Orman donmuş çatır çatır! Bir zırhın elması, bir zümrüt bir yakut renginde alev saçmakta..Bodrum;Yolum Turgut reise düştü; Geçmişinde Heredot gibi tarhçiler,Turgut reis gibi denizciler,Neyzen Tevfik gibi rind şairler yetiştiren efsane yanıyor, yanmış daha da yanacak..Salmaki den su perisi diye bahsedilir.. Köpüklerle yıkanırmış, salmaki yıkıntılarının bulunduğu yerlerde..Şimdi bu efsanelerin yerinde, çete reislerinin adamları kol geziyor..Yağmalamışlar, kendi karakterlerine benzetmişler Bodrumu..Onlar kuşatmayı daralttıkça halk köylere çekilmiş , huzur bırakmamış haramiler..Bodrum kimsesiz tapınaklar gibi teslim olmuş, ne Venüs ne Adonis hepsi birilerinin ilhamı olarak donup kalmış..Efsaneler haykırıyor adeta; “Yirmibirinci yy. insanları bana hiç bir şey yapamazsınız, yaksanız da yıksanız da bir şey yapamazsınız. Bütün izler tarihler , bana ait ne varsa burdayım burda beklemekteyim”
Efsaneler, beyhude yere nefes tüketedursunlar,Bodrum da ormanlar yanıyor, tarih yağmalanıyor..Bodrum tutsak bir aslana benzemiş..güneş, güneş yine doğuyor, sabah, sabah oluyor. sadece bunlar oluyor.Bir güzellik tacının tüyleriTavus kuşları gibi yolunuyor.Burjuvazi büyülerinin tam göbeğinde,Heveskar eğlencelerin tantanasında..Bodrum da ölüm ve erotizm cirit atıyor..En iyisi köye dönmek “salmakız”hoşçakal..