Bu haber 27/3/2002 tarihli Milliyet gazetesinde yayınlandı.Gerçekten
paranoyak olmuşuz da haberimiz yok.
• Küstüm çiçeğim kapandı; deprem olacak gibi. Eşyamı topladım, İstanbul’u terk ediyorum.
• Avcılar’dayım. Kapıdaki rüzgarlık bazen deniz tarafına, bazen sağa sola sallanıyor. 17 Ağustos’ta da sallanmıştı.
• Evde 10 kalorifer böceği duvara tırmanıyor. Deprem geliyor.
• Suyum ısındı deprem mi olacak?
• Anormal hisler duyuyorum, ateş basıyor, deprem mi olacak?
• Richter ölçeğini nereden satın alabilirim?
• Sırtımda ve ayağımda ağrı var. Deprem olacak.
• Web sitenize bağlanamıyoruz. Bizden bir şey mi saklıyorsunuz?
• Burnum kanıyor, deprem mi geliyor?
• Köpeğim depremden önce havlamıyor. Anormal mi?
• UFO gördüm, siz de gördünüz mü?
• Ay neden çok kırmızı?
• Hava sıcak, deprem mi olacak?
• Depremi neden önceden bilmiyorsunuz?
• Beş gün sonra Suadiye’de parti yapacağız. Bizim caddeye yağmur yağacak mı?
• Martı ve kargalar çok bağırıyor, deprem olabilir mi?
• Sallandık, dışarı çıkalım mı?
• Bursa’dayım. Televizyon çok karlı. Bunun anlamı ne?
• Televizyonda beyaz lekeler var. Televizyondaki değişiklikler deprem habercisi sayılır mı?
• Küçükçekmece Gölü yeşillendi. Deprem öncesi yeşeriyor.
• Rüyamda gördüm deprem olacak.
• Antalya’dan bir kuyumcu: Hassas tartının ibresi anormalleşti. Eksileri gösteriyor. Deprem habercisi olabilir. Bugün -20’de. Daha önce de eksiyi göstermişti ve deprem olmuştu.
• Kuşadası’ndan arayan alkollü bir erkek: Sallanıyorum, deprem mi oldu? Saklıyorsunuz. Küfür.
yorumlar
Kandilli rasathanesiyle ilgili bir anımı anlatayım.
1999 senesinin sonunda bir proje için birkaç defa ziyaret etmiştik orayı. Depremlerden sonra hepimiz uzman kesildik, çoğunuz biliyordur deprem büyüklüğünün nasıl ölçüldüğünü. Bilmeyenler için kısaca anlatayım. Çeşitli yerlerde sismograflar var. Herhangi bir deprem olduğunda bunlar bulundukları yerdeki değerleri (magnitude vs.) ölçüyorlar. Daha sonra en az 3 noktadan alınan bilgilerle (üçgen içinde)depremin coğrafi koordinatları, büyüklüğü hesaplanıyor. Yalnız orda bulunan sismografların çoğu analog, yani tv de gördüğümüz ruloların üzerine gelen data çiziliyor, bilgiler elle ölçülüp bilgisayara giriliyor.
biz tam ordayken bir deprem oldu. insanlar birden ellerinde kağıtlar, cetveller sismografların başına koştular.. ölçümler yapıldı, bak burası 10cm. şurası 7cm filan. Ellerindeki bilgileri bir programa girdiler, sonuç 4.2 (tam değerleri hatırlamıyorum). aynı bilgileri digital bir sismografa bağlı başka bir programa girdiler, orda sonuç 4.8 çıktı. Birisi 4.4, başka birisi 4.6 girelim filan diyordu, aralarında en kıdemlinin dediği rakamı girdiler deprem büyüklüğü olarak. orda işlerin böyle yürüdüğünü öğrendiğimde oldukça şaşırmıştım. bazen yok amerika şöyle ölçmüş, yok avrupaya göre şu depremin şiddeti daha fazlaymış gibi haberler çıktıktan sonra bizimkilerin ölçtükleri şiddeti zırt pırt değiştirmelerinin sebebini de anlamıştım.
not: bunu kandilli rasathanesini veya orda çalışan insanları kötülemek, güvensizdir onlar demek için yazmadım, ama bana yeterli donanımları yokmuş gibi gelmişti o zaman, şimdi vardır belki.. umarım.
paranoya yapan abuk sabuk tv haberleridir. 17 ağustos depreminin ardından, yok işte depremden önce ay kırmızıymış, havada çok yıldız varmış, ufolar gözükmüş, böcekler yuvalarından çıkmışlar gibi haberlerle insanların psikolojisini bozdular. aramızda kalsın bi ara bende köpekler havlayınca falan deprem olucak galiba diye uyuyamıyordum.
her gece ayak ucuma yerleşip yatıyor. ancak “allahsız” gecenin bir yarısı bazen öyle bir kaşınıyor ki, yatak resmen sarsılıyor. ilk başlarda resmen zıpladım yataktan deprem oluyor diye. sonradan alıştım tabii ama yine de bir soru işareti ve tedirginlikle uyanıp direk kediye bakıyorum.. o da “ne var?” gibisinden gözlerini dikip bana bakıyor. “yavaş kaşın, ayı!” diyerek tekrar başımı yastığa gömüyorum.. üç-beş gecede bir bu manzara yaşanıyor.
deprem olacak diyordu anneannemm bir ara 🙂
küçükçekmece gölü yeşillendi.deprem öncesi yeşeriyor.
yine yeşillendi fındık dalları,
zaten hep yeşildi fındık dallarıııı..!