Gecenin bitimi, deniz çarşaf gibi. batıp bacaklarının arasından geçmeye çalışıyordum, hep bir taraflarım suyun üzerinde kalıyor, batamadığımı hatırlıyorum.‘ denize dileklerini söyle gerçekleşir..’Babam , çocukluğumda bu hikaye ile kandırmış beni..tabağında yemek kaldığında arkandan ağlar gibi bir çözüm..Dilek yerine denizi tuttum ya da denize tutuldum..tuttum ya da tutuldum..böylesi nüansı nasıl oluyor da fark etmez cümlesi içinde kullandığıma şaşırıyorum..aslında şaşmama şaşacak bir şey yok..bilirim ki bir insanı en çok kendi yüreği şaşırtır.İşte bu şaşkınlık içinde düşünceler İzmir Adana arası gidip gelirken yorgun düşmüş olacak ki bilindik çıkarımları yinelemeye başlar..çünkü her daim daha kolay. misal:aynı yola ulaşınca, aynı kapıya vardıkça, her tren zeytin ağaçlarına (1) çıkınca değişen bir şey olmaz mı gerçekten ?gidilen yol , çıkılan basamak, geçtiğin bahçe , beklediğin peron anlamsız mıdır yani ?her aşkın sonu ayrılık olsa bile hissedilen benzer çarpıntıya rağmen , yaşadığın aşkın ne derece kirlendiği , ayrılığın hüznünü yüklenişin fark yaratmaz mı ?hangi sözcüklerle veda ettiğini hatırladığında : yüzünün kızarıp başının önüne düşmesiyle unutulmak istenen ama unutulamayan bir ismin -hiç tanımaz olsaydım kadir bilmezi- keder töreni ilegözlerimde bıraktığı son bakıştı-içten ve mutlu ol dercesine ağlamaklı ve saldırgandı,dur beni almayı unuttun der gibi binbir türlü hikayenin buluşmasıydı-hatıratını yaşamakla eş değer midir ?herhangi bir ezgide duygulanılırken notalarının dizimi kıymetsiz midir ? on dakika içinde yapılan bir müzikte ağlayan biri ile yıllarca emek verilerek oluşturulmuş melodide içlenen insan arasında fark olmaması mümkün müdür?Ya da :Otuz yılı aşkın bir süreyi tek bir kelime için bekleyen şairin mısrasını aynanın önüne yazmakla, otuz kelimeyi yılın herhangi bir gününde yan yana getirilen mısraları ezberleyip arada bir söyleyerek şiir severler arasına katılması adalet midir?Elbette değildir..Demem o ki:Kavramlar açıklamalar içindir, yaptıklarımız yaşamın kendisidir..ölümün yaşayacağımız en bilinmez son kavram olduğu mutlak –aynı yol-aynı kapı-zeytin ağaçları-lakin asıl bilinmesi gereken elinde kalan ne derece hakikat?1: her tren zeytin ağacına kavramı : yazının çıkış anında her yol Paris’in fransızların soğuk tavırlarını düşününce yapay kentinizi alın başınıza çalın savunucusu ben tarafından o vakit ortaya konmuştur.zeytin ağaçlarına varması elbette Ege’den kaynaklanmaktadır.daha detaylı bilgi fuzuli kalacağından yazılmaya gerek duyulmamaktadır.Misallerle dinlenen yürek, kavramları olmayan sevdasının dalgalarına döner..