden 2 dakika sonra kuş üzümünü mutfağa bırakırke, tencerelerin kapaklarını teker teker kaldırıp içindekilere baktı.
tarhana çorbası, güveç, elde açılmış ıspanaklı börek gözlerinin parlamasına neden oldu..Annesi sütlacı kaselere boşalttıktan sonra dolmayı hazırlamaya koyulacaktı, kuş üzümü istediğine göre..Saate baktı 3 olmuştu..Babasının gelmesine birkaç saat vardı demekki…Pembe elbisesinin kabarık eteklerini tutarak gitti mutfaktaki annesinin yanına. Dudaklarına annesinin rujundan sürmüştü gizlice.Annesi yüzüne baktığında kızacak zannetti ve başını öne eğdi önce.Annesi gülümsedi 6 yaşındaki kızına.Sevincine gölge düşürmek istemediğinden görmezden geldi dudağındaki parlak kırmızı ruju.“Off ne zaman gelecek çok özledim babamı” diye sızlandığı an kulakları sağır eden bir korno sesiyle irkildi ve “babammm” diye fırladı yerinden cama doğru.Aynı anda annesi elindeki bıçağı bırakıp heyecanla koştu kızının peşinden.
Aşağı baktığında babasının kamyonunu gördü ve sevinçle merdivenlere doğru koştu tabii annesi de peşi sıra..aşağıda tam bir curcuna yaşanmaktaydı..babası kardeşlerine ve kendine sımsıkı sarılmış ne kadar buyumuşsunuz diye arka arkaya öpücük yağmuruna tutmaktaydı…“Hoş geldin” diyen karısına” hoş bulduk” dedi sadece..öyle ya konu komşu cama çıkmış film izler gibi onlara bakarken sarılıp öpecek hali yoktu..
Kamyonun kapısını açıp koltukta duran paketleri aldı, çocuklar merakla beklemekteydi..hepsinin ellerine birkaç paket verip kalan paketleri de kendi alarak yukarı çıktılar.Önce O açtı yaldızlı kağıda sarılmış paketi. Sapsarı saçlı kocaman bir bebek vardı içinde sevinçle atladı babasının boynuna..ardından kardeşleri aynı modeldeki saatlerini kollarına takıp, pırıl pırıl parlayan oyuncak arabalarını alarak sokağa diğer çocuklara göstermeye indiler aceleyleBir kenarda bebeği ile oynarken annesinin “daha dolma yapacaktım, erken geldin” dediğini duydu…”sınırdan çabuk geçtik artık uzun yol şöförlerine eskisi kadar zorluk çıkartmıyolar allahtan” diye cevap verdi babası
Annesine uzattığı paketten kırmızı bir şey çıktığını gördü, annesi ne olduğuna bile doğru düzgün bakmadan içine tepti kırmızı şeyi ..”sağol” dedi sadece..”giysene dedi babası bakalım olacak mı, gerçi görmeyeli biraz kilo almışın ama “.annesinin belli belirsiz kendini işaret ederek mutfağa yöneldiğini gördü..
Babası “gel bakalım prensesim diye yanına çağırıp kucağına oturttu..babayı özledin mi?ne kadar buyumuşsun 2 yılda sen”…”özledim ama bir daha gelirken bebeğime bebek arabası da getir emi” diye cevap verdi babasına..ayşenin dayısı getirmişti kırmızı bebek arabası..butun gün bebeğini oyuncak arabasıyla gezdiriyordu sokakta.geçen gün sürerken ucundan tutmak istemiş ama ayşe elini itip “dokunma bebeğimin arabasına annem kimseye elletme dedi” diyerek yere düşürmüştü.. canı yanarak ağlaya ağlaya eve geldiğinde annesi “baban sana da getirir üzülme” diye silmişti gözyaşlarını…
Annesi mutfakta dolmayı yaparken babası biraz yatacağını söyleyip yatak odasına doğru yöneldi.Tam içeri girecekken birden durup ona “gel istersen beraber yatalım annen sofra hazır olunca bizi kaldırır” diye seslendi. Hemen babasına doğru koştu, bu zamana dek hep annesi ile beraber yatmışlardı o yatakta. şimdi de babasıyla yatacaktı ayşeyi de “babama sarılıp onla yattım ben ohh canıma değsin sen annenle yat hala” diye ağlatacaktı..
Annesi “elbiseni çıkart buruşmasın” diye seslendi mutfaktan..yatak odasına girdiklerinde babası pantolonunu, gömleğini, çorabını çıkararak yatağa uzandı.. O da pembe elbisesini çıkarıp düzgünce sandalyenin üzerine koydu..fanilası ve külodu ile kalınca çırpı gibi kolları ve bacakları ile 6 yaşından da küçük görünmekteydi..
Yavaşça babasının yanına süzüldü.. gözlerini kapatıp “babam” diye sıkıca sarıldı..babası saçlarını yavaşça okşarken yüzünde mutlu bir ifade vardı.
babası saçlarını uzun uzun okşadı…sonra elleri yavaşça karnına doğru indi..bir süre karnında dolanıp ordan bacaklarına yöneldi;Babası onu çook özlemişti demekki….
yorumlar
bu yazının devamı konusunda kararsızım…
aman ha!
gerçekler acıdır kop 🙁
adam 2 yıl kamyonla mı dolanmış, omaygad!
adam yaban ellere çalışmaya gitmiş, para biriktirmek için de 2 yıl memleketine gelmemiş
4 yaşındaki çocuk bakkala gitmek için kucuk sayılır..bence ali gitsin hep..;)hikaye ise vurucu..
tamam şimdi oldu, kamyonla gelince ben nakliye işindedir diye düşündüm, demek kamyonla yaban ellerde çalıştı ve döndü, şindi oldu.bi de çocuların yaşları toplamı kaç, onu da söylersen ayşenin yaşını bulabiliriz
ayşe komşunun kızı ve diğeri ile aynı yaşlarda
kendi 6 yaşındaysa, hadi bırakalım 3 yaş büyük abisini, 2 yaş küçük erkek kardeşi de 4 yaşındaysaonu bakkalle ev arasında mekik dokutan anne arıza kapmış heralde kocasının yokluğunda
e ben de onu dediydim..
dabılçek edeyim dediydim…
onjeki hayatımda ben jediydim. tüyü bitmemiş yeti hakkı yediydim.
yazarın anne-oğul ensesti bağlamında da fantezilerini okuduktan sonra birşeyler yazmak istemiştim sabredemedim.anşaşılan o ki problem nesneleri üzerinde ciddi efor sarfedilmeden yazılmış bir yazı.haa mesele elalemin dipsiz sapkınlıklarını düşkünlüklerini anlatmaksa diyeceğim yok.yazıyı” şimdilik de olsa” bağlamadan bırakmak belki de yazarın fantezilerine müşteri aramak kaygısından kaynaklanıyordur bilemem!.belki de cerahat şimdilik içerde kalsın gibi bir yaklaşımdır??? Şöyle fallik döneme yeni bir “can” verme arzusuysa onu da bilemem. Anlatım bozukluklukları da dikkatimi çekmedi değil neyse.Bu işlerin mısır-inka-hawai dolaylarında çok rağbet gördüğünü de hatırlatırım.
İtiraf zordur, hele ki başkalarına yaptığımız itiraflar.Birde bu zorluğun üzerine itirafın içeriğinin enstet olduğu düşünülürse…Yıllarca babası tarafından taciz edilmiş korkmuş, sindirilmiş, şiddete maruz kalmış, annesinin gidecek hiçbir yeri olmamasından, hatta kendine inanamayacağından korkarak bu duruma ergenliğe dek boyun eğmek zorunda kalmış bir gençkızın hatırlamak bile istemediği bölük pörçük anılarıydı kaleme aldığım satırlar…Yazının bu kadarla sınırlı kalmasına gelince; anlatılanlar beni o denli üzüp etkiledi ki kalan kısmın gerçekliğini nasıl dile getireceğimi bilemedim.yaşananları tüm ayrıntısı ile, sakınmasızca anlatmak istememe rağmen kelimelere kilit vurmadan yazmayı becerebilme başarısını göstermem mümkün olmadı maalesef…Ne kadar görmezden, duymazdan, bilmezden gelmek istesek de, ne kadar bu iğrençliğe midemiz bulanıp, içimiz acısa da insanlık sürdüğü müddetçe bu devlet sırrından daha sır sapık ilişkiler hep yaşanacaktır…yaşadığımız bataklıkta çamura bulaşmamış yer, cerahatin ulaşmadığı nokta mı var toplum denen bedende…Konunun altındaki yorumlarda gönlüm başka şeyler konuşulsun isterdi..Enstet duygusunun nedenleri, alkol ve uyuşturucunun enstete etkisi, cinsel yetersizlik ve doyumsuzluğun enstetteki payı, eğitimsizliğin enstetteki boyutu, enstete maruz kalanların ne yapması gerektiği , sabrın ve suskunluğun enstetteki derecesi vs vs vs..Hadi geyiğe vurulan yorumları geçtim de, iç sıkıntısı ile yazılan satırlarımın “fantezi “ olarak değerlendirilmesini ve anne-oğul fantezilerimin beklenmesini şaşkınlıkla okudum..(ayrıca baba, abi, amca, dayı, enişte ,kuzen, yeğen vs enstet ilişkilerini yazılı ve görsel basında bol miktarda okumuşluğum vardır da anne, abla, hala, teyze, yenge vs tarafından enstete maruz kalanları bu güne dek hiç duymadım.)İnsan ne kadar aciz ve maalesef insanlığın okulu yok!!!!
yukardaki yorumuma enstet kategorisine girmeyen akrabalarda dahil edilmiş, değiştir butonu olmadığı için düzeltemedim 🙁
@kelebek, böyle karşılamaların artık unutulduğunu düşünmüştüm. Sonra yazının devamını okuyunca aradan iki yıl geçmiş haklı buldum..
hayatın içinden ama çok üzücü konular bunlar bu blogtan tabanları yağlıyorum:)
@fare kaçma:))
biri buraya peynir koymuş:)
peynir yok… fare yemiş:)) fındık faresiii, seni gidi seniii!!
Akonimmm şükür kavuşturana geldin demek….
@kelebeğim, geldim. şimdi senin gelmeni bekliyorum